Bu Blogda Ara

Çevresini Aşan Bir Şahsiyet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çevresini Aşan Bir Şahsiyet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2015 Pazartesi

Hz. Peygamberin Hayatı

Çevresini Aşan Bir Şahsiyet

Dünyanın hemen hemen bütün şahsiyetlerinin yetişmelerinde çevrelerinin rolü büyük olmuştur. Fakat sözünü ettiğimiz insanın bambaşka bir özelliği vardır. Bu insanın yetişmesinde çevresinin hiçbir rolü olmadığı görülür. Arabistan'ın o zamanki durum ve koşullarının böyle bir tarihi şahsiyetin doğmasına müsait olduğu da söylenemez. Arapların en çok ihtiyaç duyduğu belki de aşırı milliyetçi bir liderdi. Böyle bir lider kabileler arasındaki kavga ve çekişmeye son sağlayarak ve çevredeki ülkeleri fethederek güçlü bir Arap krallığı kurabilir ve nihayet, Arapların siyasi ve iktisadi gelişmesini mümkün kılabilirdi. Bu liderde Arapların bütün kötülükleri bulunabilir ve baskı, zulüm, acımasızlık, katliam, hile, desise ve mümkün olan her kötü yola başvurarak milletinin geleceğini teminat altına almaya çalışabilirdi. Arap toplumunun o günkü yapısı yukarıda özelliklerini saydığımı bir liderin ortaya çıkmasını gerektiriyordu. 

Hegel'in tarih felsefesi veya Marks'ın tarihin maddi yorumu açısından ,böyle bir ortamda çevrede yalnızca bir ulusu birleştirebilecek ve devlet kurabilecek bir liderden başka birine ihtiyaç olmadığına inanırsınız. Ama Hegel ile Marks'ın felsefeleriyle aşağıdaki durumun izahı mümkün olabilir mi? Bir yandan o zamanki Arabistan ve hatta bütün dünyanın perişan halini göz önünde bulundurun, diğer yandan güzel ahlâkı öğreten, insanlığı ıslah eden, nefisleri temizleyen ve cahiliyyenin tüm evham ve hurafelerini yok eden birini düşünün.

Öyle biri ki, bakışları ülkesi, halkı ve ırkının bütün sınırlarını aşıp dünyaya ve bütün insanlara uzanmıştı. O, sırf kendi yandaşları veya vatandaşları için değil, bütün İnsanlar için cihanşümul bir ahlaki, manevî, medeni ve siyasi nizamın temellerini attı. O, sosyal ve ekonomik meseleler ile milletlerin siyaseti ve uluslararası ilişkilerin sağlıklı temellere dayandırılması ve çözümlenmesini hayal aleminde değil, yaşadığımız gerçekler dünyasında sağladı. O, maddiyat ile maneviyatı öylesine dengeli biçimde birleştirdi ki, herkes O'nun hikmetine ve basiretine hayran kaldı. Şimdi kalkıp siz bu insanın Arap cahiliyye devri ve ortamının bir ürünü olduğunu söyleyebilir misiniz?