Bu Blogda Ara

İnsanı iyilik Yaşatır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnsanı iyilik Yaşatır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Haziran 2021 Perşembe

Musibet Nedir?

 Allah'ın rahmeti bereketi üstümüze olsun, 

Musibetin sözlük anlamı birbiriyle uyuşmayan anlamsız bir cümle türüdür.

Musibetin ana sebepleri nelerdir?

İslami bilen insanlar benim aklımdan geçenleri rahatlıkla okur, Son 2 yılımıza baktığımızda covid-19 belası ayrıca son günlerde olan Marmara denizin intihar eylemi müsilaj,

Yaşantınızı hiç gözden geçirdiğiniz oluyor mu, Normal insan tefekkürle beraber kendi yaşantısını gözden geçirendir.

Kendi yaşantımızla beraber ülke yönetimi ve yaşadığımız şehrin yönetimini es geçmemiz lazım.

Ülke yönetiminde varolan particilik sistemi gibi aptal saptal seçim organizesi içinde seçilen kişileri ülkeyi veya şehri yönetmesi kadar hatalı bir işlev yok.

Particilik olayında ülkemizde gördüğünüz gibi zıt kutuplaşmalar neticesinde bir öncekinin yapılan hizmetleri askıya alınırken yeni yapılacak olan hizmetlerinde bir karşılığı olmuyor.

Hükümet A derken Muhalefet B demekte ısrarcı, Hadi Hükümet B dedi bu kez muhalefet A demekte ısrarcı, Lütfen bunları at gözlüğü ile yorumlamayın kendimizi kandırmayalım. 

Yıllardır yok şurayı sattı yok kendine saray yaptırdı yok o yok bu?!!!!!

Ülkenin son 100 yılına bakın ve bunu lütfen tarafsız düşünün, Algı operasyonları veya yapılan hatalarda kendimize düşman değil birlikte nasıl düzeltiriz onu düşünelim.

Covid-19 Havadan mı geldi, Allah'ın insanlığa musibeti, Neden? Çünkü oyunu kendi kurallarımıza göre oynuyoruz, En basiti takım oyunlarında takımı organize eden veya atak planları yapan kimdir? Teknik Direktör, Buna rağmen futbolcu veya takımın bir elemanı kendi başına iş yaptığında taraftar bile sitem eder. Marmara denizinde musilaj kendiliğinden mi geldi elbette hayır, senin benim islamdan uzak yani kafamıza göre yaşamamızdan, Allah'ın musibeti, Kurallara uymak zorundayız, Hoşuna gitsede gitmesede.

İslam bütün dinlerin toplamıdır, Geçmiş olan bütün dinlerde Allah'ın emirler aynıdır, Hükmü kalkmış olanlar dışında Allah bize neyi emrettiyse onu yapmak zorundayız. Hüküm Allah'ın, biz yaşantımızdaki nefsimizin hoşuna giden ama Allah katında kabul olmayan ne varsa uzak durmamız gerekiyor, İnsanlığın kurtuluşu bunda.

Mesela en basit kuralı dahi yapsak şuan dünya cennet yeri olurdu!!!!


Dinin temel kurallarımızın en başında sadece islamda değil tüm dinlerde Temiz olmak şartı var?


Temizlikten kasıt nedir!!???


Kendi bedenini temiz tutmak en başta, sonra çevren mahallen ve şehrin, Bugün o vapurda elinden düşürdüğün simitin kağıdı denize düştüğü için üzülmüyorsan ve kirlettim endişesi yoksa vay halimize Düşünsene pis insanlar ve bilinçli yere veya denize çöp atanların dünyayı ne hale getirdiğini

3 günlük dünyada her sabah alarmı kurup işe, işten eve, 1 yıl içindeki 365 günü 1 ayını tatil yapmak için gelmedik dünyaya, Biraz durun ve düşünün lütfen ! Nereye gidiyoruz sonumuz ne? Çocuklarımıza bırakacağımız dünya nasıl olacak.


Kendi menfaatlerimizi ve çıkarlarımızı değil Allah'ın ipine sarılma vakti, İpe sarılırken ipin sizi boğmasına izin vermeyin, Yemeğin tuzunu çayın şekeri ayarlarcasına ölçekli sarılın gerisini Allah halleder.

Şehrimiz için ülkemiz için dünya için lütfen duyarlı bireyler olalım.

Musibeti çağırmayalım ve hata üstüne hata yapmayalım,




16 Mart 2021 Salı

Kaybolan Değerler diye bir şey yok..

 Bayramlar Yaklaşıyor, Pandemin vermiş olduğu kısıtlama, Psikolojimizin iyice yıprandığı şu dönemlerde bize en iyi gelecek şey sevdiklerimize sarılmak ama maalesef buda mümkün değil, 

Gazetenin birinde geçen senenin bir haberini okudum, Habere gelmeden önce dünya hayatının tamamen dinin ne olursa olsun menfaat dünyası olduğu açık ve net belli, Bundan kurtulmanın en iyi yolu Peygamberimizi takip etmemiz gerektiğini defalarca söyledik, Ben bunu sadece sizlere değil kendi kendime de defalarca söylüyorum. 

Hayatımız o kadar bazen sıradan devam ediyor ve herşey alışkanlık haline geliyor ki onu kaybetmekten korkuyoruz. Şu bilmek gerekir, Dünyayı nasıl yaşarsan yaşa bu imtihan bitecek. iyi veya kötü olduğunu az çok bileceksin, Her seferinde dua ediyorum ki Allah bizim bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı af etsin.

Gelelim gazetedeki habere, Belediyelerin Kurban için getirilen hayvanların işgal ettiği yerler için aldığı muhteşem paralara.

Yöneticiler şunu anlamıyor, En üst seviyeden en alt seviyede olan kişi devlet kurumu içinde ise Halk'a hizmet etmek zorunda, Neden zorunda, Halk çalışır, Kendine aldığı sakızın dahi vergisini verir sen o vergi ile helal para kazanıyorum sanıyorsun amma hizmet etmediğin için haram yemiş oluyorsun. Şunu açık ve net ortaya koyalım, Bütün kurumlar insan çözüm odaklı kurulmuştur ve Halkına hizmet etmek zorundadır, sen hani tıkır tıkır maaşını alırken devlete vergisini zorlaya ödeyen Ahmet amca varya işte onun yatırdığı parayla evini çoluk çocuğu doyuruyorsun ve Büyüklerimizin bir sözü vardır, ' Devlete verilen her kuruş sadaka niyetine geçer' Yani devlet kurumu ateşten bir gömlek. Ona göre bilinmeli.

Adam Kars'dan bir kamyonla 2 gün hayvanları ile kurbanını kes diye  yol alıyor, Sen veya siz kalkıp bu adamdan işgaliye parası talep ediyorsun.

15 Gün için nerdeyse günlüğü 1500 lira para almak nedir!

Hayvanların pislettiği yeri temizleme parası mı? veya bilmediğimiz her ne varsa ise!

Ayıp mini etekle kırıta kırıta gezen genç kızın yaptığı değil, ayıp sizin yaptığınız, Her ne olursa olsun, Anadoludan gelen misafirdir, yemeğini yatacağı yeri dahi senin veya sizin temin etmeniz gerekirken üstüne adamları soyuyorsunuz, Bu yıllardır alışıla gelmiş bir durum olabilir ama biline ki yanlış bir uygulama. Bizim örf ve adetlerimizde buna yer olmamalı.

Kapı çalar, içeri giren kişiyi ALLAH'ın misafiri bilir, Karnını doyurur isteklerini yerine getirmek için can atarsın.

Demem o ki yapmayın, İnsanımızı küstürmeyin, Çalışın, bırakın 3 beş kuruş veya zaman sizden gitsin, Bunlar zarar değil kazançtır.


20 Mart 2015 Cuma

Cuma Hutbesi - İnsanı İyilik Yaşatır ( 20.03.2015 )

Bismillahirrahmanirrahim

 Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” 1 

Konuyla ilgili Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Yaptığı iyiliği kendisini sevindiren, kötülükleri de kendisini üzen kimse gerçek bir mü’mindir.”2 

Kardeşlerim! İslam medeniyetinde iyilik, var oluşun gayesidir. Âlemlerin Rabbi, bizi yeryüzüne iyi insan olalım, iyiliği egemen kılalım diye gönderdi. “İyilik”
gündelik hayatımızda daha çok “hayır” kavramıyla ifade edilir. “Hayır” deyince her türlü iyi, güzel, faydalı, erdemli tutum ve davranışı anlarız. “Hayır işlemek”, iyilik yapmak anlamına gelir. Amacı insanlara iyilik ve yardım etmek olan gönüllü kuruluşlara “hayır kurumu” deriz. İnsanlara iyi dileklerimizi aktarırken “hayırlı olsun” temennisinde bulunuruz. Yola çıkan kimseyi “hayra karşı” sözüyle uğurlarız. Rüyaları “hayra yormak” isteriz. İyiliğini gördüğümüz insanlara hayatlarında “hayır dua” eder, vefatlarından sonra onları “hayırla yâd” ederiz. Her türlü iyiliğin O’nun elinde olduğunu bildiğimizden, “Hayırlısı Allah’tan!” deriz. “Hayırlı evlat”, ailevî ve manevî değerlerine sahip çıkan iyi çocuklar için kullandığımız bir tabirdir. “Hayırhâh” insan, herkesin iyiliğini isteyen, iyiliksever kişidir. 

