1) Hakikat ile ilgili görüşleri birbirinden farklıdır. Hiçbir konuda veya noktada hemfikir değildirler. Hatta, aynı grubun çeşitli üyeleri arasında görüş ayrılığı vardır.
2) Kendilerinin de itiraf ettiği gibi, başkalarında olmayan herhangi bir bilgi kaynağına sahip bulunmuyorlar. Bu grupların tek iddiası kendi tahminlerinin başkalarınınkinden daha kuvvetli olduğu noktasındadır. Ama herkes kabul ediyor ki bütün bilgileri yalnızca tahminlerden ibarettir.
3) Kendi tahminlerine olan inançları çok katı ve sarsılmaz bir noktaya henüz varmamıştır. Bu bakımdan fikirlerini, tahminlerini değiştirenler çoktur. Öylesine kişiler ve bilim adamları vardır ki düne kadar savundukları tezin tam tersine bir görüşü benimsemiş, eski görüşlerini tekzip eder duruma gelmişlerdir. Yaş, bilgi ve deneyimleri arttıkça görüşleri ve ideolojileri de değişmiş ve bir bakıma olgunlaşmışlardır.
4) Davacıların delillerini çürütmek, onları tekzip etmek ve yalanlamak için sadece tek bir görüş ileri sürüyorlar. Kendilerine göre; "davacılar, davalarının doğru olduğuna dair inandırıcı bir delil ortaya koymamışlardır. Davacılar, lambalar, vantilatör ve makinaların bağlı olduğunu söyledikleri gizli kabloları bize gösterememişlerdir. Ne elektriği göstermiş ne elektrik santralini gezdirmişlerdir. Bizi hiçbir görevli, yetkili veya baş mühendis ile görüştürmemişlerdir" diyor ve ekliyorlar, "bu durumda söylediklerinin doğru olduğuna nasıl inanabiliriz?"
Davacıların durumu ise şöyledir:
1) Davacıların tümü görüş birliği içindedir. Davanın bütün yönleri hakkında tam bir ittifak halindedirler.
2) Üzerinde tam görüş birliği içinde oldukları husus, diğer insanlarda olmayan bilgi kaynağına sahip bulunmalarıdır.
3) Hiçbiri davalarının sadece kıyas veya tahminlere dayandığını söylemiyor, aksine Baş Mühendis ile çok yakın ilişki içinde olduğunu, O'nun habercilerinin kendisine geldiğini, elektrik santralini de gezdiğini, her şeyi inanarak ve güvenerek söylediğini kesin bir ifade ile belirtiyor.
4) Görüş ve düşüncelerinde en ufak bir değişiklik yaptıklarına dair hiçbir örneğe rastlamıyoruz. Her biri, aynı şeyi ve aynı tezi başından sonuna kadar savunmuş bulunuyor.
5) Kişilik ve karakterleri tertemiz olup, özgeçmişlerinde yalan, iftira, iki yüzlülük, sahtekârlık ve dolandırıcılık konusunda en ufak bir belirti görülmüyor. Bu nedenle, hayatlarının her safhasında dürüst ve doğru olanların yalnızca bu konuda sözbirliği etmişçesine yalan söylemelerine imkân ve ihtimal yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder