Peygamberlerin Ortak Çağrısı 3. Bölüm
İnsanın Allah'a kul olmayıp, kendi nefsine uyması ve Allah'ın emirlerini bir kenara iterek ahlâk, cemiyet ve medeniyetleri için başka başka temel ve ilkeler aramaları bütün kötülüklerin kaynağı olup başlı başına bir fesattır. Bu
temel fesat, dünyada türlü türlü kötülüklere yol açar. İşte bu fesâdı durdurmak ve yok etmek için dünyaya Kur'an-ı Kerim indirilmiştir. Bu fesat da sırf insanın cehaleti ve nankörlüğünden doğar. Dünya iyilik ve güzellik üzerine kurulmuşken insanların bilgisizliği ve ayaklanması onun uyumunu bozmuştur. Bu bakımdan insan hayatının cehalet, vahşet, şirk, isyan ve ahlakî bozuklukla değil, iyilik ve dürüstlükle başladığını söylemek daha doğru olur. Kötülük sonradan gelmiştir. Bu kötülüğe son vermek ve hayata yepyeni bir düzen getirmek gayesiyle, Allah dünyaya, zaman zaman peygamberlerini göndermiştir. Peygamberler de gelip aynı telkinde bulunmuşlardır. "İyiliğe, doğruluğa dönün, fesat'tan sakının." Nübüvvet iddiası, hayat düzeninin tümünü
değiştirme iddiasından ibarettir. Bu düzen değişikliğinin içine tabi ki siyasi nizam da girer. Bir kişinin kendisini Alemlerin Rabbi'nin temsilcisi olarak insanlara tanıtması, onların kendisine kayıtsız şartsız ve tam olarak itaat etmelerini istemesi demektir. Çünkü Allah'ın temsilcisi ve naibi başkalarına tabi olamaz. Bir kâfirin hükümranlık hakkını tanımak risalet geleneğine tamamen aykırıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder