Bu Blogda Ara

18 Ocak 2017 Çarşamba

Provokasyon

Geçmişten bugüne büyük kavgaların en büyük nedenlerinden biri küçük dedikodu gibi görünen söylemlerden oluşmaktadır.

Şu şunu böyle yapmış o bunu böyle yapmış, bize yakışmaz, kim onlar, gidelim görelim dövelim ders verelim, canlarını yakalım bir daha olmasın herşey iyi olsun güllük gülistanlık yaşayalım, Böyle bir dünya yok.

Yanlış olmazsa doğrunun bir kıymeti kalmaz, daha doğrusu yanlış olmazsa doğru diye bir kavram ortada olamaz. İnsanın insan olduğunu hatırlatan tekşey hatalarıdır.

Hayatımızda birileri yanlış yapabilir, Anneniz Babanız, Eşiniz veya çocuğunuz, Muhtar, Belediye Başkanı Bakan Başbakan hatta Cumhurbaşkanı dahi hata yapabilir. Yapılan her hatada davranış şekillerinize üslubunuzda dikkat etmez iseniz, hatayı düzeltme konusunda yapıcılıkla alakalı yoksun ve yeni sorunlar çıkarma adına antipatik bir durum ortaya çıkar.

Herşeyden önce bir insan olduğumuzu unutmamalıyız ve insan değeri cebindeki para veya konum ile sınıflandırılmadığını bilmemiz şart. Toprak altında veya üstünde eşitiz. Ben toprağın üstündeyim beni ilgilendirmez dersen, Hakka hukuka saygın kalmaz.

Ülkelerde yaşayan, özellikle müslüman bir ülkede yaşayan biri doğmamış çocuğun herşeyde, Bindiğin kendi paranla aldığın arabada bile hakkı olduğunu bilir, Bunu bilmeyenin müslümanlığı kısıtlıdır ve herşeyi yapmaya müsaittir.  

Provokasyonlarda genelde birilerinin amacı kendi canının yanması pahasına ortam huzurunu bozmaya dayalıdır. Bu genelde siyasi düşmanlıklardan çıkan basit olayların doğru veya yanlış bilginin ortaya atılmasıyla meydana gelir

Günümüz dünyasında kuyuda çok, taşta çok, hele hele kuyuya taş atacak meraklıca olanda çok. 


Farkındamısınız bilmiyorum, Provokatörler tek amacı kıvılcım çıkarmaktır, ellerinden geleni arkalarına koymazlar, Kıvılcım çıktımı zaten onlara yeter, En basit örneklerden bir tanesi, devletimiz 15 Temmuz anısına hatıra para bastırır, bu paranın bir yüzünde Türk bayrağına tutunan milletimin ta kendisi diğer yüzünde ise paranın değerini gösteren rakam mevcuttur, 

Beş parmağın beşide bir değildir, Uygulamalar, yaşam tarzları, düşünceler ve görüşler hep farklıdır. Birilerinin çok beğendiği bir şeyden sen nefret edebilirsin, nefret etmesende duruma göre yapına göre sever sevmezsin. 

Provokatörler her koldan sosyal medya hesaplarından; Bakın Paranın üstünden Atatürk resimlerini çıkararak bizi alıştırmaya çalışıyorlar gibi abuk sabuk düşünceler ortaya atarak bizlerin bilinç altında devlete karşı düşmanlık beslememizi istemekteler.

Bizim milletimiz iyi niyetinden çalışkanlığından ve dürüstlüğünden hiçbir zaman ödün vermemiştir, Ülkemizde farklı ırklardan gelip kabulendiklerimiz değil Türk gibi yaşamaya çalışan örf ve adet bilmezlerden bahsetmiyorum.

Bizi bir birimize düşürmeye çalışan soysuzlara malzeme çok. Sadece her zaman yaptığımız gibi öncesinde doğruluğunu gerçekçiliğini soruşturmak zorundayız, hatalı davranışları elimizden geldiği kadar düzeltmeye çalışacağız hemde iyi niyet ve güzellikle, Öfke veya kin kusan cümleler bize yakışmaz. Tarihte filozofların veya ünlü yazarların hiç söylemedikleri sözleri öncelikli malzeme gibi kullanırlar, Saygı gören, ülkece çok sevilen birinin sözleri çarptırılabilirler yani kısacası amaçlarına ulaşmak için ellerinden geleni yaparlar. 

Yüzyıllardır bu topraklarda kan görmeyi amaçlayan Provokatörler bizim ne kadar asil bir millet olduğumuzu iyi bilirler, Bizler Allah'ın ipine sarılmış bir milletiz, içimize aldığımız insanların, Toprağımızda çoluk çocuk sahibi olmuş kardeş bildiklerimiz bugün bize bu tip kişilere kukla olarak akıl kurnazlığı yapabilirler.

Türk'ü Türk yapan Soyundan çok Müslümanlığıdır. İyi bir Müslüman olduğumuz sürecede ipimiz sağlam, endişemiz olmaksızın doğru yoldan şaşmayacağımız kesindir.

İslam Dini Kusursuzdur, Kusurlu Olan sadece biz Müslümanlarız ve İnşallah bu kusurlardan kendimizi iyi geliştirerek kurtulacağız.

Sosyal medyanın gücü artıyormuş gibide gözükse gün gelecek Cem Yılmaz'ı ararcasına sadece gülmek eğlenmek vakit geçirmek için gücünü kaybeden varlık olacak ve yeni bir alışkanlıklar gelecek, yabancı olduğumuz ama sevdiğimiz bu alışkanlığa geçene kadar yine seni kandırmaya çalışacaklar.

Kanma, Ekmek yediğin yere şükret ve dua et.

Hiç yorum yok: