Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Devletimiz bu konu hakkında ne diyor.
Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele, kadın cinayetlerini önleme konusunda bizi toplumumuza karşı sorumlu kılan, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığı değildir.
Anayasa’nın 10'uncu Maddesi ve 41'inci Maddesi, TCK’nın ilgili maddeleri, '6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un ilgili maddeleri, bu konuda ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz eylem planı, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kades, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi gibi uygulamalar, sayılarını 81’den 1086’ya çıkararak tüm ülkemize ve ilçe düzeyine yaydığımız 'Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri' ve tüm bakanlıklarla uyumlu olarak yürüttüğümüz süreç, inanıyoruz ki bu mücadelede bizi vatandaşımıza karşı mahçup etmeyecektir" dediler.
Sosyal medyada akıllı veya akıl yoksunu bir çok insan yorum yaptı yapıyorda. Kusura bakmayın aklı yoksunu dedim gerçekten konuyu saptırarak konuyu it dalaşına getirmeye çalışıyorlar.
Kadına şiddet diye birşey söz konusu olamaz, özelliklede bunun için bir sözleşme imzalanması kadar garip ve ayrım veya kutuplaştıran bir eylem planı olması saçma.
Ben müslümanım diyen bir insan özellikle erkek adam birakın bir kadına el kaldırmayı Allah'ın yarattığı herşeye gıpta ile bakar.
Dostlar dünya hayatı çok zor, zengin veya fakir olmamız bu işi kolaylaştırmıyor, Herşeyin hesap sorulacağı ogünden korkan biri şiddet ve öfkeyle işi olmaz.
Basit bir ön çalışma yapsanız son 10 kadın cinayeti veya şiddet olayının altında neler var bilseniz şaşırırsınız.
Herşeyden önce bu sözleşme kadın erkek ayrımı yapan kadını erkekten koruma, erkeği cani veya canavar gösteren, kadını güçsüz, ihtiyaç sahibi, değersizleştiren bir yapı ile hazırlanmıştır.
Kadın İnsan Erkek insanoğludur, Kadın veya erkek ayrımı söz konusu olamaz, dinimizin emri ile koruma altında bir emanettir,
Emanet nedir, Sahibi ne zaman isterse sapa sağlamam koruyarak zarar vermeden teslim edene kadar sahip çıkmaktır.
Devletimizin güçlü olmasının altında neler yatar bilirmisiniz, Birlik olmak.
Şimdi bu sözleşme ile kim ne demiş bakmak lazım, Ülkesine ne faydası olmuş, Ülkemiz hakkında neler hisseden bir yapıya sahip görmek lazım,
ABD Başkanı bile hayal kırıklığı diye söz ediyorsa devletimiz iyi bir karar verdiği açıktır,
Hukuk, Kadın erkek ayrımı yapamaz, Kadın erkek eşittir, İnsan nankördür, kadın erkek fark etmeksizin. Kimseyi mutlu edemezsiniz, Bu yüzden devletimizin aldığı kararın arkasında kalmamız şart.