Bu Blogda Ara

Vatan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vatan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2021 Perşembe

Dünyamız ve Yaşam Tarzımız

  Geçen sene mart ayından haziran ortasına kadar pandemiden dolayı arabama hiç binmedim ve gördüm ki taş parkelerinin altından yeşil filizlenme başlamış. Dünya evine kapandı ve dünyamız nefes aldı, olamasaydı daha farklı şekillerde nefes alsaydı daha iyiydi.

Küresel ısınma diyoruz ya durmadan, aç patronları firma sahiplerini yıllardır doyuramadık, planlı plansız büyümeler kimyasal ürünlerin çoğalması ve fabrikaların 24 saat aralıksız çalışarak doğaya verdiği zarar. Özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkeler maalesef Dünyamızı yaşanmaz hale getirecek boyuta sürükleyen 2 ana ülke.

Üstüne birde sabotaj olayları özellikle 10 gündür yanan ormanlarımız nefesimizi elimizden resmen söküp alıyorlar.

Değerli okuyucular son günlerde bu musibetlerin ana kaynağı bilinçsiz yaşamamız ve bunda ısrarcı olmamız, Medya önünde 1-2 milyon takipçili  ve bunların fanları ile birlikte oluşturulan ve yaygaraya dönen, Devlet adamlarının açıklamamalarını beğenmeyen insanları galeyana getiren ve iki zıt partinin belediye başkanlarının göz göre göre yalan söylemeleri bizim tükendiğimi resimleyen karelerdir.

Dünya tarihinde Kanada dışında bu tip bir yangınla karşılaşan başka bir ülke yok, Antalya büyükşehir belediye başkanı yanıyoruz kimse gelmiyor diye siyaset yaptığında havada 5 tane helikopter vardı.

Nasa'nın yayınladığı Dünyada yanan yerler haritası, Sanatçıların ağzından salyalar saçarak kaplumbağa canımız değil mi dediğinde dertlerinin yangın değil devlet adamları ve reklamın iyisi kötüsü olamaz olduğunu diğer medya kuruluşları gösterdi.

İnsana değer katan insanın vicdanıdır ve et yığını yerine Hz. Muhammedin hayatını örnek alarak yaşamaktır.

Sana kalkıp birileri cübbeyle veya şalvarla gez demiyor, bir oku hayatını, iyice araştır tarafsız gör bak insan nasıl olmalı, nasıl yaşamalı, Elbette sana birebir onun gibi ol veya kendi kopyala yapıştır denmiyor ama be kardeşim birazcık vicdanınızı sorgulayalım. 

Gezi olaylarından bu zamana kadar sözlü fiziki veya sosyal medya karşında Ülkemize saldırıların haddi hesabı yok. Neye kime hizmet.

Biz insanlar geçim derdinde olan insanlarız, Bu ülkeyi korumak kollamak evet devletin işi ama önce sen koruyacaksın, Recep Tayyip Erdoğan sevdalısı değil ve İmamoğlu sevdalısı değil vatan sevdalı olacaksın. Maalesef biz Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığından gözümüz dönmüş şekilde ne  yaptığımızı bilmiyoruz. PKK Liderleri bile İndirin bu adamı her türlü aksiyonu eylemi yapalım diye bas bas medyada, sosyal medyada bağırıyor sen onu desteklercesine Ülkenin Cumhurbaşkanına ağıza yakışmayan cümleler kurarsın, Herhangi bir parti sevdalılığı bize yakışan bir durum değil, Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmeyin ama abuk sabukta konuşmayın paylaşım yapmayın, Bu bütün siyasetçileri kapsayan bir durum, Bu İmamoğlu veya  Pakdemir veya Çavuşoğlu veyda Akşener içinde geçerli,

84 milyonun sorumluğunu verdiğimiz kişiler baktınız işi eline yüzene bulaştırdı seçim var verin oyunuzu ülkemize faydalı olacak bir bireye olsun bitsin, Siyasetçi sevmeyin. Seversenizde vatan sevgisi önde olsun.

Bizim bir vatanımız var bu vatanda el ele tutuşmazsak bizi yakarlar, Haddini örfü benliğini iyi bil, Gezi olaylarında ülkeye maliyeti 200 Milyar dolar. Hani diyorlar ya kayıp 128 Milyar nerede bu yalan politikası ile ayakta durmaya çalışan muhalefetin uydurması, bu 128 milyar dolar kaç tane uçak olurdu, yangın mı kalırdı, parayı çaldılar yuttular diyenler, Bu ülkede kaç tane çalışan var bilir misiniz?, ben 18 aydır maaşımın %60nı devletten aldım, Patronuda şikayet ettim devleti soyuyor diye, Bu adam görünürde iyi gibi ama kendini kandırmış, Güzel kardeşim Türkiye Merkez bankası senin mi zannediyorsun, senin yaptığın her şey başkaları tarafından kayıt altında,  Bırak 128 Milyar Doları 1 doların hesabını tutuyorlar, Bu yangınlara Maliyet biçilemez yeşilimizi elimizden aldılar neden Recep Tayyip Erdoğan gitsin diye ve buna maşa olan birçok aksiyoncu ve sanatçı tayfası sinirlerine hakim olamayıp neler konuştuğunu bilemeyip resmen bilinçli bilinçsiz Pkkya hizmet etti. Aksiyonca medyaya yansıyan koşturan durdurun bu ateşi diye nerede helikopterler diye ağlayanların derdi ağaç değil çoğunun yazlığı villasının derdinde. ( Altını çiziyorum hepsi değil ) Yanan sobada Odun değil, Hadi, Bu işi masanda rakı şişesi dur gibi prim yapalım, reklamın iyisi kötüsü olmaz iki paylaşımda bizim olsun değil, Madem öyle kalk git, sen ülkemizin coğrafi yapısını biliyor musun? Kanmayın inanmayın devletimizin son 5 yıldaki saldırılar olmasa süper güçtü ama maalesef hatayı hep başkasına yükleme sorunumuz var.

Musibetlerin nedenleri sebepleri belli, Allah bu belaları neden başımıza veriyor Recep Tayyip Erdoğan'dan dolayı değil mi?

Her zaman Allah ülkemizi korusun duaları yetersiz, İnanç zaten yetersiz, Biz bırakalım Recep Tayyip Erdoğan YOK Akparti yok beyaz parti hele hel 2 kelimeyi yan yana getiremeyenleri Bırakın Bırakın bırakın. Güç parayla satın alınmaz, Fırsatçılığı bırakın, aç gözlülüğü bırakın, 25 yıla kadar evine su girmiyordu şimdi tatil bölgesi seçiyorsun. Elimize dilimize sahip çıkıp şımarıklığı bırakalım ve başka bir vatan bırakın vatanı dünya olmadığını öğrenelim

13 Ağustos 2020 Perşembe

Sevgi

Hayatı hangi düzeyde yaşıyorsunuz?

Bu sorudan ne anladınız?

Hayat anne rahminde başlar, Annen ne kadar eğitimli ahlaklı ise sana etkisi olur, Zengilik ve fakirliklerin öncesi ve sonrası olabilir.

Kendi eğitimin ahlakın karakterin çevrene göre gelişir ve yön bulur. Bu çevre insan topluluğu, hayvan topluluğu, doğa gibi farklı çerçeveler olabilir.

Örneğin bin kişilik iş veren kendine yönetici demekten çekinir ama 15 kişilik kıçı kırık atölye sahibi ben yöneticilik yaptım diye kendini tabiri caizse kro aksanını kargadan daha kötü sesi ile düzgün konuşmaya çalışarak kendini iyi pazarlayabilir.

Buradaki durum her insandan bir şey alarak kendinde empati kurmaktan geçer ve kendine özgüveni olan bencil insanlar 100 bin kişi çalıştırsada muhatap oldukları toplasan 5 kişi olduğu için insan gibi büyük bir cevherden uzak kalır ve bencil bakışlar içinde uğurlar.

Kişisel gelişimini tamamlamış zanneden insan yanılır, Tecrübeli olan insanlar her insandan bir hikaye dinlemeye özen göstermeli iyi veya kötü dinlemeli.

Bu durum kan bağı olanlar içinde geçerli, karakter değişkendir, Genel davranışlar herşey değişkendir ve insan gün geçtikçe kendini daha iyi tanır, Yeni davranışlar çıktığında şaşkınlık geçirir ve kendinden uzaklaşır ve kendini unutur.

Akrabalar arasındaki sevginin mecbur olduğunu düşünürüz Halbuki Dostoyevski bununla ilgili çok güzel cümle kurmuştur. " Akrabalar arasında zorunlu bir sevgi bağı vardır, Oysaki sevgi öncelikle hak edilmesi gereken bir şeydir "

Kendini bilen biri asla kan bağına bakmaz, bu demek değildirki Anneye babaya saygız olun.

Çok hikayeler okudum, çocuğunu kafasının üstünden indirmeyen,giymeyip giydiren, yemeyip yediren anne babaların ne hale geldiğini.

Sevginin ana temeli herşeyi kabullenmek değildir aksine duruşunla örnek olarak hatayı doğruya iletmektir.

Dağ dağa küsmüş haberi olmamış, kendi içinde anlamlı veya anlamsız konular hakkında düşmanlıklara karşı sessizliğinizi korumanızda fayda var. DOĞRU ve YANLIŞ; Gece ve Gündüz, bugün ile yarın gibidir. Bugün doğru bildiklerin yarın yanlış yanlış bildiklerin doğru çıkacaktır.

Aile fertlerinde zorunlu sevgi düşünüldüğü için iğrençliğin, saygısızlığın ve kendine yaptığın kötülüklerin sonu gelmiyor.


Sevgi kişiliğine uygun olan herşeye bakış açının bir parçasıdır. Doğru veya yanlış olma ihtimali fazladır.

Aşk ve Sevginin kulvarları farklı olsada, biri cep telefonu diğeri Telsiz ama unutmamalı ki dünyanın gerçek gayesinin kendi egonu, dünyayı doya doya gezme, eğlenme, yeme içme yeri için gelmediğimizi unutmayalım, Allah'ı bilmek onu tanıdıkça Allah'ın izin verdiği çerçevede içinizdeki merhameti ve dünyadaki her nesneye bakış açınız değişecek sevginiz bu dünyada yaşayan herkesi ihya edecektir. 


20 Nisan 2017 Perşembe

Vatan nedir?

Memleketine varır varmaz ta ciğerlerine çektiğin o ilk nefestir. 

Ana kokusudur vatan; 
Her çalan telefona yüreği ağzında koşan anaların kokusudur. 
Görevden dönmeni bekleyen yârinin, ilk kez baba deyişini duyamadığın evladının kokusudur.
Bayram sabahları öptüğün ellerin, yağmurla ıslanan toprağın kokusudur. 
Ramazan’da kuyrukta bekleyip aldığın pidenin kokusudur vatan. 
İnce belli bir bardaktan yükselen çayın kokusudur.
Sonra bir yetimin ufacık elleriyle şehitliğe diktiği çiçeğin kokusudur. 
İnsanlar son nefeslerini rahat yataklarında verebilsin diye kendi nefesinden, kendi nefsinden geçen delikanlıların kokusudur. 
Şehit bedenlerinde açılan yaralardan yükselen o kutlu gül kokusudur vatan. 
Er meydanında barut kokusudur. 
Bu vatan; yiğitlere cennet kokusu, hainlere cehennem korkusudur. 
Bizim memleket; baştan sona Mehmet, baştan sona peygamber ordusudur.” 

İsimsizler Dizisinden Alıntıdır.