Kur'an-ı Kerim'in Şûra sûresinin elli birinci ayetinde bütün semavi kitapların vahiy yoluyla peygamberlere indirildiği beyân edilmiştir. Yani Allah bir melek vasıtasıyla Rasûlüne vahiy gönderir. Bazı kimseler, "Ev-yürsile Rasûlen fe-yûhiye bi-iznihî mâ-yeşâ" âyetinin tefsirini yanlış yaparlar.
Onların teviline göre, "Allah, bir Resûl'ü gönderir ve Resûl Onun emriyle alelade insanlara mesajını ulaştırır." Ancak Kur'an-ı Kerim'in, "ve sonra o (yani melek) vahiy yapar veya ulaştırır, O'nun emriyle, o nasıl isterse" cümlesi böyle bir tevilin yanlış olduğunu apaçık ortaya koyar, insanların önünde Peygamber'lerin vaazı, ne Kur'an'da "vahiy yaparlar" olarak tanımlanmıştır ne de Arapçada İnsanlar arasındaki açık ve aleni görüşme ve konuşmalar "vahiy" olarak ifade edilebilir. Lügatte vahiy daha önce belirttiğimiz gibi gizli ve hızlı işaret manasında kullanılır. Peygamberlerin vaaz ve telkinlerini "vahiy" olarak tanımlamak, Arapçanın gereği kadar bilinmemesinden doğan bir yanlışlıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder