M. Es'ad Coşan
Neden hadîs-i şerîf okuyoruz?
Peygamber Efendimiz’i iyi tanıyalım, onu iyi takip edelim, onun şefaatine nâil olalım, bu zümreye girelim diye. Yoksa okunacak bir yığın kitap var...
Niye hadis kitabı okuyoruz?
Kaynak burası. Her şey buradan çıkıyor; güldür güldür, güldür güldür, pırıl pırıl, tertemiz, bal gibi tatlı bir pınar; herkes testisini buradan dolduruyor de ondan. Pınarın başından, kayanın içinden çıkan o güldür güldür pınardan dolduralım kabımızı diye, onun için yanaşmışız buraya.
Ta aşağılarda, kanallarda belki tozlanır, belki kirlenir, belki mikroplanır diye ta aslından alıyoruz.
Hadîs-i şerîfte bir şey varsa uyun, tatbik edin. Hadîs-i şerîfte bir yasak varsa bırakın, o işten vazgeçin.
Hayatınızı buna göre tanzim edin. Yol bu yol, gerisi boş.
Ümmetin bozulduğu zamanda Peygamber Efendimiz’in sünnetine sarılanlara Allahu Teâlâ hazretleri şehit olmuşçasına sevaplar veriyor. Canını vermişcesine, kanını topraklara akıtmışcasına, tertemiz kanları yerlere saçılmış olarak ruhunu teslim etmişcesine sevaplar veriyor, bu sünnet-i seniyyeye sarılıp Allah’ın yolunda yürüyenlere.
Rabbimiz bizi Peygamber Efendimiz’in nurlu yolundan bir göz yumup açıncaya kadar bile, o kadar kısa zaman bile ayırmasın! Her hâlimizi, her işimizi ona uydurmayı bizlere nasip eylesin. Yüzümüz gözümüz, traşımız, giyimimiz kuşamımız, yaşayışımız, ailedeki davranışımız, konuşmalarımız; hanımımızla, kocamızla, karımızla, çoluk çocuğumuzla, hocamızla, talebemizle, müşterimizle, dükkân sahibi ile münasebetlerimiz, her şeyimiz bu ahlâkî esaslara göre olacak, her şeyimiz! O zaman kurtuluruz.