Bu Blogda Ara

25 Eylül 2015 Cuma

Cuma Hutbesi - Komşuluk

Aziz Kardeşlerim! Ayeti kerimede Yüce Rabbimiz“ Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez” 1 buyurmaktadır. 

Peygamber Efendimiz (s.a.s) de hadisi şeriflerinde: “Komşusunun, kendisine kötülük yapabileceği kaygısından kurtulamadığı kimse cennete giremez”2 buyurmuştur. 

Değerli Müminler! Hiç şüphesiz komşularımız, aile fertlerimizden sonra iç içe olduğumuz, bize en yakın olan, keder ve sevinçlerimizi paylaştığımız kişilerdir. Hayat, aile ve komşularla huzur içinde yaşanırsa anlam kazanır. Komşuluk ilişkilerinin samimi, içten ve kardeşçe olması toplum huzurunun da temelini teşkil eder. Komşularının güvenini kazanamayan, kendisinden çekinilen, çevresine rahatsızlık veren kişiler iyi bir komşu olamadıkları gibi olgun bir mümin de olamazlar. Kardeşlerim! Sağlam temeller üzerine kurulmuş komşuluk ilişkileri, iyiliklerin ortaya çıkması; yanlışların ve hataların ortadan kalkması için bir yardımlaşma şekline dönüşebilir. Bunun için de sorumluluk ve saygınlık hususunda hassasiyete sahip komşuların tercih edilmesi gerekir. Abdullah b. Mes’ud’un rivayet ettiğine göre, bir adam Resulüllah’a (s.a.s), “Yaptığım bir işin iyi veya kötü olduğunu nasıl bilebilirim?” diye sorar. Peygamberimiz (s.a.s) şu cevabı verir: “Komşularının, ‘İyi yaptın!’ dediğini duyarsan iyi yapmışsındır; onların, ‘Kötü yaptın!’ dediğini duyarsan da kötü yapmışsındır.”3 

Kardeşlerim! Olgun müminlerin özelliklerinden birisi de başkasına zarar vermemektir. Mahallesini, sokağını, şehrini paylaştığı insanların hukukuna saygı göstermektir. Birlikte yaşamanın gerektirdiği ahlaki kurallara riayet etmektir. Bu hassasiyet komşu için daha da önem arz eder. Bu konuda Allah Resulü (s.a.s) şu uyarıda bulunur: “Kim (bir başkasına) zarar verirse Allah da onu zarara uğratır. Kim de (bir başkasıyla haksız olarak) nizaya ve düşmanlığa girişirse Allah da ona düşman olur” 4 

Bizler, “Allah’a ve ahret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin” 5 ve yine “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” 6 buyuran Hz Muhammed’in (s.a.s) ümmetiyiz. Onun güzel ahlaki ilkelerini benimseyip yaşayan müminler olarak Rahmet Peygamberimizden rivayet edilen, “Kişi kendi nefsi için istediğini komşusu için de istemedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz.” 7 ,Nebevi uyarısı da hepimizin ilkesi olmalıdır. 

Kardeşlerim! Komşu o kimsedir ki evini, ekmeğini, gönlünü komşusuyla paylaşır. Komşusuyla karşılaştığında onu selamsız bırakmaz. Sıkıntıları varsa bunlara ortak olur, sevinçlerini de komşusuyla yaşar. Hata ve kusurlarının peşine düşüp onları araştırmaz ve bir ayıbını görmüşse onu yaymaya değil örtmeye çalışır. Bilir ki bir mümin kardeşinin ayıbını örterse mahşer günü Allah Teâlâ da onun ayıbını örtecektir. Kendisine karşı bir kusur işlemişse onu bağışlar çünkü affetmenin büyük mükâfat olduğunu da bilir. 

Kardeşlerim! Günümüz insanı, teknoloji alanında merhaleler kat etmiş, modern çağın her türlü imkânını elde etmesine rağmenne acıdır ki kalabalıklar arasında yalnız kalmış, kardeşçe yaşama güzelliğini kaybetme talihsizliğine düşmüştür. Yüksek binalarda, kalabalık mahallerde oturmakta fakat yanı başındaki komşusunu tanımamaktadır. Bir gülümseme ve selam vermeyi dahi komşusundan esirger hale gelmiştir. Bu yalnızlık ve çaresizliğin ilacı, kardeş toplum bilincini, dini ve milli kültürümüzün bizlere öğrettiği yardımlaşma, dayanışma, iyi komşuluk değerlerini yeniden hayatımıza geçirmektir. Ekmeğin, suyun, yemeğin, sevincin ve kederin paylaşıldığı komşuluklar bizim medeniyetimizin eseridir. Bu üstün meziyetleri yeniden hayatımıza geçirmeli, yakın uzak demeden, gönül kapılarımızı bütün komşularımıza, kardeşlerimize sevgi, merhamet ve yardımlaşma duygularıyla açmalıyız. Birbirimizi Allah için sevelim. Allah için kardeşler olalım. Güzel komşuluk ilişkileri kurup yaşatarak huzurlu bir toplum oluşturalım. 

Hutbemi Efendimiz’in (s.a.s) bir hadisi şerifi ile bitiriyorum “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”8 

1 Nisa, 4/36 
2 Müslim, ‘İman’ 73 
3 Ahmed b. Hanbel, I/402 
4 Ebu Davud, ‘Akdiye’ 31 
5 Müslim, ‘İman’ 75 
6 Muvatta, ‘Hüsnü’l-Hulk’ 8 
7 Müslim, ‘İman’ 72 
8 Ebu Davud, ‘Edeb’ 123 

Hazırlayan: Hasan YAZICI, İmam-Hatip, BAYRAMPAŞA 
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu

Hiç yorum yok: