Bu Blogda Ara

Hiç düşündük mü? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hiç düşündük mü? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2021 Çarşamba

Düşün.

 Hayatın bir parçası haline gelen sosyal medya aslına uygun şekilde kullanılmıyor, Vatan millet, gelenek, örf adet nedir unutulmuş bir sürü paylaşım.

Kanaat önderi Peygamber efendimiz veya dinimiz hakkında abuk sabuk bir sürü paylaşım.

Dostlar, Dünyaya eğlenmeye gelmediğimiz kesin ve nettir, Peki her canlı, her yapılan, her bitkinin kesin veya %100 sonu olduğunu bildiğimiz halde neden bu dünyadaki gayemizin peşine düşmüyoruz.

Gayemiz Peygamber Efendimizin bize yol gösterdiği şekilde Kuranı Kerimi iyi anlayarak Allah'ın emir yasaklarını yerine getirerek yaşamak. Düşünsenize, Çalıştığınız yerde patron olsanız dahi sizi menfaatlerinize götüren her konuda bir çok konuya boyun eğiyor ve yapıyorsunuz, Amirin şefin dediklerini yapmadığında sonuçlarını iyi biliyorsun, Baş kaldırmada burnunun nasıl sürteceği endişesi veya farklı duygulara kapılarak bir çok işlevi veya işlerimizi yapıyoruz.

Dünyadaki yaşam stili dışında dünyanın kendini nasıl çevirdiğine bir bakalım, kış ilk bahar yaz ve son bahar, dünya üzerinde çimeninden meyvesine bir çok şey yok oluyor ve mevsim kurallarına göre geri geliyor, yani kıssadan hisse yeni bir diriliş gerçekleşiyor.

Dostlar, dünyada veyada etrafınızdaki insanların nasıl yaşadıklarının hiç bir önemi yok, biz kendimizden sorumluyuz, Siz kendi yaşantınızı düzenlediğinizde etrafınızdaki oluşumun etkilerinide rahatlıkla göreceksiniz.

Ülkemiz son 5-6 yıldır ekonomi olsun bir çok konuda sıkıntılı süreçten geçiyor, Peki kendinize bir sorun ALLAH istemeseydi olur muydu bunlar? Elbette olmazdı, Ülke yönetimine bahane bulanlar bence insanların yaşam şekillerine bir bakmalı, 

Siyaset veya devlet yanlışlıkları tartışılır hep havada kalır, Kimin ne dediğine bakmayın, çünkü kapalı kapılar arkasında neler döndüğünü siz bilemezsiniz. Biz iyi olursak emin olun devlet 10 kat daha iyi olur, Biz çalışkan olursak devlet 20 kat daha çalışkan olur, Bize burada düşen esas konu dünyadaki gayeni bilmek, kapı ya açık ya kapalı olacak net olmasın, 

Helak olmuş milletlerin nedenlerini hiç mi merak etmediniz, Siz istesenizde istemesinizde vücudunuz belir bir süreden sonra kendini nasıl salıyor yorgun düşüyorsa vücutta esasen sizin farkında olmadığınız emir komuta sistemi var, günlük 8 saat uyumazsan şu olur, şu kadar su içmezsen şu olur, bu kadar yemek yersen bu olur gibi, iş yerleri, üretilen  her araç gereç, ağaçlar meyveler bunlarında herşeyin belirli yapılması gerekenleri var, yapmazsanız veya aşırı giderseniz hepsinin bir sonucu var.

Şimdi bizim kendimize sormamız gereken şu? Ben dünyaya ve kendime hizmet edecek ne kadar yararlı işler yapıyorum, bu işler bitince ne olacak, Öldüm baki, ölünce ne olacak,  İstediğim hayatı yaşıyor muyum.

Ben Allah'ın varlığına ve birliğine peygamberlerine, kitaplarına inanan ve hatalarım olsada uygulayarak yaşamaya çalışan kısacası Allah'a kul olmaya çalışan sizin gibi Allah'ın nadide varlıklarından biriyim. Her namazımda bırakın namazı inşallah bir rükû veya secdenin biri kabul olur diyorum, Dünyanın o kadar çok içine dalmışız ki kendimizi kandırıp zamanımızı öldürüyoruz. 

Her seferinde deneyerek çizgimizi belirleyelim, Çizgi dışına çıktığımızda yeniden dönelim, hata yapmaktan korkmayın, Allah'a ve Peygamberlerine Kitaplarına karşı gelmediğiniz sürece içinizdeki ferahlığının garantisi Allah'ta. İnanmasanız dahi inançsızlığınızı belli edin Allah bununla ilgili tüm hükümlerini peygamber efendimize verdiği yüce kitabımız kuranı kerimde bildiriyor. 

Peygamberimizin Hadisleri ve Kuranı Kerime inanmadığınızı düşünün, Kuran Kerimin Allah Katından olduğunu size bu konuda 6 yaşındaki bir çocuğun anlayacağı şekilde anlatayım, dünyayı ve insanları izleyin ve Kuranı Kerimi okuyun, kıyaslama yaptığınızda karşınıza çıkan sonuçlar Kitabın Allah katından olduğunun net ispatıdır. Kimseye dürüst olamıyorsan kendine dürüst ol ve sakince izle insanları, yaşantıları, doğayı, bir ağacı veya çimeni izle ve düşün. yazları kışları, gezegeni, doğuş ve ölümü düşün.

23 Şubat 2016 Salı

Hiç düşündük mü?

İnsan, tabiatı gereği dünyaya düşkündür, âhireti ise hatırından uzaklaştırma eğilimindedir. İnsanoğlunun ölümden hoşlanmamasının, ondan ürkmesinin en önemli sebebi, dünyaya olan aşırı tamah, ölümün ve âhiretin unutulup hazırlık yapılmaması, günah ve isyan karanlığında hakikat ışığının görülememesidir. Oysa Allah Rasûlü (s.a.s)’nün uyarısı çok ağırdır:  “…(Gaflete) dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır! Azan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!”

Doğumdan ölüme geçen süre içinde insan her türlü yoldan geçer, doğruları yanlışları fazlasıyla yapar, kendini rahat ettirme peşine takılır durur. İnsan bilmezmi mucize oluşumundaki gerçekleri, görmezmi etrafındaki düzeni, Görmezmi etrafındaki ölümleri ve bilmez mi sıranın kendinede geleceğini!


“Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini ne şekilde yıprattığından, malını/servetini nereden kazanıp nerelere harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.” 

Hayatta hep yüz yüze olduğumuz hâlde bir türlü idrakine varamadığımız bir gerçek vardır: Ölüm ve ötesi. Oysa Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde, “Ağız tadını kaçıran, lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın". buyuruyor.

Hiç düşündük mü? 


*Neden dünyamızda kötülükler, zulümler, haksızlıklar, katliamlar, savaşlar, cinayetler, öldürmeler, suçlar bir türlü sona ermiyor? 

*Neden hırsızlık, arsızlık, edepsizlik, fuhuş, zina, taciz, uyuşturucu, alkol, kumar hiç azalmıyor? Neden yalan, dolan, gıybet, iftira hiç eksik olmuyor? 

*Neden insanlar tabiata, çevreye ve diğer canlılara sürekli zarar veriyor? 

*Neden insanlardaki daha çok kazanma, daha çok tüketme, daha çok sömürme, daha çok eğlenme hırs ve tutkusu, ikiyüzlülük, bencillik, haset, intikam, kin ve öfke bir türlü sona ermiyor? 

Bu soruların birçok cevabı yanında çok önemli bir cevabı var: Ölüm, ahiret ve hesap çoğu zaman aklımıza gelmiyor. Ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam ettiğimiz anlar oluyor. Unutmayalım ki günah ve haramlardan uzaklaşıp sevaplara, hayırlara ve iyiliklere yönelmek için ölümü, ahireti ve hesabı daima hatırda tutmak gerekiyor. 

Dünya pazarında hiçbir şey karşılıksız verilmezken, ebedî âlemde vaat edilen nimetler çalışmadan, hazırlanmadan kazanılır mı? Mademki ölüm var, ahiret var, hesap var, mizan var, sırat var, cennet var, cehennem var; öyleyse ölüme, ahirete ve hesaba hazır olalım! Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim!