Hıristiyanlar Neden Barnabas İncili'ne Karşı Çıkıyor?'da kısaca değinmeye çalıştığımız hususlar, Barnabas İncili'nin diğer dört İncil'den çok daha güvenilir olduğunu göstermeye yeter sanırız. Bu İncilde Hz. Mesih (a.s.)'in söz, fiil ve sireti gerçeğe uygun şekilde anlatılmıştır.
Maalesef, Hıristiyanlar, kendi akide, inanç kuralları ile Hz. Îsa'nın talimatını bu İncil ile bilme ve düzeltme fırsatını kaçırdılar. Bu açıklamalardan sonra, zannediyoruz, Barnabas İncili'nde, Peygamber Efendimiz (a.s.)'in gelişine dair Hz. Îsa'nın ağzıyla dile getirilen işaret ve haberleri buraya aktarabiliriz. Söz konusu haberlerde Hz. Îsa, Hz. Muhammed (a.s.) için bazen "Rasûlullah" bazen da "Mesih" kelimesini kullanmıştır. Bazen "Takdir Edilmeye Lâyık" ibaresini kullanmış, bazen da öyle sözcükler kullanmış ki, bunlar "Lailâhe illallah Muhammed-ur Rasûlullah" anlamına gelmektedir. Hz. Îsa'nın, Hz. Peygamber hakkında verdiği işaretler o kadar çoktur ki, bunların hepsini anlatmak için ayrı bir kitapçığa ihtiyaç duyulacaktır. Bunların hepsini iktibas etmemiz imkânsızdır. Biz burada sadece belli başlı haberleri naklediyoruz:
"Allah'ın dünyaya gönderdiği peygamberler, ki sayıları 144 bindi, muğlak şekilde konuştular. Ama benden sonra, bütün peygamberler ile mukaddes varlıkların nuru gelecektir ki, peygamberlerin söylediklerini açıklayacak, sizi aydınlatacaktır. Çünkü o Allah'ın Rasûlüdür". (Bölüm; 17) "Ferisiler ile Lâviler, dedi ki, madem ki sen ne Mesih, ne İlyas, ne de başka bir Nebisin, o zaman sen neden yeni bir vaaz ve telkinde bulunuyorsun ve kendini Mesih'den de daha büyük olarak gösteriyorsun. Îsa Mesih dedi ki, Tanrı'nın benim vasıtamla gösterdiği Mu'cizelerin maksadı, benim yaptıklarımın hepsinin Tanrı'nın isteğine bağlı olduğunu size göstermektir. Yoksa, ben kendimi, sizin bahsettiğiniz (Mesih)ten büyük saymıyorum. Ben, sizin Mesih dediğinizin
çorabının boncuğunu veya ayakkabı bağlarını açacak seviyede bile değilim. O Mesih benden önce yaratılmıştı ve benden sonra gelecektir. O dinin hiç son bulmaması için hakikatleri yanında getirecektir." (Bölüm; 42)
"Size yemin ederek söylüyorum, gelen her nebi sadece bir millet için Allah'ın rahmetinin işareti olarak gelmiştir. Bu sebeple, bu peygamberlerin talimatı, gönderildikleri ümmet ve ulusların dışına çıkmadı. Ama Allah'ın Rasulü gelince, Allah O'na adeta elindeki mührünü verecektir. Taa ki, O'nun talimatını almış olan dünyanın bütün ulusları selâmete ve rahmete kavuşacaklardır. O inkârcılara hâkim olacak ve putperestliği öylesine yeryüzünden silecektir ki Şeytan
kaçacak delik arayacaktır". (Bu satırlardan sonra, Hz. Îsa'nın şakirtleriyle uzun bir konuşması yer alıyor. Bu konuşmada Îsa Mesih (a.s.) müstakbel peygamberin Beni İsmail'den olacağını izah ediyor). (Bölüm; 43)
"Bu sebeple size diyorum ki, Rasûlullah, Allah'ın yarattığı hemen hemen bütün mahlûk ve eşyaları memnun edecek bir saadettir. Zira O, anlayış, nasihat, hikmet, kuvvet, şefkat ve sevgi gibi güzel duygularla doludur. O, cömertlik, rahmet, adâlet, takva, dürüstlük, efendilik ve sabrın ruhuyla donatılmıştır. Kendisine bu faziletlerin üç misli verilmiştir. Yani Allah'ın yarattığı diğer mahlûklara nisbetle O'nun dünyaya gelişi ne mübarek bir an olacaktır. İnanın, ben O'nu görmüş ve ona saygılarımı sunmuşumdur. Tıpkı diğer bütün peygamberlerin O'nu gördüğü ve O'na saygılarını sundukları gibi. Allah O'nun ruhunu görerek O'na Nübüvvet bahşetti. Ve ben O'nu görünce heyecandan ruhum titredi ve dedim ki: "Ey Muhammed (methedilmiş kişi, zât) Allah senin yardımcın olsun ve Allah beni senin pabuçlarının bağlarını bağlamaya
lâyık yapsın. Zira ben bu mevkiye yükselirsem, kendimi büyük bir peygamber ve Allah'ın mukaddes varlığı sayacağım". (Bölüm; 44)
"(Buradan gideceğim için) yüreğiniz sızlamasın ve siz korkmayın. Çünkü sizi yaratan ben değilim. Sizi yaratan, Yaratıcımız, Allah'tır ve O sizi koruyacaktır. Bana gelince, şu anda dünyada, dünyaya selâmet ve kurtuluş getirecek olan
Allah'ın Rasûlü için zemin hazırlamaktayım... Andreas dedi ki: 'Ey Üstâd, O'nun bazı belirgin özelliklerini bize bildir ki O'nu. tanıyalım!.' Îsa Mesih (a.s.) cevap verdi: 'O sizin zamanınızda gelmeyecek, aksine birkaç zaman sonra gelecek. O zamana kadar benim İncil'im öylesine tahrif edilmiş olacak ki, dünyada en fazla 30 mü'min bulunacaktır. O zaman Allah dünyaya acıyacak ve Rasûlünü gönderecektir. O Rasûlün başında beyaz bulutun gölgesi olacaktır. Bu gölge sayesinde Allah'ın sevgilisi ve yakını olduğu belli olacaktır ve O'nun aracılığıyla dünya Allah'ın mağfiretine kavuşacaktır. O, inkârcı insanlara karşı büyük bir güçle gelecek ve yeryüzünden putperestliği silecektir. Ve ben bundan son derece
memnunum, zirâ O'nun sâyesinde Tanrı'mız tanınacak, takdis edilecek ve hakikati dünyaya anlatacaktır. O ayrıca beni İnsanlar ötesinde bir şey zannedenlerden intikam alacaktır...
O öyle bir hakikatle gelecektir ki, bu hakikat bütün peygamberlerin getirdiklerinden daha açık seçik olacaktır!" (Bölüm; 72)
"Allah için and Kudüs'te mi yoksa Süleyman tapınağında mı içilmişti? Fakat sözlerime inanın, bir gün gelecek, Allah rahmetini başka bir şehre nâzil edecektir. Ondan sonra her yerde O'nun için doğru biçimde ibâdet yapılacaktır ve Allah kendi rahmetiyle her yerde hakiki namazı kabul edecektir...
Ben aslında, İsrail Kavmi için kurtarıcı nebi olarak gönderildim. Fakat benden sonra Mesih gelecek, Allah'ın bütün dünya için gönderdiği. Öyle bir nebi ki, Allah bütün dünyayı O'nun için yaratmıştır. O zaman bütün dünyada Allah'a ibâdet edilecek ve her tarafa rahmeti nâzil olacaktır" (Bölüm; 83)
"(Mesih, Başrahibe söyledi:) Yaşayan canım elinde olan Yaradan'a yemin ederim, bütün dünyanın milletlerinin beklediği o Mesih ben değilim. Allah bu nebî ile ilgili vaadini atamız Hz. İbrahim'e (a.s.) şöyle diyerek vermişti:
"Senin neslinin vasıtasıyla, yeryüzünün bütün milletleri berekete kavuşacaktır". (Doğum: 22; 18).
Ancak Allah beni bu dünyadan kaldırınca, Şeytan yine isyân çıkaracaktır ve
mü'min olmayanlar benim Tanrı ve Tanrı'nın oğlu olduğumu iddia edeceklerdir. Bu nedenle, sözlerim ve talimatım tahrif edilecektir. Ta ki belki de en çok 30 iman sahibi geriye kalacaktır. O zaman Allah dünyaya acıyacak ve rasûlünü
gönderecektir. O Rasûl ki, O'nun için dünyanın her şeyi yaratılmıştır. O Rasûl bütün gücüyle güneyden gelecek ve putları putperestler ile beraber mahvedecektir. Şeytandan iktidarını alacaktır. Ve Allah'ın rahmetini, kendine iman edecek olanların kurtuluşu için yanında getirecektir. Ne mutlu, O'nun sözlerini dinleyene." (Bölüm; 96)
"Baş Rahip sordu: 'Allah'ın bu Rasülünden sonra başka nebi'ler de gelecek mi?' Mesih cevap verdi. 'Bundan böyle, Allah'ın gönderdiği hakiki nebiler gelmeyecekler, ama pek çok sahte nebiler geleceklerdir. Ben bunun için üzgünüm. Çünkü Şeytan, Allah'ın adaletli kararı yüzünden bunları sahneye
koymaya çalışacaktır. Ve onlar benim İncil'imin perdesinin arkasında saklanacaklardır" (Bölüm; 97)
"Kâhinlerin başı sordu, 'Bu Mesih hangi isimle çağrılacaktır? Ve onun gelişinin işaretleri ne olacaktır? Îsa Mesih dedi ki, 'Bu Mesih'in adı "Takdir Edilmeye Lâyık"tır. Zira, Allah O'nun ruhunu yarattığı zaman O'na bu ismi
kendisi vermişti. Ve orada O'na seçkin bir muamele yapılmıştı.
Allah dedi ki: "Ey Muhammed, bekle, çünkü senin için cenneti. dünyayı ve birçok mahlûku yaratacağım ve bunları sana hediye olarak vereceğim. Ta ki, seni tebrik edecek olanlara bereket verilecek ve seni lanetleyecek olanlar lanetlenecekler. Ben seni dünyaya göndereceğim zaman, kurtuluş habercisi olarak göndereceğim. Senin sözlerin doğru olacaktır, öyle ki, yeryüzü ve gökler kaybolup gidecekler ama senin dinin ayakta duracaktır. Öyleyse, O'nun mübarek ismi Muhammed'dir" (Bölüm;97)
Barnabas diyor ki, bir defasında Hz. Îsa şakirtlerine hitaben yaptığı konuşmada "şakirtlerimden biri (ki sonradan Yahuda, Judah, Judas olduğu ortaya çıktı) beni 30 sikkeye karşılık düşmanlara satacaktı" dedi ve şunları ekledi: "Bundan sonra beni salacak olanın benim adımla öldürüleceğinden eminim. Zira Allahu Teâlâ beni yerden semaya kaldırtacak ve o hâinin yüzünü öylesine değiştirmiş
olacak ki, herkes onu ben sanacak. Ne var ki kötü şekildeki ölümü bir müddet benim karalanmama yol açacaktır. Fakat, Muhammed, yani Allah'ın mukaddes Rasûl'ü gelince bana sürülen leke temizlenmiş olacaktır. Ve Allah bunu, benim o
Mesih'e sadakatimi bildirdiğim için yapacaktır. O bana mükafatımı verecektir. Bu şekilde, herkes benim yaşamakta olduğumu ve bu rezil ölümle hiç ilişkim olmadığını anlamış olacaktır" (Bölüm; 113)
"(Hz. Îsa şakirtlerine dedi ki) Elbette ben size diyorum ki, eğer Musa (a.s.)'nın kitabından gerçekler çıkarılmamış olsaydı, Allah atamız Davud (a.s.)'a başka bir kitap vermeyecekti. Ve eğer Davud'un kitabında değişiklikler yapılmamış oldaydı. Allah bana İncil'i vermezdi. Zira, Allah, yani Rabbimiz, tahrif eden veya değiştiren değildir. Ve herkese aynı mesajı vermiştir. O, Rasûlullah geldiği zaman, inkârcı insanların benim Kitabıma bulaştırdıkları bütün (uydurma) şeyleri
temizleyecektir." (Bölüm; 124)
Gelecek Konu: Üç Şüphe'nin Giderilmesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder