Bu Blogda Ara

22 Ekim 2020 Perşembe

Ve İnsan

 Bu dünya kaç bin yıllık? 

Hadi soruyu değiştirelim;

Sen bu dünyayı ne kadar tanıyorsun?

 Karamsar olalım Kurtların sonsuzluk çizgisinde yürürcesine kendimize bir soru daha soralım, 

Kendini ne kadar tanıyorsun?

Kendince cevaplar geldiğinde bende yazı ile düşüncelerinden başlayacağım seni anlatmaya,

Sen bu dünyanın cevherisin, Bir o kadar da çöplüğü, 

Sen bu dünyada var olabilecek en iyi varlıksın, Bir o kadarda en kötüsüsün!

Bu sıralamalar bir cilt dolar taşar, 

Nasıl yaşıyorsun? bir pencereden baktığında kendini nasıl tanımlarsın, İnsanlara yansıttığın benlikle içinde bulunduğun benlik aynı mı?

Seni tanıyan insanlar hangi benliğini tanıyor, O benliğe alışabildin m o seni sevdi mi?

Bu karmaşık gibi gözüken psikolojik beyin savaşları seni karamsarsızlığa kimliksizliğe her defasında yeni başlangıçlara sürükler.

Önce Kendi Bul.

Zamanında değer verdiğim bir insan; İnsanlara kendi gerçek benliğimle cevap vermiyorum demişti.

Karşınızdaki insanın gözü kör sağır ve dilsiz olması dahi vermiş olduğunuz sahte enerjiyi anlar.İnsanın konuşması insanın %15 kısmını tanıtır geri kalan beden dili ve yaymış olduğunuz enerjide saklıdır. Bir insanın hayatında ömürlük olmak isterseniz sadece sizin o enerjiyi hissetmeniz yetecektir.

Burada esas konu kendi benliğinize daha sahip olamamışken bir çok konuda profesör gibi davranmak hatta ve hatta profesör olmadığınız halde O moda girip üst makamlarda bulunan özel ve kamu fark etmeksizin küfür ederek cevaplandırırsınız, Konuyu unuttuğunuz için hatalı tarafı karşısı zanneder yaşamaya devam edersiniz.

Sessizliği, hakkınız yenildiği durumla karıştırmamanızı, Olayların iç yüzünü öğrenmeden ilk adımı atanın siz olmamanızı tavsiye ederim.

Dağ dağa küsmüş haberi olmamış; Kan bağı olsun veya kan bağı olmayan sevdiğiniz birileri kendi ön yarılarında sizi yargılamış idam etmişse bu kararın sonuçları sizin elinizde, Buradaki olay davranış şekillerini değerlendirmek, ' Sidikliye bak, mesaj yazarsın cevap vermez ararsın telefonu açmaz veya geri dönüş yapmaz. Soğuk davranır gibi vs.' Bunlar tamimiyle ön yargının vermiş olduğu hatalı adımlar. Sizi çarmıha germiş elindeki kırbaçla bi sağınıza bi solunuza vuruyor.

Bahsetmiş olduğum konu insanda var olan basit durumlardan biri IQ derecesi düşük veya size olan sevginin önceden değerlendirilmeye alınmamış halinin resmi.

Bin yıllık dünyanın içinde 3 gün yaşayacaksın, kalemini kimin kırdığı, esasında onlar tarafından ne kadar değerlisin hiçbir önemi yok. Dünyaya birileri sevmek güzel yaşamak, birileri için ölmek, yemek içmek eğlenmek için gelmediğimiz kesin, Allah insanları yaratılış gayesini kitabında ve Peygamberler aracılığı bize bildirmiş, Bu bilgileri okuduktan sonra bir elbise gibi rafa kaldırma, bu bilgiler sen istesende istemesende senin önüne aklına gelecek al cebine koy ve her seferinde düşün cepteki neydi diye. al bak, bir daha düşün, al oku bir daha düşün.


Hayat insanla güzel, Önce kendini sev tanı yargıla, Sonrası olmayan döngüye gir.



9 Ekim 2020 Cuma

Vatanını ve İçindekini Sev, Sevemiyorsan Kötüleme.

Dünyanın içinden geçtiği bir sınav var, Bu sınavda herkesin yeri ayrı.

İnsan Kendini Nasıl bilir.

Çağdaş görünümlü.

Okumuş yazmış.

Ahlaki yozlaşmadan kaygılı.

Cahil cüheladan şikâyetçi.

Erdemli olmak konusunda iddialı.

Dürüst Hayatta yalan söylemez.

Çalışkan.

Her konuyu iyi bilen.

Maalesef etrafta görmüş olduğun bir çok kişiden gördüğün benliği kendine yapıştırmış kendini kandırmaktasın...

Ahlakın güzelini nasıl anlarsın biliyor musun? Peygamberimizin sünnetini yerine getirerek hayatı yaşayan.

Peygamberimizin hayatından kendine rol biçmiş birinin ilk yöneleceği yol Kuran-ı Kerim'dir.

Hal böyleyken anlayan ve yaşayan birinde dahi yukarıdaki özelliklerin hepsini görmek mümkün olmuyor.

Sosyal medyanın iğrenç dünyasında bilgi kirliliğinde insanların çoğu kendini yukarıdaki saydığım özelliklerle eş değerde görüyor.

Kendi ülke başkanını yerden yere vuran, Kendi ülkesini her defasında kötüleyen insan müsveddesi varlıklara seslenmek veya ders vermek bizim haddimize değil, değil çünkü onlar yukarıdaki üstün bilgeliklere sahip olduğu için bizim bildiğimiz hep yanlış ve herşeye bir kulp bulurlar.

Şuan ülkemizde Doların ve Euronun yüksek olmasının en başlı sebeplerinden biri birbirimize karşı bağlı olamamamız diğer bir etken tembel olup üretken olamamamızdır.

Hayatta en büyük zarar verecek en büyük 2 etken, Kendini yüksekte görüp ona göre rahatlığa kendini büründürmen, diğeri ise tembellik.

Şunu bilmelisin ki dünyadan bir haber yaşıyorsun, Ve bu eksen içinde kendine benzeyen bir çok kişiyi tarafına çekerek yanlış yola sürüklüyorsun.

Dünyada güçlü olmamıza engel en büyük etkenlerden biri birliğimize nifak tohumları eken paylaşımlardır, Yanlışı eleştir ama hainliğe yönelecek ülkeni küçültecek bir yanlışta bulunma







20 Ağustos 2020 Perşembe

Sosyal Medya

 Şair ne demiş; Ben beni bilirim bir başkası yalan!

Sosyal medyanın insan kişiliğini tamamen ortaya çıkardığını şu dönemde şaşkınlıkla izlediğimiz bir sürü olay var.

En basiti, inanması zor bir paylaşımda; Eyvah diyorsun bu çocukların annesi babası bu videoyu görseler kahır olur diye düşüncesine girmeden anne baba koridordan takla atarak videoya dahil oluyor. Yaşını başını geçmiş, en az 20 yaş ve altı için örnek olabilecek şahısların çektikleri videolara rüyada gibi izliyorum.

Bazen kendi kendime diyorum bu yansımalar tamamiyle kendimizi dışarı vurma şekli, Ha birde bu işin ucunda izlenmeye göre para kazanma durumu var. 10-15 bin dolar gibi aylık kazançları duyanların goril veya bukalemun gibi şekilden şekle girelimde şu para bizim olsun edasında.

Hey gidi güzel insan; Çoluk çocuk seni görünce ne diyor biliyor musun? İnsan demek ki böyle oluyor bende büyünce böyle olacağım diyor. Bir zamanlar sadece doktor ve askerin konuşulduğu dönemlerde darbe olduğunda sokakta askerin dik asil duruşunu gören çocuk darbenin ne olduğunu bilse belki bu düşüncelere girmez ama o duruş büyünce bende asker olacağım dedirttiriyor. Aynı şekilde doktorlarımızın asil duruşları bir çocuğu etkilemeye yetiyor, Zaten çocuk orada kendine bilinçsiz bir şekilde karakter arayışı içinde sen o videoları çekerken nesline geleceğine zarar veriyorsun farkında değilsin. 

4 yaşındaki oğlum elindeki fırçayı mikrofon yapıyor; Evet arkadaşlar bugün size basket potasının içine nasıl girilip girilmeyeceğini göstereceğim diyor bende izliyorum bakayım ne olacak diye, Baba hadi potaya gir diyor.

Güler misin, ağlar mısın ?

Sokakta tesettüre bürünmüş evde saç açık hey sexsi layd şarkına bin bir türlü hareketi izleyen 3 milyon kişiden fazla var ve bunların muhtemelen çoğu çoluk çocuk.

Hep diyoruz ama uygulama kısmı maalesef yok, Bu dünyaya yeme içme eğlenme yeri değil helede abuk sabuk video çekim yeri hiç değil,

Hırsızlık yapmakla aynı şeyi yapıyorsun. Çocukların gençliğin zamanını çalıyorsun. Sadece bunlarla kalsa iyi değil ama karakterlerini çalıyorsun.

13 Ağustos 2020 Perşembe

Sevgi

Hayatı hangi düzeyde yaşıyorsunuz?

Bu sorudan ne anladınız?

Hayat anne rahminde başlar, Annen ne kadar eğitimli ahlaklı ise sana etkisi olur, Zengilik ve fakirliklerin öncesi ve sonrası olabilir.

Kendi eğitimin ahlakın karakterin çevrene göre gelişir ve yön bulur. Bu çevre insan topluluğu, hayvan topluluğu, doğa gibi farklı çerçeveler olabilir.

Örneğin bin kişilik iş veren kendine yönetici demekten çekinir ama 15 kişilik kıçı kırık atölye sahibi ben yöneticilik yaptım diye kendini tabiri caizse kro aksanını kargadan daha kötü sesi ile düzgün konuşmaya çalışarak kendini iyi pazarlayabilir.

Buradaki durum her insandan bir şey alarak kendinde empati kurmaktan geçer ve kendine özgüveni olan bencil insanlar 100 bin kişi çalıştırsada muhatap oldukları toplasan 5 kişi olduğu için insan gibi büyük bir cevherden uzak kalır ve bencil bakışlar içinde uğurlar.

Kişisel gelişimini tamamlamış zanneden insan yanılır, Tecrübeli olan insanlar her insandan bir hikaye dinlemeye özen göstermeli iyi veya kötü dinlemeli.

Bu durum kan bağı olanlar içinde geçerli, karakter değişkendir, Genel davranışlar herşey değişkendir ve insan gün geçtikçe kendini daha iyi tanır, Yeni davranışlar çıktığında şaşkınlık geçirir ve kendinden uzaklaşır ve kendini unutur.

Akrabalar arasındaki sevginin mecbur olduğunu düşünürüz Halbuki Dostoyevski bununla ilgili çok güzel cümle kurmuştur. " Akrabalar arasında zorunlu bir sevgi bağı vardır, Oysaki sevgi öncelikle hak edilmesi gereken bir şeydir "

Kendini bilen biri asla kan bağına bakmaz, bu demek değildirki Anneye babaya saygız olun.

Çok hikayeler okudum, çocuğunu kafasının üstünden indirmeyen,giymeyip giydiren, yemeyip yediren anne babaların ne hale geldiğini.

Sevginin ana temeli herşeyi kabullenmek değildir aksine duruşunla örnek olarak hatayı doğruya iletmektir.

Dağ dağa küsmüş haberi olmamış, kendi içinde anlamlı veya anlamsız konular hakkında düşmanlıklara karşı sessizliğinizi korumanızda fayda var. DOĞRU ve YANLIŞ; Gece ve Gündüz, bugün ile yarın gibidir. Bugün doğru bildiklerin yarın yanlış yanlış bildiklerin doğru çıkacaktır.

Aile fertlerinde zorunlu sevgi düşünüldüğü için iğrençliğin, saygısızlığın ve kendine yaptığın kötülüklerin sonu gelmiyor.


Sevgi kişiliğine uygun olan herşeye bakış açının bir parçasıdır. Doğru veya yanlış olma ihtimali fazladır.

Aşk ve Sevginin kulvarları farklı olsada, biri cep telefonu diğeri Telsiz ama unutmamalı ki dünyanın gerçek gayesinin kendi egonu, dünyayı doya doya gezme, eğlenme, yeme içme yeri için gelmediğimizi unutmayalım, Allah'ı bilmek onu tanıdıkça Allah'ın izin verdiği çerçevede içinizdeki merhameti ve dünyadaki her nesneye bakış açınız değişecek sevginiz bu dünyada yaşayan herkesi ihya edecektir. 


10 Mart 2020 Salı

Hayatımızı Değiştirecek Kararlar

Bir insan hayatını neden değiştirmeli ve kimler hayatını değiştirmek zorunda?

Günümüz dünyası o kadar zor ki ömrünün son çeyreğine gelmiş insanlarda dahi kişilik veya karakteri oturtturma yönünü bir türlü yakalayamamıştır.

Bunu siyasi kavgalarda tarafsız baktığınızda gerçekten vatanını seven biri bu durumu rahatlıkla görür.

Bununla beraber neden hayatımı değiştireyim derken bir kendimizi tartmamız lazım, Ottan böcekten yerdeki çöpe kadar bakış açınız nasıl ve nasıl olmalıdır düşünce ile görmüş olduğunuz herşeye empati kurarak. Yerde çöpe nasıl empati kurulur demeyiniz.

Burada önemli olan kişiliğini test ederek ne kadar temiz olduğunu ne kadar asil bir karaktere sahip olduğunu görebilmektir.

Şimdilerde ortalığı ahıra çeviren çoluk çocuğu istismar eden şahsiyet yoksunu insan kalabalığı mevcut ve kendini müsvetteye ayırmadan önce kendini değiştirme önceliği olan kişilerdir.

Düşünmeden konuşan her konuda kendini haklı çıkaran bir tür ancak bize endekslidir.

Empatiden uzak iki kulağı tıkalı rölüne bürünmüş yapımızdan uzak durarak, Allah'ın bize sunmuş olduğu tek dil iki kulağımızı nasıl kullanacağımızı iyi öğrenmemiz gerekiyor, Adı üstünde tek konuş 2 dinle mantalitesi olmak zorunda, yoksa hertürlü 2-0 geriden başlarız.

Netice olarak, Dünyayı sevme ölçün Allah'ın sana emrettiği şekilde olduğu sürece hayatında büyük bir değişikliğe ihtiyacın olmayacaktır. Örnek kişi olarak bu dünyada gönül ferahlığı ile gezebilir. İnsanlara sevecen yaklaşımında her türlü yardımına ister istemez menfaatsiz koşacağını göreceksin

Sevgiyle Kalın

14 Aralık 2018 Cuma

Devlet 16 Yılda Ne Yaptı

Bir Ülkenin başındaki insan hakkında çok kolay atıp tutuyoruz, Geçmişimizi çabuk unuttuk, Baylar bayanlar Şunu size bir kez daha hatırlatayım, Bu devlet 17. Ağustos 1999 toplanan yardım paraları ile devlet memur ve emeklilerin maaşını ödedi,

İstanbulda Su yoktu ve 2-3 haftada bir çöp yığınlarında patlamalar oluyordu.
Bunun öncesinde Hükumetin herşeye zam açıklamaları %250- %300 le başlardı zaten bir çok şeyi bulmakta zordu.
3. Dünya ülkesi derler çekemeyenler, hangi 3.Dünya ülkesi dünya Ekonomisinde,üstümüzde bu kadar baskı oyunlar olmasına rağmen 13. sırada.
Yapılan bütün hizmetlerde yandaşları zengin etti diyenler, zaten yapması gerekiyordu diyenler, battık öldük bittik diyenlere boşuna kanmayın.
Şöyle ki: 5 Kardeş 1 Baba, Anne ev hanımı ve diğer bütün kardeşler maaşlı, 1 kişi emekli olan eve 4 maaş giriyor ev kira değil ve bu adam geçinemiyorum diyerek devletin arkasından söylemedik laf bırakmıyor.
Genci yaşlısı bu topraklarda yaşayan herkes haddini bilerek yorum yapması gerekli, Hükumet öncesi ve sonrasını bilmeyenler öğrenecekse sağlam kaynaklardan öğrenip konuşacak, Sevgi göreceli bir kavram baştaki insanları sevmek zorunda değiliz ama ihanet eder gibide konuşmak bize yakışmaz.
Ayrıca Osman Gaziden bu zamana kadar geçmişimiz bizi bize anlatmaya yeter.
Avrupada bizi barbar türkler olarak bilirler, Barbar nedir? Sizce bizim yapımız Barbara uygun mu?
Barbar: Tecavüz, yağmalama, gözünün yaşına bakmadan çoluk çocuğu kılıçtan geçirme gibi fetih kurallarımıza uymayan hareketlerdir.
Böyle bir millet yıllardır aç olmasına rağmen afrikadaki açlık sınırındaki bir çok ülkeye yardım elini uzattı, En yakın zamanda pandemide 93 ülkeye yardım elini uzatarak nasıl millet olduğunu gösterdi.
Barbarlıkla uyumsuz olduğumuzu gösteren bir dünya yaşanan olaylar vardır, Herşeyden önce islamın emir ve yasakları bize sefer başında başkasının bir elmasının dahi yenmeyeceğini anlatır ve uygulattırır.
En basit ve etkili olaylardan biri!!!
Fatih Sultan Mehmet istanbul'u 56 gün sonra kazandı. Osmanlı ordusu o kadar güçlüydü ki önünde dağlar duramaz erirdi ama ne hikmetse istanbul'u kazanmak kolay olmadı. Tarihçilerin yalanlarına kanmayın Gerçek tarihi bulun ve özdeşleştirin. Fatih Sultan Mehmet Orduyu toplar; Aranızda daha önce en ufak haram yiyen var ise ayrılsın, ayrılanları ne takip ettireceğim nede ceza vereceğim der, Elinde islam kılıcı olan Fatih Sultan Mehmet'in ordusunun yarısı ordudan ayrılmış olarak fetih 56 gün sonra gerçekleşmiştir. İslamın emir ve yasaklarını bilen hiçbir kimse Barbar kelimesi ile yan yanda dahi ilişkilendirilemez. 
1. Dünya savaşı 1915-1916 yıllarında destanların yazıldığı Çanakkale savaşında Mustafa Kemal Atatürk'ün rütbesi ne idi ? 
ALBAY : Albay'ın üstünde kaç tane rütbe var bilirsiniz! 
Peki biz çocuklarımıza tarih kitaplarında neden generallerden hiç bahsetmedik, Samusun'a çıkışından 1. Dünya harbinde elimize tutuşturdukları anlaşmalara gebe kalmalarımızın sebeplerini.
Şunu bilin Gazi Mustafa Kemal sevsenizde sevmesenizde bizim baş tacımızdır. Bir çok konuşmasında bir çok yanlış cümleler kursada bugün ki zihniyetten daha çok sahip çıkarız.
Hata insana ait bir durum ve hatasız kul olmaz. Mustafa Kemal'e lafda söyletmeyiz hakkında birşeyde konuşmayız, Çünkü bu ülkede Mustafa Kemal'i putlaştıran birileri çok sayıda. Atatürkçü zihniyeti ile yaşayan körler en başta geliyor.
Bugün demokrasi diye türkü söyleyenler Devlet yönetirken baş örtüsünü sorun hale getirdiler. İnsan hakları denilen ne varsa bundan başörtülüler muaf oluyordu.
Bu ülkenin ıstırabını 1850' lerden 1980' e kadar olanlar yaşadı, Şimdiki yaşayanlar cennetteler, Bütün parasını pavyonda kumarda yiyerek ben yoksulluk çekiyorum diyenlere yardım elini uzatan, Halkına ve ırkına sahip çıkan bir ülke konumuna gelmek islam ahlakıyla eğitilmiş yöneticilerden kaynaklı.
Peki Hükumet son 16 yılda neler yaptı;
Marmaray
3.KÖPRÜ
OSMAN GAZİ KÖPRÜSÜ YAP✔
BİTMEK BİLMEYEN BOLU TUNELİ YAP✔
Hızlı Trenler YAP✔
Havaalanları YAP✔
Üniversiteler YAP✔
Stadyumlar YAP✔
Olimpik Yüzme Havuzları YAP✔
Yeni Tiyatro Sahneleri YAP✔
Metrolar YAP✔
Tüneller YAP✔
Otoyollar YAP✔
Barajlar YAP✔
Nükleer Santral YAP✔
Modern Bölünmüş Yollar YAP✔
Modern Adliye Sarayları YAP✔
Milli Silahlar YAP✔
Milli Tank YAP✔
Milli Helikopter YAP✔
Sismik Araştırma Gemisi YAP✔
Boğazın Altına Tüp Geçit YAP✔
Dev Şehir Hastaneleri YAP✔
81 İl e Ücretsiz Kanser Tarama Merkezi YAP✔
Tersane YAP✔
Liman YAP✔
Geri Dönüşüm Tesisleri YAP✔
Dar Gelirliye Konut YAP✔
Başörtüsünü serbest YAP✔
Hz.Muhammed'in (S.A.V) Hayatı'nı ve Kuran-ı Kerim'i seçmeli ders YAP✔
Uzaya uydu FIRLAT
Ambulans sayısını ARTIR
Hastane sayısını ARTIR
MR Cihazı sayısını ARTIR
Tomografi Cihazı sayısını ARTIR
Diyaliz Cihazı sayısını ARTIR
Yeşil Alan miktarını ARTIR
Orman miktarını ARTIR
Milli Park sayısını ARTIR
Açılan İşyeri Sayısını ARTIR
Turist sayısını ARTIR
Öğrenci sayısını ARTIR
Öğrenci Burslarını Kat Kat ARTIR
Doğalgazlı il sayısını ARTIR
İçmesuyu ulaşan insan sayısını ARTIR
Okuma Yazma Oranını ARTIR
Okullaşma Oranını ARTIR
Tarımsal Üretimi ARTIR
Çiftçiye Destekleri ARTIR
Halka Sosyal Destekleri ARTIR
Şehit Ve Gazilere Desteği ARTIR
Eğitim ve Sağlık Harcamalarını ARTIR
MB Döviz Rezervlerini ARTIR
Memur ve Asgari Ücretlinin Maaşını Enflasyondan Fazla ARTIR
Türkiyenin ilk Tohum GEN Bankasını AÇ
Türkiyenin ilk Milli Botanik Bahçesini AÇ
Enflasyonu DÜŞÜR
Faizleri DÜŞÜR
Kamu Borcunu DÜŞÜR
İMF ye Borcu YOK ET İMF Borç ister oldu
Hava Kirliliğini YOK ET
Çöp Sorununu YOK ET
Trafik Canavarını YOK ET
Katsayı Zulmünü YOK ET
Öğrenciye Ders kitabını ücretsiz DAĞIT
Öğrenciye Süt DAĞIT
Öğrenciye Tablet DAĞIT
Okullara Bilgisayar DAĞIT
Okullara Akıllı Tahta DAĞIT.
Üniversite Harçlarını KALDIR.
Binlerce Tarihi Eserimizi Yurda GETİR
Binlerce Tarihi Yapıyı RESTORE ET
Orhun Abidelerine giden 48 Km Asfalt YOL YAP
Dünyanın 3. Deniz Dolgulu Havalimanını Yap ( Ordu-Giresun Havalimanı)
Bunları zaten yapacaktıda IMF derdini bile çözemeyenler neden yapmadı. Ha bunları yandaşlarına yaptırdı diyenler, Geçmiştekiler bırakın yandaşlara yaptırmayı rüşvet almadan iş yapan memur yoktu.
Herşeyi kenara bırakın Allah'ın verdiği nefesi boşa harcamayın, Recep Tayip Erdoğan'ı sevmeyin ama vatanıda satmayın. Ülkene sahip çık, Çalışkan ol.
Yalancılara kanma, iyi araştır. Allah ülkemizi korusun ve Devlet büyüklerimizin yardımcısı olsun, 
   

4 Ekim 2018 Perşembe

Derdimiz!

Ne acayip dünya!

Ülke olarak zor günler geçiriyoruz, Peki ne zamandan beri?

Kimse kimseyi kandırmasın, Cennet vatanda tembelliğimizin hatasının cezası çekiyoruz. 

Dert nedir biliyor musunuz?

Dert! 7,5 Şiddetin ardından gelen çığlıkların korkusu ve sevdiklerine ne olduğunun endişesi! Bir kolunun kırık, Şiddetli baş ağrısı çekmendir!


Dert! 7,5 Şiddetin ardından sen o çığlıkların, korkuların ve endişenin içinde tusinaminin ikinci darbeyi vurmasıdır!

Dert! Yarın diye bir şeyi hayal edememektir.



Dert! Trilyonların altında kalmışsın çok mu? İnsan bir tükürük bezi olmadığı için bir yudum suyu içememesidir!

Dert! Fenerbahçe'nin tarihi hezimetler alması değil, Dert bir çocuğun kılına zarar gelmesidir!

Dert! Küçücük bedenlere sinsi bakışların nedenlerini düşünememektir!

Dert! Allah'sız yaşamaya çalışmaktır!

Dert! Ahlaktan yoksun kalmaktır!

Dert! Yemeğin olmamasını bırakın su bulamamaktır!

Dert! Müslümanım diye yaşa, ağaç kes, ortalığı çöplüğe çevirmektir!

Dert! Bırakın büyük hayvanı yavru bir hayvanın canına kastetmektir!

Şimdi ülke vatandaşı olarak değil, Bir Müslüman olarak düşünelim bizim derdimiz nedir? 

Kendime ve sizlere şunu hatırlatmak istiyorum, elinizdeki telefon dahil canlı cansız ne varsa bir gün elbette kullanışsız hale gelecek, Biz insanlar keşke şu telefon kadar değersiz olsaydımda insan olarak dünyaya gelmeseydim dememek için Ahlak kurallarımızı, acımızı sevincimizi paylaşımlarımızı Peygamber Efendimizin hayatını örnek alarak düzenlememiz şart.


Hz. Mevlana'nın şu sözünü sizlere hatırlatayım; Sanma ki dert sadece sende var, sendeki derdi nimet sayanlar da var.



كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

Bütün nefsler ölümü tadıcıdır. Sonra Bize döndürüleceksiniz. 


                                        اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ 

Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz o'na döneceğiz"