Muhammed Mustafa (s.a.s) “hayru’l-beşer”dir; o, insanların en iyisidir. 

Kardeşlerim! Yüce dinimize göre sadece iyi olmak yetmez. Sadece kendimize iyi olmak yeterli görülmez. Bütün Müslümanlardan istenen, iyi değerler üretmek ve o değerlere öncülük, rehberlik yapmaktır; kötülükleri iyilikle ortadan kaldırmaktır. Kerim Kitabımız, böyle yapıldığı takdirde en azılı düşmanlıkların en sıcak dostluklara dönüşeceğini haber verir bizlere. Bu güzel davranışın, hayır ve olgunluk sahibi kişilerin bir alameti olduğunu bildirir.3

 Peygamber Efendimiz (s.a.s) de “Her iyilik sadakadır.”4 buyurarak bitmez tükenmez çeşitleri olan iyiliğin insana kazandırdığı sevaba işaret eder. Rahmet Elçisi, “Allah’ım! Beni iyilik yaptığında sevinç duyan, kötülük yaptığında da bağışlanma dileyen kullarından eyle”5 niyazıyla aslında hepimizin birer iyilik neferi olmamızı ister. 

Kardeşlerim! Bizler, iyiliği yeryüzüne öğreten, iyiliklerle gönülleri fetheden bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu medeniyet, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla yeryüzünü imar etmiştir. Bu medeniyet, ulaştığı her yeri, mescit ve camiler, vakıflar, hanlar, hamamlar, imarethaneler, yetimhaneler, şifahaneler, mektep ve medreseler, çeşme ve sebiller, köprü ve kervansaraylarla
donatmıştır. Bu medeniyetin mensupları, iyiliğe öncü, iyilere yol arkadaşı olmayı kendilerine hep şiar edinmişlerdir. Bizim medeniyetimiz, insan onur ve haysiyetini incitmemek adına ihtiyaç sahipleri için sadaka taşlarını düşünecek kadar ince bir anlayışa sahiptir. Bizim medeniyetimiz, soğuk kış günlerinde barınmaları için kuşlara ev yapacak kadar merhameti kuşanmış bir medeniyettir. Ancak ne hazindir ki, bugün iyiliğin hayat bulduğu topraklardan, iyilerin imar ettiği kimi şehirlerden kan ve barut kokusu yayılıyor. Kötülükler, dünyanın dört bir yanını her geçen gün kuşatıyor. Bu manzara karşısında, İslam âlemi, bugün insanlığa karşı “iyilik teklifi”ni bir kez daha yenilemek zorundadır. 

Zamana tanıklık eden ve “Ben Müslümanım” diyen herkes, iyiliğin yeniden bu coğrafyada ve bütün dünyada hâkim kılınması için seferber olmalıdır. Her bir mümin, en yakın çevresinden başlamak üzere her işinde hayra anahtar, şerre kilit olmayı kendine ilke edinmelidir. 


Kıymetli Kardeşlerim! Gümümüzde iyilik kavramı, iki büyük tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır. Bu tehlikelerden birincisi, iyiliğin, kişinin kendi faydası ve menfaatine şeyler olarak algılanmaya başlamasıdır. İkinci tehlike ise, sadece Allah rızası için yapılması gereken hayrın ve hayırseverliğin yerini zaman zaman bilinçli ya da bilinçsizce reklam ve gösterişin almasıdır. Bu olumsuzluklar karşısında bugün yapılması gereken, yaratılış sebebi ve varoluş gayesini dikkate alarak insanın değeri ve onurunu yeniden yüceltmektir. 


Unutmayalım ki, İslam’ın iyilik anlayışını, sevgi, barış, merhamet ve adalet yüklü mesajlarını yeniden bütün yüreklere yerleştirmek, inananlar olarak hepimizin sorumluluğudur. Sözlerime Resul-i Ekrem (s.a.s)’in iyilik için yaşamayı bir varoluş sebebi olarak takdim ettiği şu dualarıyla son vermek istiyorum: “Allah’ım! Yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap. Ölümü de benim için her türlü kötülükten kurtuluş sebebi yap!”

1 Mâide, 5/2. 
2 Tirmizî, Fiten, 7. 
3 Fussilet, 41/34-35. 
4 Müslim, Zekât, 52. 
5 İbn Mâce, Edeb, 57. 
6 Müslim, Zikir 75. 
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Kaynak İstanbul Müftüğü Web Sitesi
Web: http://www.istanbulmuftulugu.gov.tr/hutbeler-2015.html