Bu Blogda Ara

8 Şubat 2015 Pazar

Gerçek Sevgi - Hakikat'ı Bulmak

Bismillahirrahmanirrahim


Bu dönemde gerçek sevgiyi kim bulmuş ki ben bulayım diyen çoktur,

Evet doğru, Kişiler artık kendi menfaatlerini düşünmekten bir başkasının ne durumda olduğunu düşünmeden hareket etmekte,

Amaç ne olursa olsun bu dünyadaki yaşama sebebimizin ne olduğunu düşünerek adım atmalıyız,

Para mı, eşin , çocukların, işin veya daha sıralayacağımız bir çok nedenler var ama fazlasına gerekte yok, Yaşadığın sürece eninde sonunda sen inansanda inanmasanda bitecek,

Yaşam kaliteni artırabilmek için çok konuşmak yerine çok düşünmek ve kamil insanlardan daha çok eğitim alarak kendine yol haritası belirlemelisin,

Bazen bırakın bir başkalarına tahammül etmeyi değer verdiklerinizin hal ve hareketlerine dahi katlanamıyoruz, Yaşam kaliteni yükseltmenin en basit yöntemi yukarıda belirttiğim gibi  çok konuşmak yerine düşünmek ve Allah'ın varlığını nefsine inandırarak Allah'ı daha çok düşünmekle başlar,

Bütün derdi yeme içme para kazanma ve kendi menfaatleri düşünerek iyi hayat yaşamak için olan bir kimsenin Allah'ı sevdiğini söylemesi yalandır. 

 Bunun gibi cennet nimetlerini düşünen, onlarla meşgul olan kişi de sevgisinde yalancıdır.

Gerçek mânada kul olanlar yalnızca Allah için kalkar, oturur, konuşur, her şeyi O'ndan alır ve yalnız O'na bakarlar. 


Gözlerini Allah için kapatırlar. Böylece O'nunla görür, O'nunla işitir, O'nunla konuşur, O'nunla tutar ve O'nunla yürür bir hale gelirler. Bu durum bir kudsî hadiste şöyle ifade edilmiştir:

"Ben bir kulumu sevdiğim zaman onun kulağı, gözü, eli ve ayağı olurum. Kulum benimle duyar, benimle görür, benimle tutar, benimle yürür..."


Allah Teâlâ, diğer insanlara vaad ettiği birtakım şeyleri bu kullarına peşinen vermiştir. 


Başkalarına garib olan şeyi onlara ayan beyan göstermiştir. Diğerleri, bir köşeye serilmiş bulunan seccadeleri üzerindeyken, onlar şarkta, garpta, arşdadırlar.
Bedenleriyle olmasa da sırlarıyla maddî âlemi aşmışlar, Hak Teâlâ'yı gözleriyle olmasa da sırlarıyla görmüşlerdir. Onlar Hakk'ın güzide kulları ve kâinatın yaratılış sebebidirler.

 Halk onların bereketi sayesinde rızka kavuşur, onların duaları ile nice şeyler yaratılır. Onlar, sadece Allah'a kulluk eder, sırf O'nun birliğini ikrar ve ilân ederler. Bu güzide insanlara ve onlara tâbi olanlara ne mutlu!...

Dünyayı veya âhireti arzulayan birçok kimse vardır. Lâkin Hakk'ı isteyen kimse çok azdır ve onlar hürmete lâyıktır.


 Değerli ve önemli olan Hak olduğundan, elbette O'nu istemenin ve isteyenin değeri de o oranda büyük olur.


Hükümdarın sarayına girmek ve onun sofrasına oturmak isteyen kimse ile, onun çöplüğüne atılmış bir leşi arzulayan kimse bir değildir.


Yine hükümdar ile, onun özel odasında oturup konuşmayı isteyen kimse ile, sıkıntılarından kurtulmak için onunla salonda görüşmeyi isteyen kişi eşit olmaz.


Yakın olan şeylerin birbirine tesiri vardır. Bazı yakınlıklar insanı yükseltirken, bazıları da alçaltır. Hükümdarla salonda oturmakla, özel odasında oturmak aynı değerde olmayıp her biri için farklı dereceler mevcuttur. 


Bu hakikat Kur'ân-ı Kerîm'de (meleklerin ağzından) şöyle dile getirilmiştir:
"Bizden herkesin belli bir makamı vardır." 


Bazı gruplar bu dünyaya bağlandıklarından beşerî karanlıklar onları kaplamış ve basiretlerini kör etmiştir. Böylece onlar ulvî (yüce) âleme değil, süflî (basit) arzularını tatmin ettikleri âleme yönelip bütün himmetlerini, çöplüğe atılmış leş değerinde olan dünya zevklerini ele geçirmeye sarfetmişlerdir.


İşte böyle insanların amelleri boşa gitmiş, emelleri yok olmuştur. Onlar, her an iki azap içindedirler. Biri, elde ettiklerinden ayrılık ateşi, diğeri de ileride tadacakları cehennem ateşidir. Şu âyet onlardan bahsetmektedir:

"Âhirette onlara ateşten başka hiçbir şey yoktur. İşledikleri ameller orada boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da bâtıldır"

Bu dünyadaki hakiki sevgi  Allah'a olan sevgidir, 

Allah bizlerini Kendine yönelten, kendisine hakiki kul olarak bu dünyadan imanla göçenlerden eylesin ( amin )



Saygı ve Sevgilerle
Derleyen ve Düzenleyen: Fatih Akgül

İmam Gazalinin Tevhid Risalesinden alıntılar yapılmıştır.

Hiç yorum yok: