Bu Blogda Ara

Kıyamet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kıyamet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Şubat 2015 Pazartesi

Mizan

Bismillahirrahmanirrahim

Ebû Davud'a göre bir gün Hz. Ayşe ağlar. Peygamber'imiz ona

«Niçin ağlıyorsun» diye sorar. 

Hz. Ayşe (R Anha) «Cehennem aklıma geldi de ondan ağlıyorum.

- Siz erkekler Kıyamet Günü eşlerinizi hatırınıza getirir misiniz? der.

Peygamber'imiz (S.A.S.) onun bu sözlerine su cevabi verir:

- Sâdece üç yerde kimse kimseyi düşünmez. 

Birinci amelleri tartan Mizan önünde, herkes iyi amellerinin baskın mi çıktığını yoksa hafif mi kaldığını öğreninceye kadar.

İkincisi amel defterleri dağıtılırken, herkes emel defterinin sağ tarafından mı yoksa sol tarafından mı veya arka tarafından mı verildiğini öğreninceye kadar.

Üçüncüsü cehennemin ta ortası üzerine Sırat kurulunca. Herkes üzerinden aşıp aşamayacağını öğreninceye kadar.

Tirmizî'ye göre Enes Ibni Mâlik buyurur ki;

Bir gün Peygamber'imize Kıyamet Günü bana şefaat edip etmeyeceğini sordum» 

 Bana; Allâh izin verirse edeceğim» diye cevap verdi.

Bunun üzerine O'na «Seni nerede bulurum» diye sordum.
Bana «Beni ilk önce Sırat üzerinde ararsın» dedi.
«Seni Sırat üzerinde bulamazsam» dedim.
«O zaman Mizan önünde ararsın dedi.
«Eğer Mizan önünde de bulamazsam» diye sordum. Bana su cevabi verdi.

O zaman beni havuz başında ara. Çünkü ben mutlaka bu üç yerin birinde olurum.»

Hakim'e göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

 Kıyamet Günü Mizan kurulur. Mizan içerisine gökler ile yer konsa onları bile tartar ve bu konuda yanılgıya düşmez rahat bir şekilde işini yapar.
Melekler "Yâ Rabbi, bu Mizan kimin amellerini tartacak" diye sorarlar.
Yüce Allah "Kullarımdan hangisinin amelini istersem" diye cevap verir.
Bunun üzerine melekler "Ey noksanlıkların her türlüsünden münezzeh olan Allah'ım, sana gerektiği gibi ibâdet etmiş değiliz" derler.

Hesap günü adam mizandaki sevaplarının dağlar gibi çokluğunu görünce çok şaşırır!
Benim mi bu sevaplar diye söylenir! Arkasındaki kalabalığın kendisinden alacaklı olduğundan habersizdir,

İlk alacaklı gelir adam şöyle bir bakar, Adamla yaşadığı olayı film gibi izler ve haksızlığının ispatı bellidir, ses çıkarmaz, adam Allah'ın görevlendirdiği meleklerle alacaklarını mizandan sevap karşılığında alır gider,

Dünya hayatının her anını , yaşadığı her türlü ilişki ve olayları, hak, hukuk ne var ise sanki saniyeler önce yaşanmışcasına görür ve bu durum karşısında hiç birşey yapamaz!

En ufak sezgiden en büyük günaha kadar herkes mizandan alacağını alır.

Terazinin sevap kısmında sevaplar azalmakta, kalabalıkta artıyormuş gibiydi. Korku etrafını sardı ve olanlar oldu, Mizanda iğne ucu kadar sevap kalmamıştı.



Esasında En büyük korku şimdi başlıyordu, Adamdan alacaklı olanlar sevap terazinin boş olduğunu görünce alacağı sevap kadar günahını bırakıyorlardı,

Son alacaklıda alacağı kadar günahı bıraktığında, Adamın kendi günahları yetmiyormuş gibi ekstra dağ gibi günahı olmuştu...

Dünya hayatından ahiret hayatına geçmeden önce kendi terazimizi kuralım, En basit örnekle aracınızı park ettiğiniz yerde eğer birini bekleterek firenine basa basa geçmesine, yavaşlamasına mani oluyorsanız dahi "En iyi Allah bilir" hak yediğiniz anlamına gelir.

Attığımız adımlara daha çok dikkat ederek hayatımızın İslamiyete, vatana ve milletimize hepsinden önce Allah için olup olmadığına dikkat etmemiz gerektiğini düşünmeliyiz...

Allah yar ve yardımcımız olsun...




Araştırma, Hikaye ve Yazar: Fatih Akgül