Bu Blogda Ara

Fatih Akgül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fatih Akgül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Haziran 2021 Perşembe

Musibet Nedir?

 Allah'ın rahmeti bereketi üstümüze olsun, 

Musibetin sözlük anlamı birbiriyle uyuşmayan anlamsız bir cümle türüdür.

Musibetin ana sebepleri nelerdir?

İslami bilen insanlar benim aklımdan geçenleri rahatlıkla okur, Son 2 yılımıza baktığımızda covid-19 belası ayrıca son günlerde olan Marmara denizin intihar eylemi müsilaj,

Yaşantınızı hiç gözden geçirdiğiniz oluyor mu, Normal insan tefekkürle beraber kendi yaşantısını gözden geçirendir.

Kendi yaşantımızla beraber ülke yönetimi ve yaşadığımız şehrin yönetimini es geçmemiz lazım.

Ülke yönetiminde varolan particilik sistemi gibi aptal saptal seçim organizesi içinde seçilen kişileri ülkeyi veya şehri yönetmesi kadar hatalı bir işlev yok.

Particilik olayında ülkemizde gördüğünüz gibi zıt kutuplaşmalar neticesinde bir öncekinin yapılan hizmetleri askıya alınırken yeni yapılacak olan hizmetlerinde bir karşılığı olmuyor.

Hükümet A derken Muhalefet B demekte ısrarcı, Hadi Hükümet B dedi bu kez muhalefet A demekte ısrarcı, Lütfen bunları at gözlüğü ile yorumlamayın kendimizi kandırmayalım. 

Yıllardır yok şurayı sattı yok kendine saray yaptırdı yok o yok bu?!!!!!

Ülkenin son 100 yılına bakın ve bunu lütfen tarafsız düşünün, Algı operasyonları veya yapılan hatalarda kendimize düşman değil birlikte nasıl düzeltiriz onu düşünelim.

Covid-19 Havadan mı geldi, Allah'ın insanlığa musibeti, Neden? Çünkü oyunu kendi kurallarımıza göre oynuyoruz, En basiti takım oyunlarında takımı organize eden veya atak planları yapan kimdir? Teknik Direktör, Buna rağmen futbolcu veya takımın bir elemanı kendi başına iş yaptığında taraftar bile sitem eder. Marmara denizinde musilaj kendiliğinden mi geldi elbette hayır, senin benim islamdan uzak yani kafamıza göre yaşamamızdan, Allah'ın musibeti, Kurallara uymak zorundayız, Hoşuna gitsede gitmesede.

İslam bütün dinlerin toplamıdır, Geçmiş olan bütün dinlerde Allah'ın emirler aynıdır, Hükmü kalkmış olanlar dışında Allah bize neyi emrettiyse onu yapmak zorundayız. Hüküm Allah'ın, biz yaşantımızdaki nefsimizin hoşuna giden ama Allah katında kabul olmayan ne varsa uzak durmamız gerekiyor, İnsanlığın kurtuluşu bunda.

Mesela en basit kuralı dahi yapsak şuan dünya cennet yeri olurdu!!!!


Dinin temel kurallarımızın en başında sadece islamda değil tüm dinlerde Temiz olmak şartı var?


Temizlikten kasıt nedir!!???


Kendi bedenini temiz tutmak en başta, sonra çevren mahallen ve şehrin, Bugün o vapurda elinden düşürdüğün simitin kağıdı denize düştüğü için üzülmüyorsan ve kirlettim endişesi yoksa vay halimize Düşünsene pis insanlar ve bilinçli yere veya denize çöp atanların dünyayı ne hale getirdiğini

3 günlük dünyada her sabah alarmı kurup işe, işten eve, 1 yıl içindeki 365 günü 1 ayını tatil yapmak için gelmedik dünyaya, Biraz durun ve düşünün lütfen ! Nereye gidiyoruz sonumuz ne? Çocuklarımıza bırakacağımız dünya nasıl olacak.


Kendi menfaatlerimizi ve çıkarlarımızı değil Allah'ın ipine sarılma vakti, İpe sarılırken ipin sizi boğmasına izin vermeyin, Yemeğin tuzunu çayın şekeri ayarlarcasına ölçekli sarılın gerisini Allah halleder.

Şehrimiz için ülkemiz için dünya için lütfen duyarlı bireyler olalım.

Musibeti çağırmayalım ve hata üstüne hata yapmayalım,




3 Haziran 2021 Perşembe

Kendinizi İzleyin

Kader'le ilgili neler düşünüyorsunuz, Yaşadıklarımız yaşımıza nasıl etki eder, Arkadaşlıklar nasıl olmalı? Bazı İnsanlar bazılarının kısmetini kapatır mı?

Dar eğitimimle bu kadar önemli sorulara cevabım sadece ön gördüğüm ve tecrübe edindiğim yönüyle kaleme dökülecek ama Kader bu düşüncelerdeki tefekkürle harmanlanacak.

Değerli dostlarım inanç bir insanı gerçek manası ile hayata bağlayan en büyük etkendir, İnançsız bir insanın bu dünyadan zevk alması Allah'ın elinde olan bir şeydir, Dünyanın var oluşunu değil, herşey olup bittikten sonra uzaydan kuş bakışı baktığımızda gözümüz dünyayı görmez. Galaxsinin bir varlık tarafından yaratılışını düşünmek ve buna inanmak çok zordur. Bunu süslü ve bilgili kelimelerle değil kendi kendimize bulabilmemiz için bir aynanın  karşısına oturarak kendinizi izlemek, Kendinizi izlerken o andan itibaren yapılacak işleri randevuları o bu şu her ne var ise aklınızdan çıkarın, Kısacası dünya ile aranıza 1 saat ara verin. Ayna karşısında kendinize bakarken vay anası nasıl bir güzellik bu demek için geçmediğinizide unutmayın. Vücudunuzum her yanını inceleyin ve asla aklınızda bulunmaktan vazgeçirmediğiniz kısacası herkesin kendine has orjinal yalanı vardır bundan vazgeçiniz. Kendinizi izleyin. 

Kendinizi izleyin...

Bunu sık sık yapın.

Çıkarlarımızın oluşturduğu benliğin ismini biliyor musun? Sözlük ismi ile eşit değerde olabilir lakin benim arkadaşlıklarla aram hiç iyi değildir. Bir iş yaparken emin olun o işi neden yapmam gerektiğini kendime sorarım ve bu işin sonucunu düşünmem çünkü yaptığım her işin başında kısa bir reklam gibi Allah sorgusunu düşünürüm, Benim çıkarlarım Allah ile bunun sonunda elbette her insan bir ödül ister ama emin olun Allah'ı düşünmek ve onun sizi cehenneme yerleştirmesi bile sizi mutluluk verir.

Yani kısacası belki kendimi kandırdığımı düşünüyor olabilirsiniz ama kendime inandırdığım gerçeğim bu, Hata yapmıyor muyum?! Oooo bugün padişah olsam ilk kellesini vurduracağım kişi babam düşüncesi bile günahların en büyüğü, Kumar içki sosyal hayatta göz tacizi gibi veya yanlış eylemlere giden bir sürü günahım vardır bunları bilinçli bilinçsiz yaparken güven kaynağım Allah var. Sıkıntı ben herkes gibi cenneti istiyorum bu kadar günahın içinde Allah beni benden iyi bilen tek varlık, Cehenneme girsekte sokacak olan o, Yinede Allah'ın rızasını kazanacak gibi yaşamayı özlüyorum. Allah bizi kendisine dost bildikleri arasına alsın. Olmayacak duaya amin lafına inanmayın. Gezegende boşluk içinde bir dünya içinde yaşayan canlı türüsün, Hemde eşin benzerin olmayan bir dünyada.


İnsanın anahtarı sizce nedir? Bence gülümsemede, her koşulda cenaze dışı iyimserlikle gülümseyen her insan en kötü tabir edilen cehalet dolu insanı feth edebilir. Şimdiki günümüzde siyasi görüşü veyada tipinden dolayı insan sever sayar olduk, Karakteri 5 para etmez o insan hayatını dramaya çevirerek anlattığında toplum üzerinde inanılmaz etkileri olabiliyor. Bizim bu tip yaklaşımlarla insan kazanmamız zor ve kendinizi kişilikten kişiliğe sokmayada gerek yok Karakter arayışı çocuk yaşta olur. Siz kendinizi izleyin ve kendinize dokunun...


24 Aralık 2020 Perşembe

Beklentimiz Nedir...

 Nasıl bir hayat değil mi! Hiç acıması yok, insanı yerden yere vuruyor, Sen ne dersen de, hiçbir önemi dinlemiyor seni, iliğine kadar acı işliyor da işliyor.

Gezegenlerden birinin üstüne oturun ve dünyayı birde oradan izleyin!

Hiç birşey göremezsin, gözlerin gördüğü yuvarlak maviden griye dönüşen bir dünya, ama birde iç dünyada dünyaya bakarken gördüklerin, Bu hayattan istediklerin o kadar çok ki aradaki dağları okyanusları aşmak daha kolay ama o isteklere ulaşmak zor gibi.

Babamdan öğrendiğim bilinç altına yerleşmiş kazıyamadığım 'Kim ne DER' 

Başarısız birinden hayatta başarılı olmanın formülünü alsam ne olur demeyin, Başarısız biri başarı için uğraşan değil sadece hedefe ulaşmaya çalışırken yere düşen biridir, Bir İki Üç hatta yüz ama olmaz, biri onu izler taktik geliştirir hedefi 12den vurur. Bu yüzden Kim ne DER. se desin. Kalbin ne der ona bak.

Ne yaparsanız yapın 100 iyilikte yapsanız 100 kişide öldürseniz son söz başkalarından gelen veya kimlerden gelen sözcükler değil yüreğinden geçen benlikle karar ALLAH 'ındır. Bu yüzden bırakın kim ne DER'i,! Allah ne Der diye düşünün.

İslam bize neyi emreder. 

Önce temizlik.

Kendi ve Başka müslüman olsun olmasın korunması geren malı korumak, ( ki biz maşallah çalıyoruz ) Emaneti Koru.

Erken kalkan erken yol alır, Güneş doğmadan uyan işe koyul. Çalışkan ol.

Dedikodu yapma...

Haksızlık önünde Adalet için dik dur.

Bunun gibi bir çok insan hayatını kolaylaştıracak ve ruhen rahatlatacak kurallar.

Dünyaya aşık olmanın bir manası yok, Bir daha mı geleceğiz diye aptal saptal yaşamanın anlamıda yok...

Bizim bekletimiz mutluluk değil mi? Mutluluk için gerekli elementler neler, önce para, yakışıklı veya eş, araba, villa vs.. Gerçek mutluluğu siz ne yaparsanız yapın Allah istemediği sürece size vermez, İslamiyeti tam kavradığınızda Mutluktan öte adım atacağınızı göreceksiniz, Eşya mal özellikle paranın anlam ve değerinin sizin gözünüzde anlamsız olduğunu göreceksiniz.

Allah gönül gözümüzü açtığında yürüdüğünüz yolda nasıl bir neşe olduğunu anlayacaksınız. Elinizdeki çanta içinde 1 kilo altını sıkıya tutmanıza rağmen birileri çalıyorsa şunu unutma, sen elinden geleni yaptın ve Allah istemeseydi O altını senin elinden aldırmazdı. Daha iyisi veya kötüsü için Allah'la arandaki diyalog çok önemli.

Aramıza Da Girmiş Dağlar Denizler
Gelemem Diyorum, Sen Gel Diyorsun
Kar Yağmış Yollara Örtülmüş İzler
Bulamam Diyorum, Sen Bul Diyorsun

İstersen ne dağlar denizleri, Nede soğuk izleri karla kaybolmuş yoları bahane edersin,

Bugün kü imkanlar bundan 20 yıl önce neredeyse hiç yoktu, Allah'ın bize gönderdiği kitap günlük yaşantımızda bize herşeyi anlatır, Sabahtan akşama kadar ne kadar koşturursanız koşturunuz hadi koşturmayın evde sabahtan akşama kadar yatın. Her konu ile ilgili sizin içinizi veya sizi yönlendirecek bilgiler mevcuttur.

Yaşa... Bekletilerimizin cevabına aldanmadan yaşa... Yaşa... Allah için mutlu yaşa...





27 Ekim 2020 Salı

Samimiyet varsa Sevgide var...

 Bazen kendi kendinize hiç diyor musunuz nasıl bir yere düştük! Sizi kendi kendinize konuşturan basit bir ikilem içinde kalan bireylerin doğru ile yanlışı ayırma neticesinde yansıttığı samimiyetsiz bedel dilidir.

Bir insan neden samimiyetsiz olur ki?

İnna Lillâhi ve İnnâ İleyhi Raciûn Türkçe manası ne demek? "Şüphesiz biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na dönüyoruz" 

Her canlı ölümü tadacaktır veya Küllu şey'in halikun illa vechehu" " Herşey helâk olup gidicidir - Ona bakan yüzü müstesnâ,

Dünya gelip geçici, duraklama yerimizdir, Göğsünde iki kafes arasında taşıdığın ruhun çağrılış zamanı gelmeden, Bedenin yere un çuvalı gidi yığılmadan kendine gel ve doğru yolu bul.

Seni sana anlatanları boş ver, Seni senden başkası tanıyamaz, İnsanlara hata yapmaktan özellikle yalan söylemekten kaçın, 3 dk samimi 5 dakika ne olduğu belirsiz davranışlarda bulunma, Çıkarların için kimlik değiştirme.



22 Ekim 2020 Perşembe

Ve İnsan

 Bu dünya kaç bin yıllık? 

Hadi soruyu değiştirelim;

Sen bu dünyayı ne kadar tanıyorsun?

 Karamsar olalım Kurtların sonsuzluk çizgisinde yürürcesine kendimize bir soru daha soralım, 

Kendini ne kadar tanıyorsun?

Kendince cevaplar geldiğinde bende yazı ile düşüncelerinden başlayacağım seni anlatmaya,

Sen bu dünyanın cevherisin, Bir o kadar da çöplüğü, 

Sen bu dünyada var olabilecek en iyi varlıksın, Bir o kadarda en kötüsüsün!

Bu sıralamalar bir cilt dolar taşar, 

Nasıl yaşıyorsun? bir pencereden baktığında kendini nasıl tanımlarsın, İnsanlara yansıttığın benlikle içinde bulunduğun benlik aynı mı?

Seni tanıyan insanlar hangi benliğini tanıyor, O benliğe alışabildin m o seni sevdi mi?

Bu karmaşık gibi gözüken psikolojik beyin savaşları seni karamsarsızlığa kimliksizliğe her defasında yeni başlangıçlara sürükler.

Önce Kendi Bul.

Zamanında değer verdiğim bir insan; İnsanlara kendi gerçek benliğimle cevap vermiyorum demişti.

Karşınızdaki insanın gözü kör sağır ve dilsiz olması dahi vermiş olduğunuz sahte enerjiyi anlar.İnsanın konuşması insanın %15 kısmını tanıtır geri kalan beden dili ve yaymış olduğunuz enerjide saklıdır. Bir insanın hayatında ömürlük olmak isterseniz sadece sizin o enerjiyi hissetmeniz yetecektir.

Burada esas konu kendi benliğinize daha sahip olamamışken bir çok konuda profesör gibi davranmak hatta ve hatta profesör olmadığınız halde O moda girip üst makamlarda bulunan özel ve kamu fark etmeksizin küfür ederek cevaplandırırsınız, Konuyu unuttuğunuz için hatalı tarafı karşısı zanneder yaşamaya devam edersiniz.

Sessizliği, hakkınız yenildiği durumla karıştırmamanızı, Olayların iç yüzünü öğrenmeden ilk adımı atanın siz olmamanızı tavsiye ederim.

Dağ dağa küsmüş haberi olmamış; Kan bağı olsun veya kan bağı olmayan sevdiğiniz birileri kendi ön yarılarında sizi yargılamış idam etmişse bu kararın sonuçları sizin elinizde, Buradaki olay davranış şekillerini değerlendirmek, ' Sidikliye bak, mesaj yazarsın cevap vermez ararsın telefonu açmaz veya geri dönüş yapmaz. Soğuk davranır gibi vs.' Bunlar tamimiyle ön yargının vermiş olduğu hatalı adımlar. Sizi çarmıha germiş elindeki kırbaçla bi sağınıza bi solunuza vuruyor.

Bahsetmiş olduğum konu insanda var olan basit durumlardan biri IQ derecesi düşük veya size olan sevginin önceden değerlendirilmeye alınmamış halinin resmi.

Bin yıllık dünyanın içinde 3 gün yaşayacaksın, kalemini kimin kırdığı, esasında onlar tarafından ne kadar değerlisin hiçbir önemi yok. Dünyaya birileri sevmek güzel yaşamak, birileri için ölmek, yemek içmek eğlenmek için gelmediğimiz kesin, Allah insanları yaratılış gayesini kitabında ve Peygamberler aracılığı bize bildirmiş, Bu bilgileri okuduktan sonra bir elbise gibi rafa kaldırma, bu bilgiler sen istesende istemesende senin önüne aklına gelecek al cebine koy ve her seferinde düşün cepteki neydi diye. al bak, bir daha düşün, al oku bir daha düşün.


Hayat insanla güzel, Önce kendini sev tanı yargıla, Sonrası olmayan döngüye gir.



9 Ekim 2020 Cuma

Vatanını ve İçindekini Sev, Sevemiyorsan Kötüleme.

Dünyanın içinden geçtiği bir sınav var, Bu sınavda herkesin yeri ayrı.

İnsan Kendini Nasıl bilir.

Çağdaş görünümlü.

Okumuş yazmış.

Ahlaki yozlaşmadan kaygılı.

Cahil cüheladan şikâyetçi.

Erdemli olmak konusunda iddialı.

Dürüst Hayatta yalan söylemez.

Çalışkan.

Her konuyu iyi bilen.

Maalesef etrafta görmüş olduğun bir çok kişiden gördüğün benliği kendine yapıştırmış kendini kandırmaktasın...

Ahlakın güzelini nasıl anlarsın biliyor musun? Peygamberimizin sünnetini yerine getirerek hayatı yaşayan.

Peygamberimizin hayatından kendine rol biçmiş birinin ilk yöneleceği yol Kuran-ı Kerim'dir.

Hal böyleyken anlayan ve yaşayan birinde dahi yukarıdaki özelliklerin hepsini görmek mümkün olmuyor.

Sosyal medyanın iğrenç dünyasında bilgi kirliliğinde insanların çoğu kendini yukarıdaki saydığım özelliklerle eş değerde görüyor.

Kendi ülke başkanını yerden yere vuran, Kendi ülkesini her defasında kötüleyen insan müsveddesi varlıklara seslenmek veya ders vermek bizim haddimize değil, değil çünkü onlar yukarıdaki üstün bilgeliklere sahip olduğu için bizim bildiğimiz hep yanlış ve herşeye bir kulp bulurlar.

Şuan ülkemizde Doların ve Euronun yüksek olmasının en başlı sebeplerinden biri birbirimize karşı bağlı olamamamız diğer bir etken tembel olup üretken olamamamızdır.

Hayatta en büyük zarar verecek en büyük 2 etken, Kendini yüksekte görüp ona göre rahatlığa kendini büründürmen, diğeri ise tembellik.

Şunu bilmelisin ki dünyadan bir haber yaşıyorsun, Ve bu eksen içinde kendine benzeyen bir çok kişiyi tarafına çekerek yanlış yola sürüklüyorsun.

Dünyada güçlü olmamıza engel en büyük etkenlerden biri birliğimize nifak tohumları eken paylaşımlardır, Yanlışı eleştir ama hainliğe yönelecek ülkeni küçültecek bir yanlışta bulunma







4 Ekim 2018 Perşembe

Derdimiz!

Ne acayip dünya!

Ülke olarak zor günler geçiriyoruz, Peki ne zamandan beri?

Kimse kimseyi kandırmasın, Cennet vatanda tembelliğimizin hatasının cezası çekiyoruz. 

Dert nedir biliyor musunuz?

Dert! 7,5 Şiddetin ardından gelen çığlıkların korkusu ve sevdiklerine ne olduğunun endişesi! Bir kolunun kırık, Şiddetli baş ağrısı çekmendir!


Dert! 7,5 Şiddetin ardından sen o çığlıkların, korkuların ve endişenin içinde tusinaminin ikinci darbeyi vurmasıdır!

Dert! Yarın diye bir şeyi hayal edememektir.



Dert! Trilyonların altında kalmışsın çok mu? İnsan bir tükürük bezi olmadığı için bir yudum suyu içememesidir!

Dert! Fenerbahçe'nin tarihi hezimetler alması değil, Dert bir çocuğun kılına zarar gelmesidir!

Dert! Küçücük bedenlere sinsi bakışların nedenlerini düşünememektir!

Dert! Allah'sız yaşamaya çalışmaktır!

Dert! Ahlaktan yoksun kalmaktır!

Dert! Yemeğin olmamasını bırakın su bulamamaktır!

Dert! Müslümanım diye yaşa, ağaç kes, ortalığı çöplüğe çevirmektir!

Dert! Bırakın büyük hayvanı yavru bir hayvanın canına kastetmektir!

Şimdi ülke vatandaşı olarak değil, Bir Müslüman olarak düşünelim bizim derdimiz nedir? 

Kendime ve sizlere şunu hatırlatmak istiyorum, elinizdeki telefon dahil canlı cansız ne varsa bir gün elbette kullanışsız hale gelecek, Biz insanlar keşke şu telefon kadar değersiz olsaydımda insan olarak dünyaya gelmeseydim dememek için Ahlak kurallarımızı, acımızı sevincimizi paylaşımlarımızı Peygamber Efendimizin hayatını örnek alarak düzenlememiz şart.


Hz. Mevlana'nın şu sözünü sizlere hatırlatayım; Sanma ki dert sadece sende var, sendeki derdi nimet sayanlar da var.



كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

Bütün nefsler ölümü tadıcıdır. Sonra Bize döndürüleceksiniz. 


                                        اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ 

Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz o'na döneceğiz"





6 Haziran 2018 Çarşamba

Ah Bu Ön Yargılarımız

Karşımızdaki insanları hep suçlar dururuz, Sevdiğimiz insanların sayısı etrafımızdaki sayısı hergün sırf bu yüzden azalmakta?

Ne diyorduk, Ah bu Ön yargılarımız, Kimin nasıl yaşadığı değil asıl kendi yaşantımız önemli evet aslında olması gerek bu ama düşüncelerin sözlere, sözlerin eyleme girmesiyle işin rengi değişmekte.

Şu şu nu yapmış bu bunu böyle yapmış aaa bak buda bunu ters tutmuş, Bize ne ?

Bir pencereye yüz kişi koysanız yüz kişinin %100ü farklı bir şey görür, yarısı aynı şeyi dile getirebilir. İnsanın iç dünyası farklıdır, Siz Konuşmadan sohbet etmeden bir çok şeyi izleyerek anlayabilirsin fakat asla emin olmazsınız.


Bir insanı dini ırkı ve rengi ile yargılamak çok aptalca! Bugün ülkenin adaleti sağlayanlar otobanda önde polis aracı arkada polis aracı ülkenin en işlek yolunu yararak üstünlük sağlamaya çalışıyor. İnanın farkında değildirler hata yaptıklarının, Birileride o basit resmi gösterecek cesareti kendinde bulamıyor.

İnsanlarımızda şu var bu durum büyük şehirlere has bir durum olmadığı kesin, Hırsızlık sadece para veya birisi için önemli bir eşyayı çalmak değildir.

E-5 Kenarında yolcu indirip bindirmek, 2 şerit veya bir şeritli bir yolda kenardaki dükkandan ekmek alana kadar arabanın 4 lüsünü yakıp geçişi engellemende bir hırsızlık.

Hele hele tek şeritli şehir içindeki dolmuşların yol ortasında yolcu indirip bindirmeleri en büyük soygun.

Çalıştığın ortamda tembellik etmekte Hırsızlık.

Hırsız olmak için illaki elinize bir cismin olması gerekmiyor, Başka bir örnek vermek gerekirse a bak Aysun Ahmet Yıldız oruç tutmuyor dememiz bile farklı bir hak yeme şeklidir. 

Kimin nasıl yaşadığının önemi yok, Biz elimizdeki imkanlarla bir başkasına zarar vermeden nasıl yaşamalıyız önemli olan bu, 

Kimse kimsenin hakkını dindar, ateist,  güzel çirkin, ben bunun tipini sevmedim, boş ver bugünde kıllık yapalım gibi düşüncelerle yiyemez.

Şimdi Ne kadar büyük veya ne kadar küçük hırsız olduğumuzu düşünelim.

Saygı ve Sevgiyle




15 Şubat 2018 Perşembe

Bilmemiz Gereken

Nasıl istersen öyle yaşa, hatalar veya mükemmellikler insana mahsustur ve insanı insan yapan, biten hataların arkasında bırakan izlerdir, Seni insanlıktan çıkarmaya götüren ise sadece hataları tekrarlayıp ısrar ve inat etmende saklıdır.

10 Ekim 2017 Salı

İdol Seçmek

Pöh desen, veya sosyal medyanın birinden takibi bıraksan veyada dalgınlık halinde yanından geçip gitsen arkadaşlıklar anında zede alıyor hatta bitiyor.

Yaş olmuş otuz, karakteristik özelliklerini geliştirememiş, Halen süpermen ve örümcek adam karakterlerinin gerçek olduğunu düşünen tipler böyle yapar.

Yazılarımda benlik savaşlarının zorluğu nasıl baş edilebileceği konusunda çok şeyler yazdım, Bir ateist olsak dahi bizi bu hayatta tutan inançlarımızdır. Sistemsel düşünebilme kabiliyeti geliştirerek realizmin peşinden koşmak hayatın en renkli yönüdür.
Basitlikten kaçının, bir şarkıcı türkücü veya bir futbolcu gibi i dol sizin hayatınız çıkmaz sokaklara yönelte bilir, Çok sevdiğiniz birileri olarak onlar kenarda kalsın ama asla bir idol olarak görmeyin.

İdol seçerken neleri bilmemiz gerekir?!



Öncelikle İdol Nedir ?

İdol: Örnek Alınan Kimse!

Çocuğun anne babayı taklit ettiği gibi, yaptıklarını yapmaya çalıştığı gibi birşey, Her çocuğun bilinçsiz idolüdür anne babalar

Herşeyden önce hayatını baştan aşağı iyi bilmeniz şart, Davranışları, Ahlakı, hangi insanlarla arası neden iyi neden kötü, Sorunlara bakış açısı, eğlence türü, sevinme ve mutlu olma halleri, En büyük sıkıntıları, Gelmiş olduğu noktaya nasıl geldiği ve buna benzer bir çok konuyu iyi bilmemiz gerekir.

Aile dışından birini bu kadar çok iyi tanıyabilmek araştırma isteyen bir konu!

Dünyanın yarısına adım atmış bir Kanuni Sultan Süleyman veya Fransız Napolyon hadi biraz daha eski tarihlere gidelim Fatih Sultan Mehmet veya Hz. Ali , Hz Osman, Hz. Ömer Hz. Ebu Bekr ve En Büyükleri siyaset ve Krallıkta yeniliklerin kişilik abidesi Hz. Muhammed Mustafa s.a.v

Bin dört yüzyıl geriye gidip tarihten bir çok yalan yanlış yazılmış hikayeler bulabilirsiniz, Hz Muhammed adına yazılmış çirkin karalamaların hepsinin yanlış olduğunu yapmış olduğu işlere bakılarak rahatlıkla anlarsınız.

Yalan tarih için 1400 değil 80-90 yıl geriye gitseniz kimlerin nasıl karalandığını görebilirsiniz, Mesela Mustafa Kemal Paşa, Yaptığı devrim ve işleri küçümseyenler yönetim yani savaş esnasında yapılan hataları yüz üstüne çıkarmakla yalan yanlış her şey söylemekte, Doğrusu ve yanlışı tarih kitaplarından okuyarak yaptığı işlere bakarak yorumlamak daha kolay olur.

İdol seçmek birilerinin pis ağzından çıkan sahte kimliklere bulanmış ne olduğu belirsiz kişilerin söylemleri ile olacak bir iş değil.

Burada sistematik düşünce ile bir birini tamamlayıcı bilgiler eşliğinde gerçek iç aydınlığınızı güzelliğiniz samimiyetinizi sizi hakikaten doğru yola ilettiğinden emin adam gibi adamları bulmakla mümkün,

Kaşı gözü sözü önemli değil, bir idol herşeyi ile sizi fetih etmeli.

Saygılar

27 Temmuz 2017 Perşembe

Şizofreni Dünya

Nasıl bir düzenin olduğu bariz ve açık, değişmeyecek kadar düzenli bir dünya, Anlamsız gibi görünen herşeyin bir cevabı var.

En küçük varlıktan en büyük varlığa kadar insan ve diğer varlıklar dahil dünyadaki düzen şaheser.

Bilim ve teknoloji geliştikçe düşüncelerimiz, hayallerimiz ve yaptıklarımız işlerde değişti ama değişmeyen , değiştiremediğimiz çok şey var.

Örneğin benim düşüncelerimi kurcalayan beyin nakli; Düşünsenize gerçekleştiğinde insanlar klonlanarak istediği şekil ve tarzla yeni yaşama başlayabilir. Vücudundan veya cinsiyetinden sıkıldığında klon sayesinde her türlü bir bedene sahip olabilir.

Tıp bu olayın çok uzağında ve başarılı olma imkanı yok. Yaratılışımız buna izin vermez ayrıca "Külli nefsin zâikatü'l-mevt", yani "Her nefis ölümü tadacaktır." ( Ankebut 57 )

Dünyada 100 Yıla yakın inanılmaz deneyler yapıldı ve yapılıyor, En basiti insan türüne benzeyen maymunları konuşturma ve eğitmek gibi ama sonuç kocaman bir sıfır.

Biz Müslümanlar Şahadet getirdiğimizde görmediğimiz bir yaratıcı ve bir peygamber için deriz ki "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu" cümlesidir. ve cümlenin manası "Ben şahadet ederim ki Allah'dan başka ilah yoktur ve ben şehadet ederim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür." demektir. 
Görmediği bir şey için bu insanlar neden şahadet getirir?

Dünya tek bir düzen üzerine kurulu, Allah yarattığı kulunu kendisine ibadet, yani kendisini bilme bulmak için yarattı, Niye ihtiyacı mı var, elbette yok, yollar yürüyerek biter.

Dünyadaki her varlığa, canlı veya cansız farketmez dikkatli baktığımızda, herşeyin ve herkesin tek olduğunu görürüz, Allah'da bütün resullerine "La İlahe İllallah'ı öğretmiştir. Nedir "La İlahe İllallah, Allah'tan başka ilah yoktur manasına gelir ve söylendiğinde dil bunu tek başına söyler, dudaklar birleşmez.

İnsan sıfatları düşünceleri sesleri dokuları farklı olduğu gibi, düzen içinde yarattığı bütün canlılarda böyle.


Cansız varlıklara geldiğimiz bir elma ağacındaki elmalara baktığınızda hepsi bir gibi görünsede yapıları boyutları ve şekilleri değişiktir hatta ve hatta aynı ağaç ve aynı türden meyve olsa dahi hepsinin tatları anlaşılacak kadar belirgin bir farklılıklar vardır. Biz alışkanlıklarımızdan dolayı bunu fazla önemsemediğimizden biraz eşki bir olgun farkında olmadan yeriz bitiririz.

1 rakamını bulmak için aslında rakamlarla aram iyi olmasada 0 dan trilyona kadarda saysanızda her rakam tek olduğunu görürsünüz, 2 mesela, 2 tektir ayrıştırdığınızda 1+1, 2 tane birden ayrı tekler çıkar, 2 nin yanına bir tane daha 2 koyarsanız 22 olur çokluk olarak 0 dan yukarı doğru veya 1 rakamından çoğul olması 22 rakamının tek olmasını değiştirmez. 10 tane 22 rakamı bir sepet içinde olsa dahi hepsi tekten oluşur.

Esas konu Allah'ı görmek bilmek için önce inanmamız gerek ve inanırsak herşeyden örnekler verebiliriz, Sizin gördükleriniz ve tespitleriniz peygamberimizle uyuştuğu için evet şahadet ederimki Muhammed aleyhi selam Allah'ın hem resulu hemde kuludur deriz.

Dünyadaki adaletsiz gibi görünen zengin fakir, sakat olaylarının detayı 1400 yıldır değişmeyen ve kıyamete kadarda değiştirilemeyecek olan yüce kitabımız Kuran'ı Kerim'de yazmakta.

Bu yazının oluşmasına sebep olan Stephen Hawking, Dünyanın önemsediği astrofizikçidir.

Bu yazıyı belki bir belki 2 kişi okuyacak benim için yeterli bir rakam, 7 milyar insan sadece Hz Adem ve Hz Havva'dan bu hale geldi.

Demem o ki Stephen Hawking'e göre 100 yıl içinde dünyayı terk etmemiz gerekiyor, 100 yıl içinde terk etmektense neden iyileştirmek için çalışmıyoruz sizce çünkü dünyanın para babaları zaten istediği köşede cenneti yaşıyor, daha doğrusu yaşadığını zannediyorlar.

İnsanların hayal güçleri gerçeği görmemek için o kadar çok çaba harcıyor ki hayal içinde zaman tükeniyor. Dünya içindeki iyi kötü herşeyi eşit şekilde değerlendirdiğimizde karmaşık duygular yaşasakta gerçekleri görme imkanımız daha çok oluyor

Gerçekçi hayat hayallerden daha güzel, Stephen Hawking yapmış olduğu çalışmalarda inanın Allah'ın varlığı ile Peygamberimizin bize anlattığı gibi bir çok kanıta şahit olmuştur, Zaten kendi çalışmalarında yaratıcının yok olduğunu söyleyemeyiz gibi ifadeleri kullanmıştı.

Allah'ı keşfetmenin güzelliği elindeyken insanlığa abuk sabık fikirler vererek ömrünü heba ediyor. Stephen Hawking ve diğer bilim adamları Allah'ın yaratmış olduğu bütün varlıklarda Allah'ın varlığının olduğuna emin olun şahit olmuşlardır. Allah en eğitimsiz ve en eğitimli kişilere dahada doğrusu istediğine kendini kereminden ihsanda bulunur.

Kısaca toparlamak gerekirse Allah yüce Kitabımızda vermiş olduğu kıssalarda çıkarılacak dersler var en basiti firavundan bahsederken firavunun servetinin firavuna gerçekleri göstermemesi gibi, gücün ve herşeyi kendi yaptığını zannetti, Elimizdeki gücün gerçek sahibi Allah'tandır. Bu yüzden hayallerini gerçek gibi yansıtan, sanırım sanırsam böyle şöyle olacak diyen 
Stephen Hawking'a Allah hidayet versin...


Allah yar ve yardımcımız olsun, Hem bu dünyada hem ahiretinde bizlere iyilik güzellikler versin... Allah dualrımızı kabul etsin.

Saygılar


15 Temmuz 2017 Cumartesi

Kabil Habil'i Neden Öldürdü - Kurban

Hz.Adem a.selam ve Havva anamızın cennetten neden kovulduğu konusunda az çok bir bilgiye sahibizdir. ilk çocukları Habil ve Kabil'in ölümle sonuçlanan kavga nedenini sizin için anlatmaya çalışacağım.

Habil hayvancılıkla Kabil ise tarımcılıkla ilgilenen bununla hayatlarını sürdüren Hz. Adem çocukları idi. İnsanlığın ilk ölümle tanışma sebebi aslında sadece bir kıskançlık, kibir ve nefsi hareketlerdir ve Yüce kitabımızda bununla ilgili bir ayette “Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.” (Maide, 5/31)

Peki sebep neydi,

Aslında bugün Müslümanların ve bir çok geçmiş saf dışı olan dinlerde Allah'a bir hediye verme Allah'a ibadet emirlerini yerine getirme şekli vardır. Biz müslümanlarda bunu Kurban diye adlandırırız.

Peki kurban nedir?

Kurban feda demektir. Allah için candan vazgeçmektir! Durun bakalım. candan vazgeçmek dedik ama bu bir intihar veya bile bile ölüm değildir.

Sözlükte yaklaşmak, Allaha yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban, dinî bir terim olarak, Allah'a yaklaşmak ve O' nun rızasına ermek, boyun eğmek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Kurban Bayramında kesilen kurbana udhiye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir. Rab'bim ben sana her ne olursa olsun canım malım senindir. 

İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde mevcut olan kurban ibadeti İslam'da şekil ve amaç yönüyle önemli farklılıklar arz eder. Kur'an'da Hz. Âdem a.selamın iki oğlunun Allah'a kurban takdim ettiklerinden söz edilir (el-Mâide 5/27);( konumuzun bir kısmı ) bir başka âyette de ilâhî dinlerin hepsinde kurban hükmünün konulduğuna işaret edilir (el-Hac 22/34).

Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu İsmâil'in Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır.

Konuyu toparlamak gerekirse aslında ilk kurbanın şekli Habil için sürüsünün ilk doğan kuzuların en güzelini Allah için ayırması ve kurban etmesi, Kabil ise mahsullerinden toparlamış olduğu ürünleri düzensiz bir şekilde sunması. Böyle olunca Hz. Allah Habil'in adağını kabul ediyor Kabil'in adağını kabul etmiyor, bunun üzerine o vahim olan olay gerçekleşiyor.

İnsanlığın akıttığı ilk kan sebepleri çekemezlik, Ön yargılı olmak, ve bunla gelen psikolojik beyin dalgalanmasının getirdiği öfke.

Şimdiki kadın erkek fark etmeksizin cinayetlerin hepsi bir birine yakındır.

Bizim buradan çıkaracağım ders ise, Kurbanı özellikle et olarak görmemek ve Hz. Allah için feda ettiğimiz adağımızı güzel ve bakımlı temiz bir şekilde, İnsana yakışır şekilde ihya etmektir.


Gerekirse kurbanlık hayvanlarımızı güzelce temizleyip, süsleyerek tertemiz şekliyle kurallara uygun şekilde ibadetimizi yerine getirmeliyiz...

Saygılar

11 Temmuz 2017 Salı

Ettehiyyatü...» nün tercümesi,

İsrâ Sûresi
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hak­kıyla görendir.”(el-İsrâ, 1)


Necm Sûresi

“İnmekte olan yıldıza[1] and olsun.” (en-Necm, 1)

“Sâhibiniz (Muhammed Mustafâ) sapmadı ve bâtıla inanmadı. O, arzûsuna göre de konuşmamaktadır. O’nun konuşması vahiyden başka bir şey değildir. Çünkü (bildirdiklerini)O’na güçlü, kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (olan Cebrâîl, Rabbinin emri üzere) öğretti. Sonra en yüksek ufukta (Sidretü’l-Müntehâ’da) iken asıl şekliyle istivâ etti (doğruldu).” (en-Necm, 2-7)

“Sonra yaklaştı ve tedellî etti.” (en-Necm, 8)

“(Muhammed Mustafâ ile Rabbinin) araları, iki yay arası kadar, ya da daha yakın oldu.” (en-Necm, 9)

“Allâh o anda kuluna vahyini bildirdi.” (en-Necm, 10)

“(Muhammed Mustafâ’nın) gözleriyle gördüğünü kalbi yalanlamadı. (Ey inkârcılar!) O’nun gördükleri hakkında şimdi kendisiyle tartışacak mısınız?” (en-Necm, 11-12)

“And olsun ki (Muhammed Mustafâ), onu (Cebrâîl’i) Sidretü’l-Müntehâ’da bir defâ daha gördü.”(en-Necm, 13-14)

“Orada Me’vâ cenneti vardır. O Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.” (en-Necm, 15-16)

“(Muhammed Mustafâ’nın) gözü, oradan ne kaydı, ne de sınırı aştı. And olsun O, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını (da) gördü.” (en-Necm, 17-18)


Yukarıdaki ayetlerin hadis yoluyla büyüklerimizden dinlediğim kadarıyla, Peygamberimiz Ettehiyyatü gerçekleşmeden cennet ve cehennemle ilgi yerleri gezer, Tabi Tek başına değil, Cebrail a.selam ile birlikte, derinlere girmeden anlatmak gerekirse, son aşamada Cebrail a.selam bir noktada yasaklı geçemeceği yerde peygamberimizi bugünki dili ile patronun kapısının önüne kadar eşlik edebilir peygamberimiz o kapının, hadislerde geçtiği is perdenin arkasında Ettehiyyatü gerçekleşir ve aşağıdaki konuşma geçer!

Lisan ile, beden ile ve mal ile olan ibadetlerin hepsi yalnız Allahü Teala’ya mahsustur.» Bunun üzerine Cenab-ı Hak kendisine: Ey (mertebesi yüce olan) nebi!( Peygamber!) Allah'ın rahmeti, bereket ve selamı sana olsun!» diye hitap etmiştir. Ümmetini çok seven Resül-i Ekrem (S.A.V.), müslümanların iyilerine, bu yüce makamda şöyle dua etti: «Selam ve selamet bizim üzerimize olduğu gibi, Allah'ın, salih kulları üzerine olsun! ve Bu konuşmaya tanık olan Cebrail a.selem Kelime-i şehadet getirir: Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu. (Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.) der

Daha çok bilgiye ulaştığımda güncellemeleri paylaşacağım,

Saygılar


10 Temmuz 2017 Pazartesi

İnsan Rab'binden ne ister?

Tabiki akla ilk gelen şey çok para,
Sizce hakikaten Rab'binden bilen insan para mı ister? 

Veya Sağlık? veyada güzel bir iş, eş, koca, istenilecek o kadar çok şey var ki, değil mi ?
Rab'bini bilen var olanla yetinmeyi bilmez mi size!?. Ondan ne cennetini ister nede cehennemini isteği sadece onun rızasıdır.
Rızasında ki kasıt nedir peki?

Varsayalım ki sağlığınız yerinde değil! Veya çok fakirsiniz veyada bir türlü istekleriniz yerine gelmiyor. 
Yüzbinden fazla gönderdiği peygamberlerin öğrettiklerini uygulamak özellikle peygamberimizi öğrenmek bize öyle kapılar açar ki bizler hastalığımızı sağlıklı insanla değiştirmek istemeyiz. 

Kimine göre dünyanın bir kaç köşesi cennetken size heryer şükürlerle dolu cennet bahçesi olur.

Bu meşakkatli yolun anahtarı aşağıdaki peygamberimizin öğrettiklerinde gizli.
Herşeyden önce Rab'bın bir olduğunu dil ve kalbimizle tasdik etmek. İnanmaktır.
Meleklerine inanmak.
Peygamberine inanmak.
Ahiret ve kadere inanmaktır.
Bunlara inanmak kolay sanmayın belki hakikaten çok içten bir inanç var ama kendimizde eksiklerimiz var. İmanı elde tutmak kızgın demiri tutmaktan daha zordur.
Yunus Emre'nin türk liramızda bulunan anlamlı bir sözle devam etmek istiyorum.
''Sevelim sevilelim''
Dünya düzenin nasıl işlediğini çoktan fark etmişsinizdir.
Adım atmadan yollar aşılmıyor.
Adım atamadığınızda paslanmaya yüz tutuyoruz. Taki çürüyüp yok olana kadar.
Peki adımlarda neler oluyor?
Her adım size yenilikçi hareketleri öğretiyor. Yanlış adımlar buna dahil.
Yani Yunus Emre'nin Derya katmerine bulanıyor, aşk için çırpıyor, sevmeden sevginin ne olduğunu öğrenemiyoruz.
Seven demez mi gönüller bir olsun samanlık seyran olur.
Rab'ba giden yol katmerlidir, Onu sevecek o kadar çok neden var ki aşkın varlık anlamını bizlere öğretiyor.
Yürekli yaratılışımız ve cesaretli olmamız bize bir gün uğrayacak Azrail'den bile korkutmuyor, çünkü bizi korkutan günahlarımız bizlere doğru dürüst düşünme şansı vermiyor.
İnsanı insan yapan hataları ve günahlarıdır. Eğer gerçekten yukarıdaki imanın şartlarını benimsemiş isek hiçbir sorun olduğunu düşünmüyorum çünkü Allah herşeye kadirdir.

Bir şeyi düşünmek ile yapmak arasındaki uçurumun farkında olalım,

İstemekten çekinmeyelim, biz Allah'a yaklaştıkça perdelerimizin nasıl birer birer açılıp gerçeğin bizi mutlu ettiğini, Gerçek aşk ve sevginin ne olduğunu daha iyi anlayacağız.


22 Haziran 2017 Perşembe

İyi Bir Müslüman Nasıl Olunur?

İyi bir müslümanı tarif etmek bizim haddimize değil elbet!

Aslında böyle bir soruda aklımıza gelen Peygamberimiz Muhammed Mustafa S.a.v.


Günümüzde ne eksik sizce, neyi nerede yanlış yapıyorum, YAPIYORUZ., Peygamberimiz öncesinden peygamberimize kadar bir çok peygamber Allah'ı anlatmaya çalıştı ve son olarak Allah peygamberimizi bir uyarıcı, nasıl yaşamamız gerektiği konusunda bize gönderdi.

Peygamberimizden bu zamana kadar dinizimi kaç parça böldüler, Bugüne baktığımızda müslümanlar dünyada öcü olarak görülüyor,

Bunun tek sebebi yüce kitabımızla Peygamberimizi ayrıştıranlardır.

Peygamberimizi tanımayan, Onun ahlakı, yaşantısı, davranışlarını bilmeyen birinin Kuranı Kerimi ezbere bilerek ayetler okumasının bir samimiyeti yoktur.

Bugün Kuranı Kerimi okuyan birisi, Allah'ı yanlış tanıyabiliyor, Kuranı Kerimin neden arapça indirildiği, Peygamberimiz neden arap kavminden gönderilmesi ile ilgili bütün soruların cevapları var. Her zaman söylediğim gibi insan hata yapsınki insan olduğu belli olsun, hatasız bir insan yoktur, Bundan sebep  Tarihte yanlış yoktur, tarihçilerin hataları vardır, yalanları vardır, Yine bundan sebep bazı konuların gerçekliğine ulaşmakta zorluk çekiyoruz. 

Asıl olan her zaman Allah için yaşayıp Allah için ölebilmektir, Unutmayın insanlar ölümden korkmazlar, 

Ölüm diğer dünya ile aramızdaki bir perdenin kalkması ve insanın kıyameti demektir ve insanı korkutan günahlarıdır. Halbuki Allah bizim herşeyimiz zikrinde bulunan bir müslüman İnandığı için herşeyi görür, Onu ne günahları nede ölüm korkutur. Allah'a kavuşmanın arzusu içinde tören misali Allah'a ulaşacağını bilir.

Dünyada başımıza gelen kötülüklerin veya hataların tek sebebi iç sesimize yön veremememizdir. 

Etrafımızda peygamberimiz dönemindeki gibi taştan putlar yok ama daha tehlikeli ve görünmez putlar var, Örnek vermek gerekirse, Erkek Kadın için Para, Kadın için Erkek, Erkek için Kadın. İşimiz. Kocamız, Karımız, Çocuklarımız. Malımız mülkümüz. Resmen tapıyoruz ve doymuyoruz.

İnsan bu dünyanın zümrütüdür. Eğitilmesi şart, Aklını çalıştırması şart, Gördükleri karşısında çokça düşünmesi şart.

Ülkemizin hangi köşesine giderseniz gidin heryerden bereket fışkırıyor ve biz bunların maalesef kıymetini bilmiyoruz, İsrafta yarışıyoruz.

Değerli dostlarım, İyi bir insan olabilmek için peygamberimizi iyi anlamamız şart, Buna göre kendimizi çocuklarımızı eşlerimizi yetiştirerek bu dünya hayatından yorulmadan sıyrılma şansımız var.

Allah dilediğine istediğini yapar. Unutmayın ki Allah merhametlilerin en merhametlisi, Bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi, merhametten bahsetmiyorum, Kainatın yaratıcısının bu dünya için yarattıklarına karşı merhametinden bahsediyorum. Kuranı Kerimin anahtarı peygamberimizi tanımaktan geçer, Peygamberimizi tanımayan biri direk Kuranı Kerimi okuduğunda kendini yine peygamberimizde bulacaktır ve ikisinin gücü ile dünyasını değiştirecektir.

Saygılar

1 Haziran 2017 Perşembe

İnanırsan Görürsün

Ne kadar sıkıntılı bir hayatımız olsada, hatta ve hatta uçurumun kenarından kendimizi bir an için atmak istesekde  bu hayattan vazgeçmemiz çok zor.

Merak etmeyin süslü magazin programları veya şaşalı dizilerdeki hayatların orjinalleri sizin tahmin ettiğinizden daha farklı.

Hayatımızdaki sorumluluk derecesini hiç düşündünüz mü? Neye ne kadar önem veriyor ve nasıl bir değerlendirme içinde şekillendirerek devam ettiriyoruz.

Örneğin bekar bir insanın sorumluluk derecesi sizce ne kadardır? Siz ki 3 çocuk babası ailenin reisi şirket sahibi veya belediyede asgari ücretle çalışan birisiniz.

Şirket sahibi ve belediyede asgari ücretle çalışmanızın bir önemi yok, Bekar ve 3 çocuk sahibi olmanızında bir önemi yok.

Önemli olan düşüncelerindeki kurgulara bakış açın. Neye ne kadar inanıyorsun?

Hayatımızdaki yukarı veya aşağı sıçrama dönemlerini oluşturan, size yön veren inandıklarınızın gerçek değeri sonucu elinize geçen bir yaşantı. Patronsun veya işçisin bu kadar arada uçurum var.

Hayatın aldatıcı yönü maddi değerlerin çokluğudur. Para mal mülk sizi hayatın gerçeklerinden uzak tutar.

Eğer ki maymun ırkından geldiğimizi düşünmüyorsanız bir yaratıcıya inanıyorsunuz demektir. Din ayrımı yapmadan ortak olan düşüncelerimizle gök yüzünden yer yüzüne, deniz içinden toprak üstünde yetişen herşeyden bir işaret vardır yaratıcıdan.

İnanmak görmekle eş değerdir, Eğer inanırsan görürsün, Eğer bir şeyi görürsen arkasından gidip gitmemeye karar verirsin.

Yaratıcıya yani biz Müslümanlara göre Allah'a nasıl inanmamız gerektiği konuda büyük kayıplarımız olsada bugün onun büyüklüğü konusunda ortak bir fikre sahibiz.

Endişelendiğim konu ise her şeyi bilmemize rağmen uygulama konusunda pasif davranmamız, pasif davranmamıza iten ise az düşünmemiz ve düşüncelerimizi önemsemememizden kaynaklıdır.

Hayatımızın eşsiz değerde olduğunu bilelim ve ona göre düşüncelerimizdeki ilk adımlara dikkat edelim. İnanalım. İnanırsak görürüz...


20 Nisan 2017 Perşembe

Vatan nedir?

Memleketine varır varmaz ta ciğerlerine çektiğin o ilk nefestir. 

Ana kokusudur vatan; 
Her çalan telefona yüreği ağzında koşan anaların kokusudur. 
Görevden dönmeni bekleyen yârinin, ilk kez baba deyişini duyamadığın evladının kokusudur.
Bayram sabahları öptüğün ellerin, yağmurla ıslanan toprağın kokusudur. 
Ramazan’da kuyrukta bekleyip aldığın pidenin kokusudur vatan. 
İnce belli bir bardaktan yükselen çayın kokusudur.
Sonra bir yetimin ufacık elleriyle şehitliğe diktiği çiçeğin kokusudur. 
İnsanlar son nefeslerini rahat yataklarında verebilsin diye kendi nefesinden, kendi nefsinden geçen delikanlıların kokusudur. 
Şehit bedenlerinde açılan yaralardan yükselen o kutlu gül kokusudur vatan. 
Er meydanında barut kokusudur. 
Bu vatan; yiğitlere cennet kokusu, hainlere cehennem korkusudur. 
Bizim memleket; baştan sona Mehmet, baştan sona peygamber ordusudur.” 

İsimsizler Dizisinden Alıntıdır.

20 Ocak 2017 Cuma

İçinde Namaz Geçen Ayetler

Bakara (3) Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.

Bakara (43) namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.

Bakara (45) Sabrederek ve namaz kılarak (Allah'tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah'a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.

Bakara (83) Hani, biz İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.

Bakara (110) namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.

Bakara (125) Hani, biz Kâbe'yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe'yi) tertemiz tutun."

Bakara (153) Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.


Bakara (177) İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

Bakara (238) namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a gönülden boyun eğerek namaza durun.

Bakara (239) Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da, Allah'ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın).

Bakara (277) Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.

Al-i İmran (39) Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, "Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler" diye seslendiler.

Nisa (43) Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

Nisa (77) Daha önce kendilerine, "(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!" derler. De ki: "Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez."

Nisa (101) Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.

Nisa (102) (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

Nisa (103) namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.

Nisa (142) Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı pek az anarlar.

Nisa (162) Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

Maide (6) Ey iman edenler! namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Maide (12) Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti: "Sizinle beraberim. Andolsun eğernamazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır."

Maide (55) Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir.

Maide (58) Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.

Maide (91) Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?

Maide (106) Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, "Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesiz günahkârlardan oluruz" diye yemin ederler.

Enam (92) İşte bu (Kur'an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilahi kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke'yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.Ahirete iman edenler, ona da inanırlar.Onlar namazlarını vaktinde kılarlar.

Enam (162) Ey Muhammed! De ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir."

Araf (170) Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükafatını zayi etmeyiz.

Enfal (3) Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.

Tevbe (5) Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Tevbe (11) Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız.

Tevbe (18) Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.

Tevbe (54) Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca, Allah'ı ve Rasûlünü inkar etmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak gönülsüzce harcamaları engel olmuştur.

Tevbe (71) Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Tevbe (84) Onlardan ölen hiçbirine asla namaz kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar Allah'ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler.

Tevbe (108) Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.

Yunus (87) Mûsâ'ya ve kardeşine, "Kavminiz için Mısır'da (sığınak olarak) evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın. namazı dosdoğru kılın. Mü'minleri müjdele" diye vahyettik.

Hud (87) Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor. Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın."

Hud (114) (Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.9

Rad (22) Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.

İbrahim (31) İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.

İbrahim (37) "Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler."

İbrahim (40) "Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle."

İsra (78) Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı'ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir.

İsra (79) Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud'a ulaştırsın.

İsra (110) De ki: "(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O'nundur." namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.

Meryem (31) "Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekatı emretti."

Meryem (55) Ailesine namaz ve zekatı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.

Meryem (59) Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.

Ta Ha (14) "Şüphe yok ki ben Allah'ım. Benden başka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl."

Ta Ha (132) Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.

Enbiya (73) Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.

Hac (26) Hani biz İbrahim'e, Kâbe'nin yerini, "Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle" diye belirlemiştik.

Hac (35) Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir.

Hac (41) Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkan ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah'a aittir.

Hac (78) Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahitt (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

Müminun (2) Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.

Müminun (9) Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler.

Nur (37) Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.

Nur (56) namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Resüle itaat edin ki size merhamet edilsin.

Nur (58) Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz büluğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Neml (3) Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

Şuara (219) namaza kalktığında seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah'a tevekkül et.

Ankebut (45) (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olannamaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.

Rum (32) Allah'a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O'na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.

Lokman (17) "Yavrum! namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir."

Lokman (4) Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.

Ahzab (33) Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. namazı kılın, zekatı verin. Allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

Fatır (29) Şüphesiz, Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.

Fatır (18) Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri halde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah'adır.

Şura (39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükafat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.

Mücadele (13) Başbaşa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da, sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resülüne itaat edin. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Cuma (9) Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.

Cuma (10) namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.

Mearic (22) Ancak, namaz kılanlar başka.

Mearic (23) Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir.

Mearic (34) Onlar namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir.

Müzzemmil (20) (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Müddessir (43) Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik."

Kıyame (31) O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.

Ala (15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.

Alak (10) Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?

Beyyine (5) Halbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.

Maun (4) Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

Maun (5) Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

Kevser (2) O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.