Bu Blogda Ara

4 Şubat 2015 Çarşamba

Kendini Bilmek " İlacı içmeden anlatmakla şifa hasıl olur mu? "

Bismillahirramanirrahim

Bir günlük yaşantıda, şehrin bir ucundan diğer ucuna, o kadar uzağada gerek yok, kısa mesafelerde veya uzaklaşamadığımız çevrenizdeki tuaf haller içindeki insanları gördüğünüzde aklınız başınızdan gidiyor.

Helede eğer kendinizi huysuz, canınız sıkkın hissediyorsanız bu durum 3-4 kat dahada artıyor.

Bu gruptaki insanlar, hayatın basit temellerini öğrenip bunlarla derinleşmiş, tamamen bu konularla meşgul olmuş, göz önüne aldıkları şeyler kendini geliştirmekten uzak  kalmış ama ben çok gelişiyorum hissine kapılmışlardır.

Bu örnekler çok basit ama her şeyden önce aile bu durumlarda en önemli faktör. Bazı önemli etkenleride sıralayalım, iş yerinde basit bir kıdem, cebindeki paranın geçmiş yıllara göre biraz artması, kılık kıyafetinin yine geçmiş yıllara göre düzelmesi ve biraz sağdan soldan aldığı sosyal gezintinin vermiş olduğu deneyimler, daha doğru kendisine göre tecrübeler.

Aile dedikya;! Anne babalar, aman bizim çektiğimizi çocuklarım çekmesin diye yetiştirdikleri, özür dilerim, yetiştirdik zannettikleri o muhteşem evlatlarına ne kötülük ettiklerini bilemediler, bilemeyecekler de..

Elbette o kadar basit değil, yinede aslında anlatmak istediğim karakteri bozuk ve gelişimden uzak insanların davranışları ile ilgili,

Artık bu tip insanların etrafını kibir ve cehalet sarmıştır, öyle bir halleri vardır ki, kendilerini Allah katında dahi yüksek bir dereceye sahip, ilimde herkesten gün geçtikçe daha bilgili hatta Allah'ın kendisine azap etmeyecek ve insanlar hakkındaki üstün fikirlere sahip olduklarını, bir insana baktığında şıp diye doğru değerlendirdiklerini sanırlar.

Bu tip İnsanlar !

Doğrularının yanlış olduğunu anlatmak mümkün değildir, İkna olduğu her şeye araştırmadan bilip bilmeden karar verir ve uygular. onun için artık bilgisizlik üstünlük katacak bilgi olmuştur.!

Kendini bilmediği sürece hiçbir konuda hiç bir şeye üstün gelemeyecekler, Sadece tahmin ve olasılıklarla yaşayacak. Taki tepe taklak olduklarında, inşallah her şeye geç kalınmamış olur.

Kendini bilmek o kadar kolay değil,

Ne var bunda canım, demeyin,! Eğer her gün rutin işleriniz varsa bu olay dahada kötü, o gün düzen içinde gelecek sorunlara tepkilerim bellidir, ona göre nasıl davranacağıma karar veririm, yaptığım iş belli görüştüğüm kişiler bellidir olayı değil,

Kişinin kendisini tanıması...

Her şeyden önce kendine dürüst olmak ve asla yalan söylememekle başlar!, psikolojik ve fiziksel açıdan kendinde olanları bilmek, aklında en çok meşgul ettiğin konuları, duygularını, düşüncelerini, istek ve gereksinimlerini, güçlü ve zayıf yönlerini, amaç ve değerlerini, yeteneklerini ayrıca becerilerini bunları doğru değerlendirmeyle ilgilidir. 

Kendisini iyi tanıyan bir insan yaşayacakları karşısında neler hissedeceğini, neler düşüneceğini ve nasıl davranacağını, Kişiselleştirecek konuları, örnek aldığı ve güven duyduğu kişileri, neden değer verdiği veya vermediğini bilen, hayatı başkasına göre yaşayan veya başkasını kendisine göre yaşatan değil asıl nasıl yaşamak istediğini bilen kişidir. 

Yaşam boyu para kazanmak veya etrafımızdaki bir çok şeyle ilgilenirken kendimizi tanıma konusunda maalesef geri kalabiliyoruz,

Her zaman değişmeyen bir konumuz var, "İşlerimiz zamanımızdan her zaman önde" böyle olunca da kendimize çoğu zaman yazık ediyoruz.

Her gün o tuhaf diye nitelendirdiğimiz insanlara benzememek için kendimize sessiz ortamlarda zaman ayıralım...

Neden ve için sorularının cevaplarını arayalım...

Saygı ve Sevgiyle...






Araştırma ve Yazar: Fatih Akgül

Hiç yorum yok: