Değişik Bir Yaklaşım
Bu kavga devam ederken bir kişi geliyor diyor ki:
"Kardeşlerim, bakın, bende var olan bir bilgi kaynağı sizde
yoktur. Bu kaynağa dayanarak bütün bu yanıp sönen
lambalar, dönen vantilatörler, hareket eden trenler ve çalışan
fabrikaların sizin göremediğiniz ve hatta duyamayacağınız bir
takım kablolara bağlı olduğunu biliyorum. Bu kablolar bir
trafo veya elektrik santraline bağlıdır, ki oradan gelen
cereyanla ışık ve enerji elde ediliyor. Söz konusu elektrik
santralında dev makinalar var, bunları birçok kişi çalıştırıyor.
Bu çalışan kişiler de baş mühendisin emrindedirler. İşte
bunun gibi bir iradenin yüce ilmi ve kudretiyle dünya
dediğimiz büyük ve eşsiz bir düzen sadece ayakta durmakla
kalmıyor, tıkır tıkır işliyor da. Onun direktifi ve denetimiyle
her şey yerli yerinde bulunuyor görevini yapıyor."Yukarıdaki iddianın sahibi olan kişi tezini kuvvetle
savunuyor. İnsanlar onu yalanlamaya çalışıyor, büyük bir
çoğunluk da ona karşı çıkıyor, deli-divane diyor, sövüyor,
dövüyor, eziyet ediyor ve evinden kovuyorlar. Ama bütün bu
bedenî ve ruhanî eziyetlere rağmen o davasını savunuyor, en
ufak bir tereddüde kapılmıyor. Hiçbir korku veya hırs onu
davasından zerre kadar ayıramıyor. Hiçbir güçlük, dünyaya
vermek istediği mesajda en küçük bir değişiklik yapmasına
sebep olamıyor veya ondan taviz vermesini sağlamıyor. Her
sözü ve her hareketiyle inancına ne kadar bağlı olduğunu
ortaya koyuyor.
Bundan sonra bir başka şahıs geliyor, aynı sözleri aynı
güven ve inançla söylüyor.
Daha sonra üçüncü, dördüncü ve
beşinci kişiler geliyor ve aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Derken,
bunların sayısı hızla artmaya başlıyor, yüzleri ve hatta binleri
buluyor, hepsi aynı sözleri tekrarlıyor, aynı davayı savunuyor,
aynı mesajı veriyor. Zaman ve mekân değişikliğine rağmen
konuştukları dil, kullandıkları üslûp aynıdır. Hepsi alelâde
insanlarda bulunmayan ilim kaynağından bahsediyor.
Hepsine mecnun ünvanı takılıyor, her türlü zulüm ve baskıya
hedef oluyorlar.
Herkes davalarından vazgeçmelerini isliyor.
Ama hepsi de sözlerinde duruyor, dünyanın hiçbir gücü
onların imanını, inancını sarsamıyor. Bu kadar büyük azim ve
kararlılığa sahip olan bu kişilerin, bir başka yönleri de,
yalancı, hırsız, hain, ahlâksız, zalim veya haram yiyici gibi
özelliklerinin olmaması. En büyük düşman ve en alçak muhalifleri bile bu insanların bu meziyetlerini kabul ediyorlar.
Bunların ahlâkı tertemizdir, haysiyeti büyüktür, alçak
gönüllüdürler, namusludurlar. Karakterleri bakımından
hemcinslerinden üstündürler. Delilikleri de sabit değildir. Tam
tersine, iyi ahlâk, nefis terbiyesi ve dünya işlerinin ıslahı için
getirdikleri talimat ve kuralların eşine rastlamak şöyle
dursun, birçok alim, birçok âkil bunların inceliklerini
araştırmak amacıyla ömürlerini geçirmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder