Namazı anlatmaya geçmeden önce kılık kıyafetimiz ve namazı kılacağımız yer temiz olmalıdır. Abdest olmadan namazın hiç bir önemi yok o yüzden öncelikle güzelce abdest alacağız.
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismilmillahirrahmanirrahim, Yarabbi Niyet ettim senin rızan için Namaz abdesti almaya.
1. Eller Bilekler dahil yıkanmalı Suyu Temiz İslamı Nur Kılan Allah'ım
2. Ağıza 3 Kere Su verilir içinizdende abdest dualarını arapça türkçe veya farklı dillerde okuyabilirsiniz, Peygamberimizin dili, lisanı arapça olduğu için arapça tercihimiz olmalı, zorlanıyorsak hangisi kolayımıza gelirse, Rab'bim cennetin sonsuzluk Kevser'den bizlere tatdır.
3. Burana Su vermek ( Allah'ım cennetin o mis kokusundan bizleri mahrum etme ) Yüzlerin karacağı o gün yüzümü nur kıl Allah'ım )
4. Yüzümüzü yüz hatlarımız dahilinde yıkamak, yüzü yıkamak farzdır, bu yüzden daha dikkatli ve özenli olmayız göz kapakları ve göz yuvalarına dikkat edilmelidir.
5. Kollar dirsekler dahil yıkanacak.
6. Kafamızın 3te 1ine mesh
7. Kulaklarımızı cin parmak kulak içine gelecek baş parmak kulak arkasına gelecek şekilde.
8. Kulak yıkanırken kullanılmayan 3 parmakla enseye mesh ediyoruz
9. Önce sağ sonra sol ayaklarımızı yıkayıp abdestimizi bitiriyoruz,
Abdest azaları yıkanırken dualar ve niyetler önemlidir, Abdest alırken, Allah ile konuşuyormuşsun gibi samimiyetle; Allah'ım ağzımı kötü sözden, yalandan koru ve seni güzel zikretme konusunda yardım et, Allah'ım beni cennetin mis kokusundan mahrum etme, Allah'ım, mahşerde yüzümüzü aydınlat nur eyle, Ya Rab, amel defterimi sağ elimden ver hesabımı kolaylaştır, Ya Rab, amel arkadan ve sol elimden verme hesabımı kolaylaştır, Allah'ım hiçbir gölgenin olmadığı o gün ve arşın gölgesinde gölgelendir, Ya Rab, bize güzel söz işiten o sözle amel eden güzel kul olmayı nasip et, Allah'ım boynumu cehennem azabından koru, Allah'ım adımları sana doğru, senin rızana uygun atmam için bana yardım et, beni hataya gaflete düşürecek adımlar attırma gibi iç sesimizden veya duayı bilmeyenler için alternatif olabilir. yazının uzunluğuna aldanmayın abdest alınırken kolaylıkla ve rahatça söylenebiliyor
Şimdi Namaza geçebiliriz.
1- Namaza başlamadan önce hangi namaz kılınacaksa kalp ile buna niyet
edilir. (Niyet namazın farzlarındandır.)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Ameller niyete göredir."
(Buhari, Müslim)
2- İftitah tekbiri için elleri baş parmaklar kulak yumuşağının
hizasına gelinceye kadar yükseltilir. Kadınlar ellerini omuzları hizasına kadar
yükseltir. (Çünkü daha fazla yükseltmek örtünmesi gerekli olan yerlerinin daha
fazla açılmasına yol açabilir.) Vail b. Hacer, Berra ve Enes b. Malik (r.a)dan
şöyle rivayet edildi:
"Rasulullah (s.a.s) tekbir için ellerini baş parmakları kulak
yumuşakları hizasına gelinceye kadar yükseltirdi." (Müslim, Ahmed, Dare Kutni)
3- İftitah tekbiri getirilir. (Bu namazın farzların dandır.) Ali ah’ u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Pisliklerden arınan ve Rabbinin adını anarak namaza duran kimseler
iflah olmuştur."
(Alâ: 14-15)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Namazın girişi tekbirdir"
(Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed, Darami, Beyhaki)
Tirmizi bu hadis için Sahih dedi.
4- Tekbir aldıktan sonra eller göbek altında sağ el sol elin üzerine
konur.
Rasulullah (s.a.s): "Göbek altında sağ eli sol elin üzerine
koymak sünnettendir" buyurdu.
(Ebu Davud, Ahmed, Dare Kutni)’Zayıf hadis.
5- Sonra "Sübhanekellahümme ve bi hamdike ve tebare kesmüke ve
teâlâ ceddüke ve lailahe gayrüke" duası okunur.
Rasulullah (s.a.s) namaza başlarken tekbir alır ve sübhanekellahümme
duasını okuyup ona başka birşey eklemezdi."
(Dare Kutni, Taberani) Dare Kutni rivayet etti ve sahih dedi.
6- "Sübhanekellahümme" duasından sonra
"Euzübillahimineşşeytanirracim" denir.
Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: "Kur’an okuduğun zaman kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a
sığın." (Nahl: 98)
7- Euzuden sonra besmele çekilir. (Euzu ve besmelenin ikisi
gizli çekilir.)
Enes b. Malik (r.a) şöyle rivayet etti: "ben, Rasulullahın, Ebu
Bekirin, Ömerin ve
Osmanın arkasında namaz kıldım. Bunlar her namaza hep "Elhamdüliilahi
Rabbilalemin" ile başlarlardı. Bismillahirrah-manirrahim sözünü kıraatin
başında ve sonun da açıktan söylemezlerdi."
(Buhari, Müslim)
8 - Besmeleden sonra namazın ilk iki rekâtında fatiha ile
bir kısa sûre veya uzun bir sûreden en az üç âyet okunur. Bu ise namazın
vaciplerindendir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Fatiha ve onunla birlikte bir sûre okumazsa namaz olmaz."
(Tirmizi, İbni Mace)’Zayıf hadis.
Ebu Said (r.a) şöyle rivayet etti: "Rasulullah (s.a.s)namazda fatihayı
ve fatihadan sonra Kurandan kolayımıza geleni okumamızı emretti."
(Ebu Davud) İbni Hibban rivayet etti ve sahih dedi.
"Fatihayı okumayan kimsenin namazı yoktur."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
İbni Mace)
Açıklama: "Namazda, ondan (Kurandan) kolayınıza geleni okuyun."(Müzzemmil: 20)
Bu âyetten namazda Kurandan bir miktar okumanın farz olduğu anlaşılır. Tek
kişi (Haber âhad) hadisine dayanarak bundan fazla bir şeyin farz olduğuna
hükmedilmez. Tek kişi hadisleriyle amel etmek vacip olduğu için fatiha ile
zammı sûrenin vacib olduğuna hükmedilir.
9- İmam "Veleddallin" dediği zaman
hem kendisi hem arkasında olanlar gizli olarak "Amin" derler. Rasulullah (s.a.s): "İmam "Veladdallin" dediği
zaman siz de "Âmin" deyiniz" buyurmuştur. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
İbni Mace)
Gizli olarak "Amin" demenin sebebi (Aminin) bir dua olmasıdır.
Dualarda ise gizlilik esastır.
10- Sonra tekbir alınarak rükua eğilinir. "Rasulullah
(s.a.s) (Namazda) her eğilip kalkarken tekbir alırdı." (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei)
Tekbirdeki -E- harfleri hiçbir zaman uzatılamaz
Allah ve Ekber kelimelerinin başındaki -E-ler
uzatıldığında soru şeklini aldığı için dinen sakıncalıdır.
11- Rükua varıldıktan sonra elin avuçlarıyla diz kapakları
tutulur ve parmakların arası açık bulundurulur.
Rasulullah (s.a.s) Enes b. Mâlik (r.a)ye: "Rükua eğildiğin
zaman, ellerini diz kapaklarının üzerine koy ve parmaklarının arasını aç.( Ne sıkı nede salaç rahat olmalıdır"
(Taberani)İbni Hibban rivayet etti ve Sahih
dedi.
12 - Rükuda sırt dümdüz bir şekilde tutulur.
"Rasulullah (s.a.s) rüku yaparken mübarek sırtını dümdüz bir şekilde
tutardı."
(İbni Mace)Taberani ve Ebu Yala Sahih senedle
rivayet ettiler.
13- Rükuda baş ve omuzlar yüksekte tutulmaz. "Rasulullah
(s.a.s) rüku yaparken başını ne eğer nede yüksek tutardı." (Müslim, Tirmizi)
14- Rükuda en az üç defa"Sübhane
Rabbi"yelazim" denilir.
Rasulullah (s.a.s): "Herhangi biriniz rüku ettiği zaman üç defa
"Sübhane Rabbiy el-azim" desin. Bu da en azıdır"buyurmuştur.. (Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace,
Beyhaki)Mürsel-Zayıf hadis
İbn Abbas (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Allah Teâlâ rükuda ve secdelerde Kuran okumamı yasakladı. Rükuda
Rabbinizi yüceltin "Sübhane rabbiyel azim" deyin. Secdede duayı çok
yapın. Muhakkak Allahu Teâlâ sizin duanıza icabet eder."
(Müslim)
15- Sonra baş, kaldırılır ve"Semiallahü limen
hamideh" denilir. İmamın arkasındakiler de "Allahümme
Rabbena ve lekel hamd" derler. İmam ise içinden söyler. Tek
başına namaz kılan kimse her ikisini de söyler.
Rasulullah (s.a.s) "Semiallahü limen hamideh" dediği zaman
"Allahümme Rabena ve lekel hamd"derdi."(Buhari)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "İmam "Semiallahü limen
hamideh" dediği vakit "Allahümme Rabbena lekel hamd" deyiniz.
Çünkü sözü meleklerin sözüne uygun düşen kimsenin geçmiş günahları
affedilir. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
16- Rükudan kalkıldıktan sonra dimdik durulur ve ondan sonra
tekbir getirilip secdeye varılır. Rükudan kalktıktan sonra ayakta dimdik durmak
vaciptir.
"Rasulullah (s.a.s) çabuk çabuk namaz kılan bedevi Araba: "Kalk,
namazını bir daha kıl, sen namaz kılmadın" diye
buyurmuştur." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
17- Secdeye giderken önce diz kapakları sonra eller yere
konur"
Vail İbni Hacer (r.a) şöyle dedi: "Rasulullah (s.a.s) secdeye giderken
önce dizlerini sonra ellerini secdeye koyardı. Secdeden kalkarken de önce
ellerini sonra dizlerini secdeden kaldırırdı."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn Mace, Dare
Kutni)
Hakim: "Bu hadis Müslimin şartlarına göre
Sahihtir" dedi.
18- Secdede yüz, iki elin arasına ve eller de kulakların
hizasında yere konur ve parmaklar birleştirilerek kıbleye doğru uzatılır.
Vail İbni Hacer (r.a) şöyle dedi:
"Rasulullah(s.a.v) rükuda parmaklarının arasım açar, secde de ise
parmaklarının arasını birleştirirdi."
(Beyhaki, Hâkim) Hakim: "Müslimin
şartlarına göre Sahihtir" dedi.
19- Secdede burun ile alın yere değdirilir. Bir özür yoksa
yalnız burnu yere değdirmekle yetinmek caiz değildir. Secdede burun ile alnı
yere değdirmek vaciptir.
Rasulullah (s.a.s): "Yedi kemik üzerinde secde etmekle emrolunmuşumdur" diye
söylerken "bu kemiklerden biri alındır"buyurdu. (Buhari, Müslim., Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
ibni Mace)
20- Kişinin, başındaki sarığım veyahut sırtındaki elbise nin
herhangi bir kısmı üzerine secde etmesi caizdir.
Enes b. Malik (r.a) şöyle dedi:
Sıcağın Şiddetli yamanında Rasulullah (s.a.s) ile birlikte namaz kılardık ta
herhangi birimiz sıcaktan dolayı alnımızı yere koymaya güç yetiremedigimiz
zaman elbisemizi yayar onun üzerine secde ederdik." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
21 - Secdede kollar yerden yüksek tutulur. Karında
uyluklara yapıştırılmaz.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Secde ettiğinde avuçlarını yere koy ve dirseklerini kaldır." (Müslim)
Bir başka rivayette ise şöyle buyurmuştur: "Secdede itidale riayet
ediniz ve sizden biriniz namazda köpeğin yaydığı gibi kollarını yaymasın." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
"Rasulullah (s.a.s) secde yaparken karnını uyluklarından o kadar uzak
tutardı ki eğer ufak bir kuzu göğsünün altından geçmek isterse
geçebilirdi." (Buhari, Müslim)
Kadınlar, kollar vücuda bitişik şekilde, fakat dirsekleri yüksek
olarak ve karnını uyluklarına bitiştirerek secde yapar. Çünkü secdenin bu
şekilde yapılması örtünmeye daha fazla yardımcı olur.
22- Secdede ayak parmaklarının uçları kıbleye doğru tutulur.
"Rasulullah (s.a.s) secde yaparken ayak parmaklarının uçlarını kıbleye
doğru tutardı."
(Buhari)
23- Secdede en az üç kere "Sübhane
Rabbiyel-Alâ"denilir
.
"Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Biriniz secde ettiği zaman secdesinde üç kere:"Sübhane
Rabbiyel-Alâ" desin. Bu da en azıdır."(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Beyhaki)’Mürsel
hadis. ‘ Huzeyfe
(r.a)den şöyle rivayet edilmiştir:
"Fesebbih bismi Rabbike l-azim" (Büyük Rabbinin ismi ile teşbih
et...) âyeti nazil olunca, Rasulullah (s.a.s): "Rükunuzdaki teşbihi (Sübhane Rabbiye l-Azim) diyerek âyetteki gibi
yapınız. "Sebbih isme Rabbikel-Alâ" nazil olduğu vakit te:
"Secdelerinizi de "Sübhane Rabbiye'l-Alâ" demek suretiyle
âyetteki gibi yapınız" buyurdu." (Ebu Davud, Ahmed)
24- Secdeden sonra kişi, başını kaldırır ve tekbir getirir.
Rasulullah (s.a.s) bedevi araba namazı öğretirken: "Secdeden
sonra başını kaldırarak dimdik otur"buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
İbni Mace)
25- Birinci secdeden kalkıldıktan sonra aşağıdaki hadiste geçen
duanın okunması sünnettir.
İbni Abbas (r.a) şöyle demiştir:
-"Rasulullah (s.a.s) iki secde arasında "Allahumeğfirli verhamni
ve afini vahdini verzugni" (Ey Allahım! Günahlarımı affet, bana merhamet
et, sıhhat ver, beni doğru yola yönelt ve rızıklandır.) diyordu." (Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace) Hakim bu hadis
için Sahih dedi.
26- Oturuştan mutmain olunduktan sonra tekbir getirilerek ikinci
secdeye gidilir ve birinci secdede söylenenler söylenir.
Rasulullah (s.a.s) bedevi araba namazı öğretirken:
"Ondan sonra güzelce secde et. Sonra tam oturun caya kadar kal, yine
güzelce secde et" buyurdu.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
İbni Mace)
27- İkinci secde yapıldıktan sonra tekbir getirilerek ayakların
uçları üzerinde ve oturulmadan ayağa kalkılır. Ayağa kalkılırken eller ile yere
dayanılmaz. "Rasulullah (s.a.s) namazda ayaklarının sırtları yere değmeden
kalkardı." (Tirmizi)’Zayıf hadis.
Ebu Hureyre (r.a) şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.s) namaza kalktığında tekbir alırdı, rükua eğilirken
tekrar tekbir alır ve rükudan doğrulurken "semiallahu limen
hamideh" derdi. Ayakta tamamen doğrulunca da "Rabbena
ve lekel hamd" der ve secdeye giderken tekrar tekbir alırdı.
Başını secdeden kaldırırken tekrar tekbir alır yine tekbir alıp secdeye gider
ve tekrar tekbir alıp başını secdeden kaldırırdı.
Namazını bitirinceye kadar böyle tekbir alırdı. Ve ikinci rekâtın oturuşunu
bitirdikten sonra kalkarken tekbir alırdı." (Buhari, Müslim)
28- İftitah duasıyla (Sübhanekellahümme) euzunun dışında,
birinci rekâtta okunan ve yapılan şeylerin hepsi ikinci rekâtta da aynen
yapılır. İftitah duası ve euzu okumak sadece niyet edildikten sonra sünnettir.
29- İftitah tekbirinden başka hiçbir tekbir de eller
kaldırılmaz.
Abdullah b. Mesud (r.a) şöyle dedi:
"Size Rasulullah (s.a.s)in namazını kıldırayımmı?" Sonra namaz
kıldı ve yalnız başlangıçta (iftitah tekbirinde) ellerini kaldırdı. .
(Tirmizi "rivayet etti ve Hasen dedi.)
30- İkinci rekâtın ikinci secdesinden kalkınca sol ayak
yatırılıp üzerinde oturulur. Sağ ayak ta dikilip parmak uçları kıbleye doğru
tutulur. Aişe (r.a)dan:
"Ve her iki rekâtın sonunda (ettehiyyatü)yü okurdu. Oturduğu vakit te
sol ayağını yayar ve sağayağını dikerdi." (Müslim, Ebu Davud)
Kadınlar ise sol kalçaları üzerinde oturur ve her iki ayağını sağ
yandan dışarıya çıkarır. Çünkü bu biçim oturuş örtünmesini daha fazla sağlamış
olur.
31- Oturduktan sonra iki el uyluklar üzerine konur ve parmaklar
birleştirilerek "Ettehiyyatü" (teşehhüd)okunur.
Abdullah b. Mesud (r.a) şöyle dedi:
"İkinci rekâtta oturduğumuz zaman "Ettehiyyatü lillahi vessalavatü
vattayyibatu esselamu aleyke eyyu hennebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu
esselamu aleyna ve ala ibadiilahissalihiyn. Eşhedü en lailahe illallah ve
eşhedü enne Muhammaden abduhu ve resulühü" demeyi bize Rasulullah (s.a.s)
öğretti." (Müslim, Ebu Davud, Nesei, İbni Mace)
32 - Birinci oturuşta teşehhüdden başka bir şey okunmaz. Üç
veya dört rekâtlı namazlarda birinci oturuş vaciptir. Namazların her oturuşunda
teşehhüd (Ettehiyyatü) okumak vaciptir.
İbni Mesud (r.a) şöyle rivayet etti:
"RasuluUah (s.a.s) bana hem namazın ortasındaki hem de, sonundaki
teşehhüdleri öğretmiş bulunmaktadır. Namazın ortasında kişi teşehhüdü bitirince
kalkar, sonunda ise istediği duaları yapabilir, demiştir." (Ahmed)İbni Hacer el-Haytami bu hadis için
Sahih dedi.
33- Namazın son iki rekâtında yalnız Fatiha okunur.
Ebu Katade (r.a):
"RasuluUah (s.a.s) son iki rekâtta yalnız Fatihayı okudu"
demiştir. (Buhari, Müslim)
34- İkinci oturuş da şekil bakımından birinci oturuş gibidir. Birinci
oturuş gibi ikinci oturuşta da teşehhüd okunur ve sonra Rasulullah (s.a.s)’e
salavat getirilir.
Ebu Mesud el-Ensari (r.a) şöyle rivayet etti:
"Rasululah (s.a.s)in yanında oturduğumuz zaman bir adam gelerek dedi
ki:
"Ey Allahın Rasulü! "Ettehiyyatü"yü nasıl okuyacağımızı
anladık. Namazda sana salavat getirmek istediğimizde nasıl salavat
getirelim?"
Rasulullah (s.a.s) bir müddet sustu. Sonra dedi ki:
"Bana salavat getireceğiniz zaman şöyle deyin:
"Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed kema salleyte alâ
İbrahim ve alâ âli İbrahim ve barik alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed kema
barekte alâ İbrahim ve alâ âli İbrahim inneke hamidün mecid." (Müslim, Ahmed, Hakim, Dare Kutni)
35 - Tadil-i Erkân yapmak. Yâni; namazın kıyam (ayakta
durmak) rüku ve sücut gibi her rüknünü bir sükunet ile yerine getirmek.
Meselâ; rükudan kıyama kalkarken vücut, dimdik bir hale gelmeli,
sükunet bulmalı, en az bir kere (Sübhanallahilazim) diyecek kadar ayakta durup
sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında da böyle bir teşbih miktarı
durmalıdır. Tadil-i Erkân yapmak namazın vaciplerindendir.
Rifaâ b. Râfi (r.a) şunları anlatıyor:
Biz,Rasulullah (s.a.s) ile beraber (mescidde) idik. Derken bir adam geldi ve
namaz kıldı. Rasulullah(s.a.s) onu takip ediyordu. Fakat adamın haberi yoktu.
(O adam) namazını bitirdi ve Rasulullah (s.a.s)in yanına gelip selâm verdi.
Rasulullah (s.a.s) selâmını aldı ve:
"Dön de namazını tekrar kıl. Çünkü sen namaz kılış olmadın" buyurdu.
Olay bu şekilde üç kez tekrarlanınca adam:
"Sana kitabı (Kuranı) gönderene yemin olsun ki, bütün, gayretimi sarf
ettim. Bana doğrusunu öğret ve göster" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:"Namaz kılmak istediğinde abdest
al, ama güzelce abdest al. Sonra kalk ve kıbleye dön. Sonra tekbir al. Sonra
(Kuran) oku. Sonra rüku et ve mutmain oluncaya kadar doğrul. Sonra secde et ve
mutmain oluncaya kadar secdede kal. Sonra başını kaldır ve otur. Sonra tekrar
secde et ve mutmain oluncaya kadar kal. Bu şekilde yaparsan namazını kılmış
olursun. Bunları noksan yaparsan namazını da noksan kılmış olursun."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei,
İbni Mace)
36- İkinci teşehhüdden sonra Kuran âyetlerine ve varid olan
dualara benzer dualar istendiği kadar okunabilir. İnsanların birbirleriyle
yaptıkları konuşmalar türünden dua yapılamaz. (Allahım, beni besle, bana ev ver
gibi...)
İbn Mesud (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Teşehhüdden sonra duaların en güzelini ve senin hoşuna en çok
gidenini seç."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, İbn Mace)
37- Sonra sağ tarafa dönülüp:"Esselamu aleyküm ve rahmetullah"denilir
ve sol tarafa dönülüp aynı söz tekrarlanır.
İbni Mesud (r.a) şöyle rivayet etti:
"Rasulullah (s.a.s) birinci selâmı verirken sağ yanağının beyazlığı
görününceye kadar sağ tarafa, ikinciyi verirken de sol yanağının beyazlığı
görününceye kadar sol tarafa dönerdi."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn Mace) Tirmizi
bu hadis için Hasen-Sahih dedi.
Vail b. Hacer (r.a) şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.s) ile beraber namaz kıldım. Sağ tarafına
"Esselamu aleyküm verahmetullah" sol tarafına "Esselamu aleyküm ve rahmetullah" diyerek selâm verdi." (Ebu Davud Sahih senedle rivayet etti.)
Namazın sonunda selâm vermek vaciptir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Namazın girişi tekbir, çıkışı selâmdır."
(Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Ahmed) Tirmizi
bu hadis için Sahih dedi.
Abdullah b. Mesud (r.a) şöyle rivayet etti:
-"Rasulullah (s.a.s) bedevi araba teşehhüdü öğrettikten sonra şöyle
dedi:"Teşehhüdü söyledikten sonra namazın bitmiş olur. Kalkmak istersen
kalkabilirsin, oturmak istersen oturabilirsin."
(Ebu Davud)
Abdullah b. Mesud (r.a)nün hadisinde Rasulullah (s.a.s) selâmı zikretmeden
namazın bittiğini ifade ediyor. Bir önceki hadisi gözönünde bulundurarak Hanefi âlimleri namazın sonunda .
selâm vermenin farz değil vacip olduğuna hükmettiler.
38 - Namazlarda farz olan kıraatin ilk iki rekâtta okunması
vaciptir.
39 - Tek başına namaz kılan kimse; sabah, akşam, yatsı
namazlarında kıraati dilerse yüksek sesle dilerse sessiz (dudaklarını
kıpırdatarak) okur. Geceleyin kılacağı nafile namazlarda da böylece
muhayyerdir. Fakat; öğle, ikindi ve gündüzün kılacağı nafile namazlarda sessiz
(dudakları kıpırdatarak) okumak vaciptir.
Cemaatle kılanan namazlarda iman olan kimse, sabah namazında ve akşam ile
yatsı namazlarının ilk iki rekâtlarında sesli, son rekâtlarında gizli okuması
vaciptir. Öğle ile ikindi namazlarında Arafat dağında dahi olsa
gizli okuması vaciptir. Habbab (r.a)ye:
"Rasulullah (s.a.s)in öğle ve ikindi namazlarında Kuran okuduğunu nasıl
anlardınız?" diye sordular.
"Sakalının kımıldaması ile" karşılığında bulundu. (Buhari, Ebu Davud)
Cübeyr b. Mutim (r.a) demiştir ki:
"Rasulullah (s.a.s)i akşam namazında (Tür) sûresini okurken
işittim." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Berâ (r.a) şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.s)in yatsı namazında (Vet-Tini-Zeytuni) sûresini
okuduğunu işittim de ondan daha güzel sesli bir kimse duymadım." (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei)
Rasulullah(s.a.s) sabah namazında: "Kâf vel-Kur’an il’-Mecid"
sûresini okurdu." (Müslim, Tirmizi)
"Rasulullah (s.a.s) Cuma günü "Sebbih isme Rabbikel alâ" ve
"Hel etake hadisul gaşiyeh" sûrelerini okurdu." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
41 - İmamın arkasında namaz kılan kimse, ne Fatihayi ve ne
de zammı sûreyi okumaz.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Kim ki imamı bulunursa, imamın okuyuşu onun için de okuyuş
olur." (İbni Mace, Ahmed, Dare Kutni)Zayıf hadis.
İbni Ömer (r.a)ye: "Kişi imamın arkasında namaz kılarken Kur’an okusun
mu?" diye sordular. İbni Ömer (r.a) şöyle cevap verdi:
"Hayır. Kişi imamın arkasında namaz kılarken imamın okuması onun için
yeterlidir." İbni Ömer imamın arkasında namaz kıldığı zaman hiçbir
namazında Kur’an okumazdı. (Malik, Beyhaki, Dare Kutni sahih senedle rivayet ettiler.)
Ubeydullah b. Mukassem (r.a): "İmamın arkasında namaz kılarken Kur’ an
okunur mu?" diye sorduğunda İbni Ömer, Zeyd b. Sabit, Cabir b. Abdullah
(r.a) "Hayır" diye cevap verdiler.
(Tahavi "Şerhil Asar" kitabında
sahih senedle rivayet etti.)
Ayrıca Prf.Mustafa Cevat Akşit Hoca Efendiden Namazın uygulamalı görüntüsünü izleyebilirsiniz https://youtu.be/CAT7P1cIjNE
Bu Blogda Ara
Namaz Nasıl Kılınmalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Namaz Nasıl Kılınmalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
16 Haziran 2016 Perşembe
15 Şubat 2016 Pazartesi
Namaz
Namazın Hükmü: Namaz; akıl baliğ olan erkek ve kadın her mümine
farzdır.
Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
"Namazı gereği gibi kılın. Muhakkak namaz, mü minlere belirli zamanlarda yapılması gereken bir farzdır."
(Nisa: 103)
"Namazı kıl! Zira namaz, hertürlü hayasızlıktan, fenalıktan korur."
(Ankebut: 45)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"İslâm beş temel üzenine kuruldu. Kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek, ramazan orucunu tutmak."
(Buhari)
NAMAZIN FAZİLETİ
Namazın faziletini anlamak için aşağıdaki hadis-i Şerifleri okumak yeterlidir.
Câbir (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Muhakkak namazın terki, insan için küfürve şirk arasında bir durumdur."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Büreyde (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Münafıklarla bizim aramızdaki ahit namazdır. Bunun için kim namazı terkederse muhakkak kâfir olmuştur.
(Tirmizi, İbni Mace, Nesei, Hakim, Ahmed)
Tirmizi ve Hakim bu hadis için sahih dediler.
İbni Mesud (r.a) şöyle dedi:
Rasulullah (s.a.s)e: "Allahın en çok sevdiği amel hangisidir?" diye sordum.
"Vaktinde kılınan namaz"karşılığında bulundu.
(Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi)
Amr İbni Said (r.a) şöyle demiştir:
"Hiç bir müslüman yokturki, namaz vakti gelince abdestini güzelce alıp, rüku ve huşuunu tam manasıyla yerine getirerek namazını kılsın da bu namaz kebairden olmayan geçmiş günahlarına keffaret olmasın. Ve bu keffaret hadisesi ömrü boyunca devam edip gider."
(Müslim)
FARZ OLAN NAMAZLAR
Farz olan namazlar beş vakittir. Bunlar sırasıyla şöyledir:
1) Sabah Namazı,
2) Öğle Namazı,
3) İkindi Namazı,
4) Akşam Namazı,
5) Yatsı Namazı.
Enes (r.a) demiştir ki:
"Rasulullah (s.a.s)e Miraç gecesinde elli vakit namaz farz kılındı. Sonra, azaltılarak beşe indirildi.
Bundan sonra da Allah tarafından şöyle bir ses geldi:"
"Ey Muhammed! Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez (size farz olan namaz beş vakittir.) Ve bu beş vakit namaz karşılığında sana elli vakit namaz sevabı vardır."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei)
FARZ OLAN NAMAZLARIN VAKTİ
1 - Sabah namazının vakti; tan yerinin ağarması demek olan ikinci fecrin doğmasından başlayarak güneşin doğmasına kadar devam eder.
Cibril (a.s)ın Rasulullah (s.a.s)e imamlık ettiğine ilişkin, hadise göre Cibril (a.s) sabah namazını birinci günde tan yerinin ağarmasıyla, ikinci günde de ortalık tamamen ağarıp güneş doğmak üzereyken kıldırmış ve sonra:
"Bu iki vakitin arası, şenin ve senin ümmetin için sabah namazının vaktidir" demiştir.
(Ebu Davud, Tirmizi, Malik, Nesei, Ahmed)
Tirmizi, İbni Hibban ve Hakim bu hadis için sahih dediler.
Yalancı fecir denilen ve dikine yükseldikten sonra tekrar kaybolup yerine zifiri bir karanlık basan beyazlığa itibar olunmaz.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Ne Bilâl’in ezanı ve ne de dikine yükselen beyazlık sizi aldatmasın. Fecir; ancak, ufuk üzerinde genişleyen beyazlıktır."
(Müslim, Nesei, Ahmed)
2- Öğle namazının vakti; güneşin tepeden sağa doğru kaymasıyla başlar. Herşeyin gölgesi bir katı kadar olunca öğle namazının vakti bitmiş olur.
Cibril (a.s) öğle namazını birinci günde güneşin sağa doğru kaymasıyla birlikte kıldırmıştır.
(Nesei, Malik, Ahmed)’Sahih senedle.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Öğle namazını havanın serinleştiği vakte bırakın. Zira, sıcağın şiddeti cehennemin savurduğu yakıcı nef esindendir."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
Arabistanda sıcağın şiddeti, herşeyin gölgesi bir katı oluncaya dek sürer.
3- İkindi namazının vakti de; öğle namazı vaktinin bitmesiyle başlar ve güneş batıncaya dek devameder.
Rasulullah (s.a.s):"Kim ki ikindi namazından bir rekâta güneş batmadan yetişirse ikindi namazına yetişmiş olur" buyurmuştur.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
4- Akşam namazının vakti de güneş batınca başlayıp şafak kayboluncaya kadar sürer.
Rasulullah (s.a.s) şöyle, buyurdu:
"Akşamın vakti; güneşin kaybolup şafağın yok olduğu zamana kadardır."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Şafak ise kırmızılıktır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Şafak kırmızılıktır. O kaybolunca namaz vacip olur."
(Dare Kutni, Malik)
Beyhaki bu hadis için mevkuf dedi.
5 - Yatsı namazı ise akşam namazı vaktinin bitmesi ile başlar, ikinci fecrin doğumuna kadar devam eder. Aişe (r.a)’dan; Rasulullah (s.a.s)in gecenin çoğu gittiği zaman yatsı namazı kıldığı rivayet edildi.
Ebu Hureyre (r.a) ise; Rasulullah (s.a.s)in yatsı namazını gecenin yarısına kadar geciktirdiğini rivayet etti.
İbni Ömer (r.a)da; Rasulullah (s.a.s)in yatsı nama zını gecenin üçte biri geçmeden önce kıldığını rivayet etti.
(Bu rivayetler Sahih-i Müslimde geçmektedir.)
Bütün bu rivayetlerden anlaşılıyor ki; yatsı namazını kılmak için en güzel vakit gecenin üçte biri geçmeden öncedir. Yatsı namazının kılınması en fazla bu vakitte sevaptır. Gece yarısı kılınan yatsı namazı bundan daha az sevaptır. Sevap bakımından en az olan yatsı namazı ise gecenin çoğu geçtikten sonra kılınan dır.
NAMAZ KILMAK MÜSTEHAP (DAHA SEVAP) OLAN VAKİTLER
1- Sabah namazını güneş doğmadan önce ortalığın iyice aydınlandığı zamanda kılınma sı müstehaptır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Sabah namazını güneşin ışığı yayılmaya başladığı zaman kılınız. Çünkü bu vakitte kılmakta daha çok sevap vardır."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Ahmed)
Tirmizi ve İbni Hibban bu hadis için sahih dediler.
2- Öğle namazını, yazın havanın biraz serinlemesi ne kadar tehir etmek, kışın da ilk vakitlerde kılmak müstehaptır.
Ebu Hureyre (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sıcaklık fazlalaştığı zaman öğle namazını serinletiniz. (Daha serin zamana erteleyiniz )., Çünkü, hararetin şiddeti, cehennem sıcağının yayılmasından ileri gelir."
(Buhari, Müslim)
Rasulullah (s.a.s) öğle namazını kış aylarında erken kılar, yaz aylarında ise serinliğe bırakırdı.
(Buhari)
3 - İkindi namazında da bekleyip güneşin rengi sararmak üzere iken kılmak müstehaptır.
‘Güneşin sararması, ona bakan kimsenin gözlerinin kamaşmayacağı bir duruma gelmesi demektir ki, ikindi namazını bu vakitten sonraya bırakmak mekruhtur.
Ziyad b. Abdullah (r.a) şöyle rivayet etti:
"Büyük mescidde Ali (r.a)nün yanında oturuyorduk. Müezzin gelip dedi ki: "Ey müminlerin emiri! Namaz vakti geldi. Ali (r.a): "Otur" dedi. Bir müddet sonra bu müezzin tekrar gelerek Ali (r.a)ye: "Namaz vakti geldi" dedi. Ali (r.a) bunu duyunca: "Bu bize sünneti öğretiyor" dedi. Sonra kalktı, ve bize ikindi namazını kıldırdı. Sonra daha önce oturduğumuz yere döndük. Güneşin batışını bekledik. O zaman güneşe rahatlıkla bakabiliyorduk."
(Hakim "Müstedrek inde ve Dare Kutnide) Hakim bu hadis için sahih dedi.
4 - Akşam namazını erken kılmak müstehaptır.
Enes b. Malik (r.a)nün şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Rasulullah (s.a.s) ile akşam namazını kılar, sonra ok atardık, okun düştüğü yeri görürdük."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Ümmetim akşam namazını yıldızların doğup birbirine karışmasına bırakmadıkça iyilik içindedirler."
(Ebu Davud, Hakim, İbni Mace) Hakim bu hadis için sahih dedi.
5- Yatsı namazını gecenin üçte birine kadar geciktirmek müstehaptır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Ümmetime meşakkat vermekten korkmasaydım yatsı namazını gecenin üçte birine kadar geciktirmelerini emrederdim."
(Tirmizi, İbni Mace) Tirmizi bu hadis için Hasen, Sahih dedi.
6- Kapalı hayalarda bütün namazlar ihtiyaten geç kılınmalıdır. Çünkü vakit çıktıktan sonra kılınan namaz her ne kadar kaza ise de sahihtir. Fakat vakit girmeden kılınan namaz fasittir.
NAMAZ KILMANIN CAİZ OLMADIĞI ZAMANLAR
1 - Güneşin doğuş ve batışı esnasında ve de zeval vaktinde (yâni; güneşin en tepede olduğu zaman) namaz kılmak, tilavet secdesi yapmak, cenaze namazı kılmak caiz olmaz.
Rasulullah (s.a.s); güneş doğarken yükselinceye kadar, tepede iken sağa doğru kayıncaya kadar ve batarken de tam batıncaya kadar olmak üzere üç vakitte bizi namaz kılmaktan ve ölülerimizi kaldırmaktan nehyederdi.
(Müslim, Nesei, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
2 - Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar nafile namaz kılmak mekruhtur. Bu iki Vakitte kaza veya cenaze namazını kılmada ve tilavet secdesini yapmada herhangi bir sakınca yoktur.
Amr b.. Abese (r.a) şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.s)e: "Ey Allahın Rasulü! Gecenin hangi vakti duanın kabulüne en uygundur?" diye sordum. Rasulullah (s.a.s): "Gecenin son boşluğudur. Bunun için dilediğin namazı kıl. Çünkü bu zamanda namaz melekler tarafından görülür ve büyük sevab yazılır. Bundan sonra sabah namazını kılarsın. Sonra güneş doğup bir veya iki mızrak miktarı yükselinceye kadar nafile namaz kılma. Çünkü güneş, şeytanın boynuzları arasında doğar ve kâfirler bu zamanda güneşe taparlar. Bundan sonra yine mızrağın gölgesi kendisine eşit oluncaya kadar kıl. Çünkü bu zaman da melekler tarafından görülür ve büyük sevab yazılır. Bundan sonra yine kılma. Çünkü bu zamanda cehennem pek şiddetli yakılır ve kapıları açılır. Güneş zevalden kaydığı zaman da ikindiye kadar dilediğin namazı kıl. Çünkü namaz bu zaman da melekler tarafından görülür. Sonra yine güneş batıncaya kadar kılma. Çünkü güneş şeytanın boynuzları arasında batar. Kâfirler de bu zamanda güneşe taparlar."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
3 - Tan yeri ağardıktan sonra iki rekattan fazla sünnet kılmak mekruhtur.
Rasulullah (s.a.s); tan yeri ağardıktan sonra sabah namazlığın iki sünnetinden fazla nafile kılmamıştır.
(Buhari, Müslim)
4 - İki namaz, ne yolculukta ne de ikâmette tek bir vakit içinde birleştirilemez. Arafatta; öğle ile ikindinin, Müzdelife de; akşam ile yatsının beraber kılınması bu hüküm dışındadır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz ki namaz müminler üzerine belli vakitlerde farz kılınmıştır."
(Nisa: 103)
Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
"Namazı gereği gibi kılın. Muhakkak namaz, mü minlere belirli zamanlarda yapılması gereken bir farzdır."
(Nisa: 103)
"Namazı kıl! Zira namaz, hertürlü hayasızlıktan, fenalıktan korur."
(Ankebut: 45)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"İslâm beş temel üzenine kuruldu. Kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek, ramazan orucunu tutmak."
(Buhari)
NAMAZIN FAZİLETİ
Namazın faziletini anlamak için aşağıdaki hadis-i Şerifleri okumak yeterlidir.
Câbir (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Muhakkak namazın terki, insan için küfürve şirk arasında bir durumdur."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Büreyde (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Münafıklarla bizim aramızdaki ahit namazdır. Bunun için kim namazı terkederse muhakkak kâfir olmuştur.
(Tirmizi, İbni Mace, Nesei, Hakim, Ahmed)
Tirmizi ve Hakim bu hadis için sahih dediler.
İbni Mesud (r.a) şöyle dedi:
Rasulullah (s.a.s)e: "Allahın en çok sevdiği amel hangisidir?" diye sordum.
"Vaktinde kılınan namaz"karşılığında bulundu.
(Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi)
Amr İbni Said (r.a) şöyle demiştir:
"Hiç bir müslüman yokturki, namaz vakti gelince abdestini güzelce alıp, rüku ve huşuunu tam manasıyla yerine getirerek namazını kılsın da bu namaz kebairden olmayan geçmiş günahlarına keffaret olmasın. Ve bu keffaret hadisesi ömrü boyunca devam edip gider."
(Müslim)
FARZ OLAN NAMAZLAR
Farz olan namazlar beş vakittir. Bunlar sırasıyla şöyledir:
1) Sabah Namazı,
2) Öğle Namazı,
3) İkindi Namazı,
4) Akşam Namazı,
5) Yatsı Namazı.
Enes (r.a) demiştir ki:
"Rasulullah (s.a.s)e Miraç gecesinde elli vakit namaz farz kılındı. Sonra, azaltılarak beşe indirildi.
Bundan sonra da Allah tarafından şöyle bir ses geldi:"
"Ey Muhammed! Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez (size farz olan namaz beş vakittir.) Ve bu beş vakit namaz karşılığında sana elli vakit namaz sevabı vardır."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei)
FARZ OLAN NAMAZLARIN VAKTİ
1 - Sabah namazının vakti; tan yerinin ağarması demek olan ikinci fecrin doğmasından başlayarak güneşin doğmasına kadar devam eder.
Cibril (a.s)ın Rasulullah (s.a.s)e imamlık ettiğine ilişkin, hadise göre Cibril (a.s) sabah namazını birinci günde tan yerinin ağarmasıyla, ikinci günde de ortalık tamamen ağarıp güneş doğmak üzereyken kıldırmış ve sonra:
"Bu iki vakitin arası, şenin ve senin ümmetin için sabah namazının vaktidir" demiştir.
(Ebu Davud, Tirmizi, Malik, Nesei, Ahmed)
Tirmizi, İbni Hibban ve Hakim bu hadis için sahih dediler.
Yalancı fecir denilen ve dikine yükseldikten sonra tekrar kaybolup yerine zifiri bir karanlık basan beyazlığa itibar olunmaz.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Ne Bilâl’in ezanı ve ne de dikine yükselen beyazlık sizi aldatmasın. Fecir; ancak, ufuk üzerinde genişleyen beyazlıktır."
(Müslim, Nesei, Ahmed)
2- Öğle namazının vakti; güneşin tepeden sağa doğru kaymasıyla başlar. Herşeyin gölgesi bir katı kadar olunca öğle namazının vakti bitmiş olur.
Cibril (a.s) öğle namazını birinci günde güneşin sağa doğru kaymasıyla birlikte kıldırmıştır.
(Nesei, Malik, Ahmed)’Sahih senedle.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Öğle namazını havanın serinleştiği vakte bırakın. Zira, sıcağın şiddeti cehennemin savurduğu yakıcı nef esindendir."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
Arabistanda sıcağın şiddeti, herşeyin gölgesi bir katı oluncaya dek sürer.
3- İkindi namazının vakti de; öğle namazı vaktinin bitmesiyle başlar ve güneş batıncaya dek devameder.
Rasulullah (s.a.s):"Kim ki ikindi namazından bir rekâta güneş batmadan yetişirse ikindi namazına yetişmiş olur" buyurmuştur.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
4- Akşam namazının vakti de güneş batınca başlayıp şafak kayboluncaya kadar sürer.
Rasulullah (s.a.s) şöyle, buyurdu:
"Akşamın vakti; güneşin kaybolup şafağın yok olduğu zamana kadardır."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Şafak ise kırmızılıktır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Şafak kırmızılıktır. O kaybolunca namaz vacip olur."
(Dare Kutni, Malik)
Beyhaki bu hadis için mevkuf dedi.
5 - Yatsı namazı ise akşam namazı vaktinin bitmesi ile başlar, ikinci fecrin doğumuna kadar devam eder. Aişe (r.a)’dan; Rasulullah (s.a.s)in gecenin çoğu gittiği zaman yatsı namazı kıldığı rivayet edildi.
Ebu Hureyre (r.a) ise; Rasulullah (s.a.s)in yatsı namazını gecenin yarısına kadar geciktirdiğini rivayet etti.
İbni Ömer (r.a)da; Rasulullah (s.a.s)in yatsı nama zını gecenin üçte biri geçmeden önce kıldığını rivayet etti.
(Bu rivayetler Sahih-i Müslimde geçmektedir.)
Bütün bu rivayetlerden anlaşılıyor ki; yatsı namazını kılmak için en güzel vakit gecenin üçte biri geçmeden öncedir. Yatsı namazının kılınması en fazla bu vakitte sevaptır. Gece yarısı kılınan yatsı namazı bundan daha az sevaptır. Sevap bakımından en az olan yatsı namazı ise gecenin çoğu geçtikten sonra kılınan dır.
NAMAZ KILMAK MÜSTEHAP (DAHA SEVAP) OLAN VAKİTLER
1- Sabah namazını güneş doğmadan önce ortalığın iyice aydınlandığı zamanda kılınma sı müstehaptır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Sabah namazını güneşin ışığı yayılmaya başladığı zaman kılınız. Çünkü bu vakitte kılmakta daha çok sevap vardır."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Ahmed)
Tirmizi ve İbni Hibban bu hadis için sahih dediler.
2- Öğle namazını, yazın havanın biraz serinlemesi ne kadar tehir etmek, kışın da ilk vakitlerde kılmak müstehaptır.
Ebu Hureyre (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sıcaklık fazlalaştığı zaman öğle namazını serinletiniz. (Daha serin zamana erteleyiniz )., Çünkü, hararetin şiddeti, cehennem sıcağının yayılmasından ileri gelir."
(Buhari, Müslim)
Rasulullah (s.a.s) öğle namazını kış aylarında erken kılar, yaz aylarında ise serinliğe bırakırdı.
(Buhari)
3 - İkindi namazında da bekleyip güneşin rengi sararmak üzere iken kılmak müstehaptır.
‘Güneşin sararması, ona bakan kimsenin gözlerinin kamaşmayacağı bir duruma gelmesi demektir ki, ikindi namazını bu vakitten sonraya bırakmak mekruhtur.
Ziyad b. Abdullah (r.a) şöyle rivayet etti:
"Büyük mescidde Ali (r.a)nün yanında oturuyorduk. Müezzin gelip dedi ki: "Ey müminlerin emiri! Namaz vakti geldi. Ali (r.a): "Otur" dedi. Bir müddet sonra bu müezzin tekrar gelerek Ali (r.a)ye: "Namaz vakti geldi" dedi. Ali (r.a) bunu duyunca: "Bu bize sünneti öğretiyor" dedi. Sonra kalktı, ve bize ikindi namazını kıldırdı. Sonra daha önce oturduğumuz yere döndük. Güneşin batışını bekledik. O zaman güneşe rahatlıkla bakabiliyorduk."
(Hakim "Müstedrek inde ve Dare Kutnide) Hakim bu hadis için sahih dedi.
4 - Akşam namazını erken kılmak müstehaptır.
Enes b. Malik (r.a)nün şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Rasulullah (s.a.s) ile akşam namazını kılar, sonra ok atardık, okun düştüğü yeri görürdük."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Ümmetim akşam namazını yıldızların doğup birbirine karışmasına bırakmadıkça iyilik içindedirler."
(Ebu Davud, Hakim, İbni Mace) Hakim bu hadis için sahih dedi.
5- Yatsı namazını gecenin üçte birine kadar geciktirmek müstehaptır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Ümmetime meşakkat vermekten korkmasaydım yatsı namazını gecenin üçte birine kadar geciktirmelerini emrederdim."
(Tirmizi, İbni Mace) Tirmizi bu hadis için Hasen, Sahih dedi.
6- Kapalı hayalarda bütün namazlar ihtiyaten geç kılınmalıdır. Çünkü vakit çıktıktan sonra kılınan namaz her ne kadar kaza ise de sahihtir. Fakat vakit girmeden kılınan namaz fasittir.
NAMAZ KILMANIN CAİZ OLMADIĞI ZAMANLAR
1 - Güneşin doğuş ve batışı esnasında ve de zeval vaktinde (yâni; güneşin en tepede olduğu zaman) namaz kılmak, tilavet secdesi yapmak, cenaze namazı kılmak caiz olmaz.
Rasulullah (s.a.s); güneş doğarken yükselinceye kadar, tepede iken sağa doğru kayıncaya kadar ve batarken de tam batıncaya kadar olmak üzere üç vakitte bizi namaz kılmaktan ve ölülerimizi kaldırmaktan nehyederdi.
(Müslim, Nesei, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
2 - Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar nafile namaz kılmak mekruhtur. Bu iki Vakitte kaza veya cenaze namazını kılmada ve tilavet secdesini yapmada herhangi bir sakınca yoktur.
Amr b.. Abese (r.a) şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.s)e: "Ey Allahın Rasulü! Gecenin hangi vakti duanın kabulüne en uygundur?" diye sordum. Rasulullah (s.a.s): "Gecenin son boşluğudur. Bunun için dilediğin namazı kıl. Çünkü bu zamanda namaz melekler tarafından görülür ve büyük sevab yazılır. Bundan sonra sabah namazını kılarsın. Sonra güneş doğup bir veya iki mızrak miktarı yükselinceye kadar nafile namaz kılma. Çünkü güneş, şeytanın boynuzları arasında doğar ve kâfirler bu zamanda güneşe taparlar. Bundan sonra yine mızrağın gölgesi kendisine eşit oluncaya kadar kıl. Çünkü bu zaman da melekler tarafından görülür ve büyük sevab yazılır. Bundan sonra yine kılma. Çünkü bu zamanda cehennem pek şiddetli yakılır ve kapıları açılır. Güneş zevalden kaydığı zaman da ikindiye kadar dilediğin namazı kıl. Çünkü namaz bu zaman da melekler tarafından görülür. Sonra yine güneş batıncaya kadar kılma. Çünkü güneş şeytanın boynuzları arasında batar. Kâfirler de bu zamanda güneşe taparlar."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
3 - Tan yeri ağardıktan sonra iki rekattan fazla sünnet kılmak mekruhtur.
Rasulullah (s.a.s); tan yeri ağardıktan sonra sabah namazlığın iki sünnetinden fazla nafile kılmamıştır.
(Buhari, Müslim)
4 - İki namaz, ne yolculukta ne de ikâmette tek bir vakit içinde birleştirilemez. Arafatta; öğle ile ikindinin, Müzdelife de; akşam ile yatsının beraber kılınması bu hüküm dışındadır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz ki namaz müminler üzerine belli vakitlerde farz kılınmıştır."
(Nisa: 103)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)