"Ve bu Kur'ân bana vahiy ile gelmiştir, ki sizi ve bunun ulaşabildiği herkesi uyarayım..." (En'âm; 19) "Onlara açık açık ayetlerimiz anlatılınca, bize kavuşmayı ummayanlar, diyorlar ki: 'Bundan başka bir Kur'an getir veya
bunda bazı değişiklikler yap.' Ya Muhammed, onlara de ki: 'Değişiklikler yapmak benim isim değildir, çünkü ben sadece bana gelen vahy'in takipçisiyimdir' (Yunus; 15)
Yukarıdaki ayet-i kerimede, Rasûlullah'a "ben bu kitabın müellifi değilim, çünkü bu vahiyle bana geliyor ve bunda herhangi bir değişiklik yapma yetkisine de sahip değilim. Ayrıca bu hususta zerre kadar taviz veremem. Ya dini bütünüyle kabul eder, ya da reddedersiniz" demesi emredilmiştir. "Belki sen: 'Ona bir hazine indirmeli veya berâberinde bir melek gelmeli değil miydi, demelerinden ötürü, sana vahyolunanın bir kısmını (duyurmayı) terk edeceksin ve bunu onlara okumaktan göğsün daralacak, (sıkılacaksın); ama sen sadece bir uyarıcısın (böyle sözlere aldırma), her şeye vekil olan Allah'tır". (Hud; 12)
Yukarıdaki âyetin bildirdiğine göre, Allah'ın katında değerli ve önemli insan, sadece doğru yolda sabır ve kararlılıkla yürüyendir. O nedenle, taassup, ilgisizlik, alaylı tavır ve cahilane itirazlarla Peygamberimiz'e karşı çıkılmasından dolayı canını sıkmaması, üzülmemesi ve takip ettiği yoldan zerre kadar şaşmaması telkin ediliyor. Vahiyle kendisine iletilen hakikati açıklamak ve başkalarını doğru yola, tevhide ve kurtuluşa davet etmek hususunda en ufak bir
tereddüde düşmemesi isteniyor. Kendisini alaya alacakları veya hiç ilgi göstermeyecekleri düşüncesiyle gerçeği söylemekten hiç çekinmemesi gerektiği bildiriliyor. Ayrıca o, dinleyeni olsa da olmasa da kendi görevini yapmalıdır. Zira
sonuç, Allah'ın bileceği iştir, denilmek isleniyor. "(Ey Muhammed), bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Ne sen, ne de kavmin, daha önce bunları
bilmiyordunuz. O halde sabret, sonuç (şirkten, günahlardan kaçarak Allah'ın azâbından) korunanlarındır."(Hûd; 49) "Elif lâm ra. Bunlar apaçık Kitâb'ın âyetleridir." "Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik ki anlayasınız".(Yusuf;1-2)
"(Ya Muhammed), bu (anlatılanlar), sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar kararlarını verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin."(Yusuf; 102)
"Seni de böylece, kendilerinden önce nice milletler geçmiş bulunan bir millete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın (oysa buna rağmen) onlar yine Rahman'a nankörlük ederler, (O çok merhamet eden Allah'ın nimetlerine
şükretmezler). De ki: O (Rahmân), benim Rabbimdir, O'ndan başka ilâh yoktur. O'na dayandım, dönüş yalnız O'nadır."(Râd; 30)