Bu Blogda Ara

18 Mart 2015 Çarşamba

Tabiatı ve Çevreyi Koruma İslâmi Bir Görevdir. 3. Bölüm Temzlik

Bismillahirrahmanirrahim

Temizlik

İslam dininin en bariz vasıflarından biri de temizliğe büyük önem vermesidir. Gerçekten yüce dinimiz İslâmiyet maddi ve manevi temizliğe büyük önem verir. Öyle ki temizliği imandan kabul eder. Müslüman’ın her bakımdan içinin ve dışının,elbisesinin ve etrafının, evinin ve sokağının temiz olmasını ister. İslam dini kadar temizliğe önem veren hiç bir din yoktur.

Kur’an-ı Kerim’de:

اِنَّ اللهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ

“Şüphe yok ki Allah tevbe edenleri ve temizliğe dikkat edenleri sever.”(9). buyrulmuştur.

Vahyin ilk yıllarında inen Müddessir sûresinin baş tarafında Peygamber Efendimize hitaben şöyle buyurulur:

- يَآاَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ- قُمْ فَاَنْذِرْ- وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ- وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ- وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ

“Ey örtüsüne bürünen peygamber! Kalk insanları uyar. Sadece Rabbini yücelt ve elbiseni temiz tut. Azaba götüren kötü şeylerden sakın.”(10).

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’de hadis-i şeriflerinde:

ﺍﻟﻂﻬﻮﺭ شَطْرُ اﻻيمان


“Temizlik imanın yarısıdır.”(11),


“Şüphesiz ki Allah temiz(nazif)’dir ve temizliği sever.”(12), “İslam temizdir. O halde siz de temizleniniz, zira cennete ancak temiz olan girer.”(13)buyurarak bu gerçeği ifade etmiştir.


Dinimizde temizlik ibadetten önce gelir. Günde beş vakit kılınan namazın şartlarından biri de gerektiğinde yıkanmak ve abdest almaktır. İşte bu sebeple fıkıh kitaplarımızla “sünen” denilen hadis kitaplarımızın ilk bölümü taharet/temizlik konularıyla ilgilidir.

Temizlik, sağlıklı yaşamanın da ilk şartıdır ve her türlü sağlığın garantisidir. Zira sağlık kurallarının başında temizliğe riayet etmek gelir. Temizliğin olmadığı yerde önce bedeni, sonra da rûhî hastalıklar baş gösterir.


Çevre temizliği, insan ve diğer canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için çok önemlidir. Herkes kendi evinin önünü temizlerse bütün mahalle ve sokaklar temiz olur.Üzerinde yaşayabileceğimiz başka bir dünya olmadığına göre bize düşen görev elimizden geldiği kadar çevremizi, dünyamızı daha temiz, daha yaşanabilir bir halde tutmaktır.

Milletimiz temizliğe büyük önem verirdi. Onun için bir atasözümüzde: “Aslan yatağından belli olur.” denilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul’a gelen bir Alman Rahibi 1560 yılında yazdığı bir eserde: “Buradaki temizliğe hayran oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bulunmaz. Ayrıca ismine “hamam” dedikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar vardır ki, buraya gelenler, bütün vücutlarını yıkarlar. Hâlbuki bizde insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler.” demektedir. Avrupa da yıkanmak ancak, asırlar sonra öğrenilmiştir. 

Müslümanlar camilere, evlere ayakkabı ile girmez. Halılar, döşemeler tozsuz, temiz olur. Onun için mikrop ve hastalık bulunmaz.



Fransızların dünyaya övündükleri Versay sarayında bir hamam yoktu.(14)


Bizim aziz milletimiz ihtişama ve gösterişe hiçbir zaman önem vermemiştir, çok çalışıp alçak gönüllüğü elden bırakmamış, elinden ekmeğini alana ses çıkarmamıştır, kavgaya meyilli değil barışa ve insanlığın şanına yakışır yaşamaya değer vermiştir ama çocuklarımızın çocukları gösteriş meraklılığı içinde üstelik saygıdan edepten yoksun, değerlerini unutmuş. Çevre hiç hiç umrunda olmadan yaşamayı kendine ilke edinmiş gibi yaşaması korkutucu, Bizim çocuklarımızın bu denli yaşamaya iten nedir? Nereden geldiğini Unutmak Olabilir mi?



  9 - Bakara Sûresi: 2/222.
10 - Müddessir Sûresi: 74/1-5.
11 - Müslim, Tahare, 1
12 - Tirmizî, Edeb, 41.
13 - Keşfü’l-hafâ, 1, 288.
14 - Türkiye Gazetesi, 1/10/986.

3. Bölüm Sonu

Kaynak: http://www.islamdahayat.com/

Hiç yorum yok: