Hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s), şöyle buyurmaktadır: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolunur.”2
Kardeşlerim! Kısa bir süre önce rahmet ayı Ramazana ulaşmanın huzur ve mutluluğunu hep birlikte yaşadık. “Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan” nidalarıyla karşıladık bu kutlu ayı. Şimdi veda vakti. Bereketi ve mağfiretiyle evlerimize ve gönüllerimize misafir olan on bir ayın sultanı, bugünlerde bize veda ediyor. Bu kutlu misafiri uğurlamaktan dolayı mahzunuz. Bir taraftan da Ramazan-ı Şerifin kalbi olan mübarek Kadir Gecesine kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kur’an-ı Kerim’de bu geceye müstakil bir sure tahsis eden Yüce Rabbimiz, gecenin değerini de en güzel şekilde bizzat kendisi tavsif etmiştir. Her sene kadrimizi yüceltmek için Rabbimizden bir bağış gibi, bir armağan gibi gelen Kadir gecesinin anlatıldığı bu sure, bizlere üç önemli mesaj getirmiştir. Birincisi; Kadir Gecesini değerli kılan, onun “yaradılış gayemizin kitabı” Yüce Kur’an’ın ilk nüzûlüne şahit olmasıdır. Kadir Gecesinin kadrini yücelten, Aziz Kur’an’ın rahmet yüklü evrensel mesajlarının bu gece inmeye başlamasıdır. Bu nedenledir ki, Kadir Gecesinin değerini, kadrini, yüceliğini, büyüklüğünü ve mübarekliğini insanlığı karanlıklardan kurtaran Kerim Kitabımızda aramalıyız. Ve bu gece dünya semasına inen Kur’ân’ı yeniden kalbimizin semasına indirmeliyiz. İkinci mesaj; Kadir Gecesinin, müminlere her yıl ömürlük bir fırsat sunmasıdır. Rabbimiz, ömre bedel bu geceyi, müminlere bir rahmet kapısı, bir umut pınarı olarak bahşetmiştir. Bu gece bize düşen, ömür sermayemizden tükettiğimiz günlerin muhasebesini yapmaktır. Hata ve günahlarımızdan, kusur ve nisyanlarımızdan tövbe ederek Rabbimizin razı olacağı şekilde bir ömür sürmeye azmetmektir. Kadir Suresinin bizlere getirdiği üçüncü mesaj; Allah’ın meleklerinin, Kadir Gecesinde yeryüzüne selâm ve esenlik getirmek üzere inmeleridir. Bu muhteşem hâdise, Cenab-ı Hakk’ın biz müminlere çok büyük bir ikramı, ihsanı ve lütfu olarak her sene tekrar etmektedir. O halde Kadir Gecesini ihya etmek için Kur’an’ın barış ve esenlik mesajlarına kulak vermeliyiz. Bu mesajları yeryüzünde egemen kılmak için çaba göstermeliyiz.
Kardeşlerim! Bir kez daha hatırlatmak isterim ki; bu mübarek geceyi hakkıyla değerlendirmenin yolu, Kerim Kitabımızın kadir ve kıymetini bilmekten, hayatımızı onunla anlamlandırmaktan, insana, kâinata onunla bakmaktan geçer. Kadir Gecesini ihya etmenin yolu, Rabbimizin muhatap kabul ettiği, nazargâh-ı ilahi olan kalbimizin, gönlümüzün değerini bilmekten geçer. Gönüller yapıp gönüller almaktan, olur olmaz sebeplerle gönüller kırıp, gönüller incitmemekten geçer. Kadir Gecesinde ancak bu sayede bir ömre bedel manevî gelişmeler yaşayabiliriz. Kur’an’ın barış ve esenlik mesajlarına değer verdiğimiz nispette Allah’ın meleklerinin, yeryüzüne barış ve esenlik getirmek üzere indiklerinin idrakine varabiliriz. “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!” şuuruyla hayatımızı sürdürdüğümüz müddetçe Kadir gecesinden hakkıyla istifade edebiliriz. Ancak o vakit şeref, izzet ve itibar gecesi, bizlere de şeref, izzet ve itibar kazandırabilir.
Değerli Kardeşlerim! Kadir Gecesinin manevi iklimini yaşadığımız, bayram sevincinin gölgesinin üzerimize düştüğü müstesna bir zaman dilimindeyiz. Böyle bir zamanda terör ve cinayet şebekeleri, İstanbul’da onlarca masum insanın şahsında hepimizi ve bütün insanlığı bir kez daha can evinden vurdu. Bu acımasız saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yüce Rabbimiz, milletimizi her türlü kazadan, beladan, bu tür hain saldırılardan muhafaza eylesin. Rabbimiz, milletimizin birlik ve beraberliğine, kardeşliğine, huzuruna tasallut edenlere fırsat vermesin.
1 Kadir, 97/1-5.
2 Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr, 3.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder